Türk insanı ne yer?

Geçtiğimiz hafta Deniz Erbil, Alkent'in içinde, Mezzaluna'nın yerine açılan Vox Brasserie'yi kaleme almış ve 'Türk damak tadı' efsanesinden bahsetmişti. Özetle, Türk damak tadına uygun mönü oluşturma çabasına giren şeflerin nasıl da birbirinin kopyası mönüler oluşturduğundan yakınmıştı. Yazıda bahsettiği, krema içinde yüzen ravioli ısmarlayan arkadaşı benim. Bu kez Deniz Erbil'siz, yine Vox'un yolunu tuttum. Mekanın şefi belli ki uyarıyı dikkate almış, makarnayı krema havuzundan çıkarmış. Vox'un ortaklarından Arzu Özer'le sohbete başlıyoruz. "Hata bizde değil, mönüyü hazırlarken çok fazla hayal kırıklığı yaşadık," diyor. "Türklere alışık olmadıkları şeyleri yedirmek çok zor," diye de ekliyor. Elbette Vox'u ve Arzu Özer'in başına gelenleri Türklere genellemek doğru değil. Yine de genel çerçevede bir fikir veriyor. İşte Özer'in bizzat deneyimlerinden aktardıkları:
Vox'ta mönü üç kez değiştirilmiş. İlk mönüde foie gras, yani kaz ciğeri bile varmış. 14 lira olan Fransızların bu gözde yemeğini ısmarlayan olmamış.
Mönüye konup da talep görmeyen bir başka kalem ise vejetaryen burger. Özer, "Bırakın ısmarlamayı, tek bir kişi 'Bu ne?' diye bile sormadı," diyor.
Mönüde et ve peynir fondü de var. Bu iki yemek oldukça ilgi görüyormuş. "Ama Türk insanının sağı solu belli olmuyor. Bir masa ısmarlayınca, bir başka masa 'kokuyor' diye şikayet ediyor," diye aktarıyor.
BU BALIK ÇIPLAK!
Türk insanının yeme içme alışkanlıklarından taviz vermeyi sevmediğini, en çok ısmarlanan yemeği sorunca anlıyorum. Özer, "Lahmacun ve pazı sarma en çok giden yemekler," diyor. Tavada dil balığını ise "Balık çıplak," diye geri yollayanlar oluyormuş. Türk insanı dil balığını galeta ununa bulanmış, tavada seviyormuş. Şnitzeli çekirdeğe bulayınca da şikayet üstüne şikayet gelmiş. Bir de yılbaşı mönüsüne kaz ciğeri, deniz tarağı koyup, 140 lira fiyat biçtiklerini ama tek bir rezervasyon alamadıklarını anlatıyor. Bonfileli, carpaccio'lu mönü ise 200 rezervasyon almış. Arzu Özer, haftaya Belçika usulü midyeler (moules mariniere) servis etmeyi planlıyor. Ama bundan da umutsuz. "Bakalım brasserie'de lahmacun ısmarlayan insanımız midyeye ne tepki gösterecek," diyor.
ANTİPATİK DEĞİL, SEMPATİK
Batuhan Piatti'yi tüm Türkiye, Master Şef televizyon programıyla tanıdı ve pek ısınamadı. Sert tutumları, yukarıdan bakan tavırları vardı. Oysa aynı Piatti, şimdi Günaydın Steak House'un başında. Etli suşileriyle çok konuşuluyor. Aslında etli suşi yeni değil. Bir dönem Mori'nin de mönüsünde vardı. Burada da müdavimleri oluşmuş durumda. Yanında Japon fasulyesi edamame ile neredeyse tüm masalara gidiyor. Ama benim esas konum Piatti'nin kendisi. Üstelik mutfaktaki başarısı değil, işletmeci edası... Kapıda müşterileri tek tek selamlıyor, masaları dolaşıp siparişlere yardımcı oluyor. Yeni baba olan Piatti'nin programdaki halindense eser yok. Sıcakkanlı, güler yüzlü ve samimi bir tavrı var. Bu arada Günaydın-Nusret kavgasında kim önde bilemem ama güler yüzlü Piatti'li Günaydın gayet iyi iş yapıyor.