Cumartesi 18.02.2012

Nazilli'nin en üretken çiftliğinde huzur var

Aydın Nazilli'nin Ocaklı Köyü yakınlarında, Pınar Kaftancıoğlu'nun önce kendisi için ürettiği, sonra dostları ve Türkiye'nin her yerinden geniş bir kesimle sipariş usulü paylaştığı doğal ürünlerin yetiştirildiği çiftlikte, üretim hiç durmuyor. İstanbul'un yorucu hayatından kaçıp, çocuklarıyla doğa içinde kendine yeni bir hayat kuran Kaftancıoğlu, kızı İpek'in adını verdiği İpek Hanım Çiftliği'nde her şeyi köylülerin yardımıyla yapıyor. Yumurta kümesten, sütü ineklerinden... Nohut, mercimek, bal, salça, zeytinyağı, yoğurt, ekmek... Listesinde sadece et yok. Kaftancıoğlu'nun kendi tanımıyla: "Dünyada herkesin vejetaryen olmasını hayal eden bir kadın o." Ürün listesi, her hafta yenileniyor. Siparişleriniz 24 saat içinde adresinize teslim ediliyor. Önümüzdeki haftanın listesinde mandalina da var, balkabağı da... Standart listenin fiyatı 110 lira. İsteyen kendi listesini de hazırlayabiliyor.

ÇOCUKLAR TARLAYI, AHIRI GÖRECEK
Bu kadar iş, gerçek bir imece usulüyle yapıyor. Artık sadece Ocaklılar değil, Sinekçiler, Gireniz, Hasköy'ün köylüleri de Kaftancıoğlu ile birlikte çalışıyor: "Büyük bir canlı organizma ve sanki benden bağımsız büyüyor. Arge bende, kalanı çok becerikli Anadolu kadınlarında." Kaftancıoğlu, bu koşuşturma içinde çocukların güzel anılar oluşturması amacıyla köyde bir de eğitim çiftliği planladı. Önümüzdeki mayıs ayının sonunda hazır olacak geniş teraslı evde, sadece çocuklar ağırlanacak. Kaftancıoğlu, çevredeki okullardan, yakınlardaki il ve ilçelerden bütün çocukların gelmesini istiyor: "Çocuklar taze soğan, sarımsak gibi sebzeler diksin. Bu tarımı sürdürsünler; asma yapraklarının her gün nasıl temizlendiğini görsünler. İkindi saatlerinde ahırlarda ineklerin sağımını seyretsinler. O anda mayalanan yoğurdu ertesi sabah kahvaltıda yufkayla kaşıklamanın keyfine varsınlar. Yaylada keçiler, koyunlar, çobanlar ve çoban köpekleri var. Yaz tatilinde onlara eşlik edecek pek çok genç kızımız oluyor köyde. Siz hiç korkmayın. Yemekte neyi severlerse, onu pişiren ablaları da yanlarında olacak." (www.ipekhanim.com)
'YAŞASIN TOHUMLAR' GECESİNE HERKES DAVETLİ
20 yıl önce Bodrum'un merkezinde küçücük bir kafede atıldı ilk tohumlar. Sonra elle yazılıp, fotokopiyle çoğaltılan bir dergi çıktı. Zamanla mevsiminde sebze meyve tüketimini, doğal ürünleri, ekolojik yaşamı, çiftliklerde zeytin, dut toplayarak yapılan tatil anlayışını, permakültür kavramını ve sürdürülebilir hayat için ihtiyaç duyduğumuz pek çok şeyi onlardan öğrendik. Geçtiğimiz yıl mart ayında vefat eden, dünya genelinde geleceğin en önemli beş çevrecisi arasında gösterilen Victor Anainas ve Buğday oluşumundan söz ediyorum. Türkiye'deki ekolojik hareketin en aktif üyesiydi Anainas. Onun 2002'de arkadaşlarıyla birlikte kurduğu Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği, 21 Şubat akşamı, İstanbul Babylon'da 'Yaşasın Tohumlar' temalı bir programla 10. yıldönümünü kutlayacak. Buğday hareketinin 20 yıl önce attığı tohumlar, derneğin projeleriyle meyve veriyor. Geleceğimizin teminatı tohumlarımızın yeni kuşaklara aktarılmasına destek vermek isteyen herkesin katılabileceği bu gece, derneğin Tohum Takas Ağı Projesi'ni tanıtmayı ve atalık tohumların korunması için farkındalık yaratmayı amaçlıyor. Etkinlik saat 19.30'da, derneğin yönetim kurulu başkanı Güneşin Aydemir ve beden perküsyoncusu Tugay Başar'ın, Buğday hareketinin kurucusu Victor Ananias'a adadıkları 'Bir tohum hikayesi' konulu performansıyla başlayacak. Oyuncu Alper Kul'un sunacağı gecede, kampanyaya destek vermek üzere Nejat Yavaşoğulları; Richard Hamer, Adnan Karaduman ve Kaan Büyükdoğanay'ın Türk ezgileri içeren caz projesi Aura; masalsı şarkılarıyla kadın ozan geleneğini sürdüren Jehan Barbur; Moğollar'ın efsane gitaristi Taner Öngür'ün yepyeni rock triosu Müselles; tulumdaki ustalığıyla büyüleyen Karadeniz'in genç yeteneği Volkan Arslan yer alacak. Bu renkli gecede ekolojik yiyecek ve içecekler sunulacak. (Ayrıntılı bilgi için: www.bugday.org)
RÜZGAR ENERJİSİNE HENÜZ ALIŞAMADIK
Rüzgar, güneş gibi temiz enerji kaynaklarının kullanımı, son yıllarda Türkiye'de de bir ivme kazandı. Büyük işletmelerin yanı sıra evi ya da karavanında kullananlar artıyor. Avrupa Rüzgar Enerjisi Birliği'nin verilerine göre de Türkiye 2011'de rüzgar enerjisi kapasitesini bin 799 MW'a çıkardı ve Avrupa'da rüzgar enerjisinde ilk 10'a girdi. Bu rakam ilk başta yüksek gibi görünse de aslında henüz çok başlarda olduğumuzu kabul etmeliyiz. Avrupa'da kıtanın lideri konumundaki Almanya'nın rüzgar enerjisi kapasitesi 29 bin 60 MW. İspanya ise 21 bin 674 MW'la ikinci sırada. AB'de sadece 2011'de devreye alınan rüzgar enerjisi kapasitesi, Türkiye'nin toplam gücünden 10 kat fazla, 9 bin 616 MW kadar. Anlaşılan rüzgar enerjisiyle tanışma konusunda yine de yavaş ilerliyoruz.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.