Cumhurbaşkanı da gelsin, işçiler de

Hemen herkes, Türkiye'nin hali üzerine konuşmayı çok sever ülkemizde. Şimdi tam da hükümet, yeni Anayasa için sivil toplum kuruluşlarının görüşlerine başvururken, sinemacı ve çağdaş sanatçı Kutluğ Ataman da, Türkiye'ye dair söz söylemek isteyenlere 'sesleniyor'; Türkiye'ye dair bir şeyler söylemek isteyenlerin sözlerini yazdıkları kumaşları yeni performansı için topluyor. Daha önce, özellikle Mezopotamya Dramaturjileri serisinde Türkiye'nin modernleşme sürecine odaklanan Ataman'ın 18. İstanbul Tiyatro Festivali için hazırladığı Sılsel, Türkiye'ye Yazılmış Mektuplar adlı projesine katılmaya herkes davetli. Katılmak isteyenlerin tek yapması gereken, bir kumaş parçası üzerine, Türkiye'ye dair hayalllerini, dileklerini, eleştirilerini ya da düşüncelerini yazmak. Daha sonra bütün bu parçalar birleştirilerek bir gökyüzü oluşturulacak. Katılımcıların, 12-30 Mayıs arasında, yani bir hafta boyunca fikirlerini yazdıkları kumaş parçalarını getirmeleri de, performansın kendisi olacak. Ataman, 'büyük' projesini anlattı.
SILSEL NE DEMEK?
"Modernitenin, Türkiye'ye ve bu coğrafyaya gelmesi, bunun artıları ve eksileri üstüne yaptığım Mezopotamya Dramaturjileri'nin ikinci kısmını hazırlamak için kendi coğrafyamızın dışına çıkmak istedim. Suriye'de çekimlerle başlayacaktım ve sadece Suriye'yle de sınırlı kalmayacaktım. Ama Suriye'de olaylar patladı, ekibim gelemedi. Ben de 'Belki tek başıma geçerim,' diye düşünerek Mardin'e gittim. İstanbul Cihangir'de, Fırat Demir adlı şair bir arkadaşımla konuşmuştum. O da bana oradaki Süryani Mahallesi'nde yaşayan Nasra Hanım'dan bahsetmişti. Aramice kanat çırpması anlamına geldiği düşünülen sılsel, aynı zamanda Mardin'in eski Süryani evlerinin tavanlarına yapılmış gökyüzü tasvirinin de adı. Sılsellerin hikayesini Nasra Hanım'dan dinledim. Daha sonra gezdiğim evlerde de bu sılselleri gördüm."
KATILIM ŞARTL ARI NELER?
"Bu performans, Galata Özel Rum İlköğretim Okulu'nda gerçekleşecek. Ama isteyen posta yoluyla da katılabilir. Düşüncelerini üstüne yazdıkları parçanın tekstil olması yeterli, yani örme, işleme olabilir veya bir bez parçası kesilip dikilmiş olabilir. Örneğin pembe renkli bir şey de olabilir, çünkü belki de Türkiye'ye pembe bir mesaj vermek istiyordur. İlk kural, kumaş parçasının 45 santimetre eninde olması. İkinci kural da içerikle alakalı. Şiddet, nefret söylemi içeren şeylerin olmaması gerek. Bunun dışında her şey serbest. 'Şeriat gelsin' diyebilir, 'Kemalizm gelsin,' diyebilir. Ama 'Darbe olsun,' diyorsa, bu serbest değil, çünkü o şiddet ve işkence içeriyor."
AMACI NEDİR?
"Herkesin kendini ifade edebildiği bir sivil doküman ortaya çıksın istiyorum. Bundan 100 yıl sonra, 200 yıl sonra insanlar baktığında, Türkiye'de siviller o zaman ne istiyormuş, öğrensin. Türkiye'de tarih çok resmi yazılıyor. Sivil toplum kuruluşları da tarihi çok resmi yazabilir. Resmi ideoloji değil, kişiler ne diyor; Türkiye'de bunu görmek istiyorum. Mümkün olduğu kadar geniş bir katılım olsun istiyorum. Sadece öğrenciler değil, işçiler, ev hanımları, toplumun her kesimden insanlar olsun, hatta cumhurbaşkanı, başbakan, herkes katılsın çok isterim. Kendini Türkiye'den hisseden herkes davetli. Davet etmek, bizim vazifemiz. Ama gelip gelmemek, onlara kalmış. Türkiye'nin her bölgesinden de katılım olmasını bekliyorum."

DEVAM EDECEK Mİ ?
"Bu macera nasıl devam edecek ben de bilmiyorum. Belki Mardin'de bir müzeye verilebilir, çünkü Mardin'den ortaya çıktı. Belki yurtdışında bir müzeye verilir, belki birkaç müzeye dağıtılabilir. Bütün bunların iyi hesaplanması için, önce ortaya çıkması gerekiyor. Ama benim henüz bir müzeye vermek niyetim yok, önce gezdirmek istiyorum. Belki 15-20 yıl sonra müzeye verebilirim."