Cumartesi 04.02.2012
Son Güncelleme: Cuma 03.02.2012

Balıkçılığımız yol ayrımında

Aşırı avcılık ve kirlenme, denizlerimizin geri dönüşü olmayan sorunları. Denizlerdeki canlı türleri, birer birer yok oluyor. Daha çok balığın, daha çok gelir elde etmek olduğunu zannederek yasal olmayan yollardan avlanan balıkçılar ise çok yakında hiç kazanamayacaklarını anlayabilmiş değil. Küçük balık olmazsa, büyük balık olmayacağını, ekosistemin korunması için, türlerin korunması gerektiğini de... Bu aşamada, iki yıldır sürdürülen, yavru balık avlanması ve satılmasına karşı çıkılan 'Seninki kaç santim? Küçük balık yoksa, büyük balık da yok' kampanyası, gelecek nesillerin de balık yiyebilmesi için Greenpeace Akdeniz tarafından başlatılan, kısa sürede büyük destek gören önemli bir adım. Yalnız tüketicileri değil, lokanta sahiplerinden satıcılara kadar herkesi bilinçlenmeye çağıran kampanya hızla yayılırken, lüferin yasal avlanma boyunun 20, lagos ve orfozun 45 santimetreye çıkarılması önemli bir gelişme oldu. Geçtiğimiz hafta İstanbul'da yaşanan bir olay ise, yasal yollardan avcılık yapılmasını isteyenlerle, buna uymayanlar arasındaki mücadelenin nasıl kontrolden çıkabileceğini gösterdi. Rumelikavağı Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Ahmet Aslan, silahlı saldırıya uğradı. Boğaz'da kaçak avlanan bir trol avcısı, ağlarını barınağın dışına çıkarmasını isteyen Aslan'ı başından yaralayarak, bir gözünü kaybetmesine neden oldu. Konu hakkında Greenpeace Denizler Kampanyası Sorumlusu Cansın L. Ilgaz, bir açıklama yaptı: "Bütün su ürünleri kooperatif başkanları, yasadışı avcılığa karşı çıkan balıkçılar ve sivil toplum kuruluşları, tehditlere maruz kalıyordu. Boğaz'daki kaçak avcılık ve yavru balık avı için vahşet benzetmesini yapıyorduk. Kaçak avcılığın geldiği son nokta, doğrudan insana yönelik şiddet oldu. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve balıkçılıkla ilgili kurumlar duruma el koymalı, yasalar uygulanmalı, denetimler etkin yapılmalı."
Temiz enerji günleri
Rüzgar, güneş, dalga, biyoyakıt... Yüzyılın en önemli kaynaklarından biri olan enerjiye, doğal ve çevreci çözüm üretimleri konusunda pek çok öneri var. İTÜ Elektrik Mühendisliği Kulübü, 15-17 Şubat arasında Temiz Enerji Günleri düzenleyecek. Enerji konusunda çalışmak isteyen, çevreye duyarlı mühendis adaylarını bir araya getirecek etkinlikte, enerji verimliği, rüzgar, güneş, jeotermal ve dalga enerjisiyle biyoyakıt gibi çevreci enerji teknolojileri konuşulacak. İlki geçen yıl düzenlenen etkinlikte ürettikleri fikir ve teknolojilerle geleceğe yön verecek mühendis adaylarına ve bu konuya ilgi duyan şirket çalışanlarına uzman akademisyenler, şirket yöneticileri tarafından eğitimler verilecek. Etkinlikte, enerjinin temiz kaynaklarla üretilmesi kadar önemli olan üretilen enerjinin verimli kullanımıyla ilgili sunumlar da yer alacak. Proje ekibi, Temiz Enerji Günleri ile ilgili şu açıklamayıs yaptı: "Artan enerji talebi, hidrokarbon kökenli yakıtlarla karşılanıyor. Ancak bu yakıtların kullanılması çevre kirliliği yaratıyor, geleceğimizi tehdit ediyor. Oysa yenilenebilir enerji kaynakları tükenme tehlikesi olmayan, güvenilir kaynaklar. Bu alanda çalışmak ve çevreci teknolojileri yakından tanımak isteyen tüm mühendis adayları ücretsiz olan bu etkinliğe katılabilir."
Buğday Derneği 10. yılını tohum takasıyla kutluyor
Buğday hareketinin 22 yıldır attığı tohumlar, 10 yıldır Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği'nin projeleriyle meyve veriyor. Yaşamın sürdürülebilirliğinin atalık tohumlarımızı korumakla mümkün olabileceğini savunan Buğday Derneği, 10. yılını 'Yaşasın Tohumlar' temalı bir geceyle kutlayacak. Bu renkli gece, derneğin Tohum Takas Ağı Projesi'ni tanıtmayı ve atalık tohumların korunması için farkındalık yaratmayı amaçlıyor. 21 Şubat akşamı, saat 19.30'dan itibaren İstanbul Babylon'da gerçekleştirilecek etkinlik, derneğin Yönetim Kurulu Başkanı Güneşin Aydemir ve beden perküsyoncusu Tugay Başar'ın, Buğday hareketinin kurucusu Victor Ananias'a adadıkları 'Bir Tohum Hikayesi' performansıyla başlayacak. Oyuncu Alper Kul'un sunacağı geceye destek verenler arasında Nejat Yavaşoğulları da var. (www.bugday.org)
Pablo Neruda ile gül budayalım
BERTOLT Brecht'in patates yetiştirme, Isabelle Allende'nin bambu ayırma sırları, artık gizli değil. Pablo Neruda'nın gül budama, Emile Zola'nın ot yolma merakı da... Kafka'nın Çorbası'nda yemek tariflerini, Sartre'ın Lavabosu'nda tamirat işlerini edebiyatla buluşturan Marc Crick, bu kez bahçeciliğe el atıyor: "Bir bahçıvanın namı, tıpkı bir yazarınki gibi, istenmeyeni kökünden sökmeye ve gereksiz olanı kesip atmaya dayanır." Crick, Can Yayınları'ndan yayımlanan Machiavelli'nin Bahçesi adlı kitabında, dünyaca ünlü 12 yazar ve şairle bir bahçe kılavuzu hazırlıyor. Brecht, Allende, Neruda ve Zola'nın yanı sıra Raymond Carver ile askılı sepet hazırlamayı, Niccolo Machiavelli ile çim biçmeyi, Henrik Ibsen'le ağaç dikmeyi, Bret E. Ellis ile sürgünleri koparmayı, Slyvia Plath ile soğan dikmeyi, Alan Bennett ile funda bakımını, Mary Shelley ile asmaların çoğalmasını, Martin Amis ile salon bitkisinini saksısını değiştirmeyi deneyebilirsiniz.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.