Yabancı damadın mekanı

Yılbaşı gecesi Kuruçeşme'de, tam da sahilde Makro'nun karşısına, Kalabalık adında bir Yunan restoranı açıldı. Açılalı bir aydan fazla oldu ama geçtiğimiz pazar Ayşe Arman'ın restoran sahipleriyle yaptığı aşk röportajından sonra mekan, adının hakkını vermeye başladı. Öyle ki, canlı müziğin olduğu cuma ve cumartesi akşamları rezervasyon patlaması yaşanmış. Bu arada tüm mezelerin Yunan usulü hazırlandığı mekanda, Yorgo ve dört arkadaşı sahne alıyor. Sırf bu performans için Dedeağaç'tan buzuki geliyor. Canlı müzik olduğu geceler gerçekten de hoş bir atmosfer oluşuyor. Hem Yunan müzikleri dinlemek hem de gerçek Yunan yemekleri yemek istiyorsanız mutlaka uğrayın. İçki dahil fiks mönülü eğlencenin fiyatı ise 120 lira. Genelde canlı müziğin ön plana çıktığı meyhanelerde çok da iyi yemek servisi olmaz. Ama burada yemekler hem çok doyurucu hem de lezzetli. Cacikiyle başlayan fiks mönü, tarama, pilaki, cirit mezesi (ki bu bir tür peynir topuna benziyor), ahtapot ızgara, levrek ızgara, tatlı ve meyveyle devam ediyor. Kalabalık'ta birçok Yunan restoranı gibi mavi-beyaz renkler dekorasyonda başrolde. Ev yapımı şarapları Girit'ten, zeytinyağları Dedeağaç'tan, uzoları da yine Yunanistan'dan geliyor. Ev yapımı şaraplar çokça tüketiliyor. Mekanın şefi ve ortağı Statis Dapiapsis, Yunanistan'da da Tu Stathi isimli bir restorana sahipmiş. Daha sonra bir Türkle evlenince, İstanbul'a yerleşmeye karar vermiş. Statis'in annesi de Yunanistan'da sevilen bir aşçı. Hatta annesinin patates salatası, Kalabalık'ın mönüsünde de var.
YUNAN USULÜ DÜRÜM
Burası aslında ağırlıklı olarak bir balık restoranı. Ama mönüde Yunanlıların ünlü sublakisi de var. Bir nevi dürüme benziyor. Özel pidenin içine dana, kuzu ya da tavuk koyularak hazırlanıyor. "İlla et isterim," diyorsanız denenebilir ama sublakiyi es geçin ve deniz ürünlerinden isteyin derim. Gelelim fiyatlara. Midye lahana sarma 4, caciki 7, saganaki tava 10, ahtapot ızgara 18, uzo ve hardallı midye 19 lira. Jumbo ızgara karidesin adedi ise 11 liradan servis ediliyor.
KEŞİF NOKTASI: ORGA
Güzel havalarda genelde kahvaltı etmek için kendimizi sahil yoluna, Emirgan ya da Rumelihisarı'na atarız. Ama genelde buradaki mekanlarda yer bulmak imkansız oluyor. Ben bugüne kadar hep Sade Kahve, Nar ve Lokma'ya gitmiştim. Şimdi ise yeni bir mekan daha keşfettim. Adı Orga. Sahibi İbrahim Orga, Galata Muhallebicisi'nin de ortağı. Zaten kahvaltı mönüsü, bal kaymağı başarılı ama bird e muhallebilerini deneyin derim. Özellikle fıstıklı muhallebisi çok lezzetli. İncirli ve kestaneli muhallebileri de var. Yolunuz düşerse Emirgan'a bir muhallebi molası için mutlaka uğrayın. Tel: (0212) 229 06 64
CIPRIANI'YE NE OLUYOR?
Geçtiğimiz hafta gittim Cipriani'ye. İlk açıldığında ne kadar sevinmiş, ballındıra ballındıra mekanı yazmıştım. Oysa süksesi çabuk bitmiş. Öyle ki, cuma akşamı bile sadece dörtbeş masa vardı. Tabii 'masa' yerine 'sunta' desek de olur. Çünkü siz kolunuzu koyuyorsunuz, karşınızda oturan kişinin önündeki tahta havaya kalkıyor. Garsonlar, yakında masaları değiştireceklerini söyledi. Bu arada içeride müzik çalmıyor, kendinizi bir kütüphanede gibi hissediyorsunuz. Çatal bıçak sesi bile yok.