Düşlerindeki bahçeye kavuştu
Benjamin Mee, babasından kalan evi satıp 200 egzotik hayvanın bulunduğu bir hayvanat bahçesi satın almaya karar verir... İngiliz gazetecinin gerçek yaşam öyküsü, kendi yazdığı bir kitaba, bir belgesele ve başrollerini Matt Damon'la Scarlett Johansson'ın paylaştığı bir filme konu oldu. Mee'nin kitabı Düşler Bahçesi adıyla Türkçeye çevrildi
KAFESİNDEN KAÇAN JAGUAR
Hayvanat bahçesi, Benjamin'in aklından hiç çıkmaz. Aradan bir yıldan fazla zaman geçer ve bir gün internette gezinirken hayvanat bahçesinin son satış denemesinin de başarısız olduğunu öğrenir. Üstelik bahçe 11 gün içinde satılamazsa, bazı hayvanların vurularak öldürülmesi gerekecektir. Parkın sahipleriyle temas kurup teklifini yineler. Hatta, parkın giderlerinin bir kısmını ve satış sürecinin başlatılabilmesi için gerekli depozitoyu ödeyip, alıcılar arasında avantajlı bir konuma geçer. Bu süreçte babadan kalan ev de satılır. Mee ailesi Dartmoor Vahşi Yaşam Parkı'nı satın alır. Hayvanat bahçesine girdiklerinde sorunların tahmin ettiklerinden büyük ve çok olduğunu anlarlar. Her yerin onarılması, yenilenmesi hatta yeniden yapılması gerekmektedir. Parkın açılabilmesi için işletme ruhsatı alınması şarttır ve bu ruhsat yetkili kurullar tarafından yapılan sıkı bir teftişten sonra verilmektedir. İşe nereden başlayacaklarını düşünürlerken, parktaki en tehlikeli hayvanlardan biri olan Sovereign adlı jaguar, bakıcısının hatasından yararlanıp kafesinden çıkar ve parkta kontrolsüz bir şekilde dolaşmaya başlar. Jaguarı güçlükle kafesine sokarlar ve işe kafesleri yenileyerek başlarlar. Sonra sırasıyla ev restore edilir, parkta peyzaj çalışması yapılır, hayvanların hepsi sağlık kontrolünden geçirilir. İşletme içindeki restorana çekidüzen verilir ve hizmete hazır hale getirilir. Hummalı bir çalışmanın ardından teftiş günü gelip çatar ve denetleme birkaç aksaklık dışında başarılı geçer. Ruhsat artık onlarındır. Hemen açılış tarihini belirlerler. Açılış ve sonraki günler beklediklerinden de görkemli geçer.
KAYBEDİLEN HAYATLAR
Hayvanat bahçesini işletmeye hazır hale getirmeye çalışırlarken Benjamin'in karısı Katherine'in beynindeki tümörün yeniden oluştuğu anlaşılır. Katherine günden güne erimektedir. Benjamin, işleri çalışanlara bırakıp, zamanını Katherine'le geçirmeye çalışır. Yeni tedavi yöntemlerini araştırırlar. Bunlardan biri ve en umut vaat edeni, kan beyin bariyerini aşıp tümörü yok edebilen DCA yöntemidir. Daha önce insanlar üzerinde denenmediği için riskli olsa da mecburen denerler. Ne yazık ki işe yaramaz ve bir gece yarısı onu kaybederler. Aile için bu durumu kabul etmek güç olacak ve sendromu ancak yeni uğraşlarına tutunarak atlatabileceklerdir. Benjamin zamanla hayvanat bahçesindeki doğum-ölüm dengesini ve insanların da bu dengenin bir parçası olduğunu görür. Acısı dinmese de hafifler. Hayatının geri kalanını bu hayvanat bahçesinde, egzotik hayvanlarla geçireceğini ve nesli tükenmek üzere olan hayvanları hayvanat bahçesi koşullarında çiftleştirip besleyerek onlara yardımcı olabileceğini düşünmek Benjamin'in hayata sıkı sıkıya tutunmasına yardımcı olur.
EN SON HABERLER
- 1 Eş seçimindeki izlere dikkat
- 2 Su orucu, bilimsel değil
- 3 Tüm dünyada anneler yorgun
- 4 Spor insan ruhunu terbiye eder
- 5 Urla’da yelkenler fora
- 6 20 koleksiyonluk iddialı iş birliği
- 7 Saçları süsleme vakti
- 8 Bonsai sanatı hobisiydi mesleği oldu
- 9 52. İstanbul Müzik Festivali başlıyor
- 10 Yavuz Bingöl halk ozanı olan annesi 'Şahsenem Bacı'yı anlattı: Yanlış giden kariyerime şekil verdi...