Cumartesi 12.05.2012

Cannes'da sinema şöleni başlıyor

65. Cannes Film Festivali, çarşamba gecesi başlıyor. Açılışta gösterilecek olan Wes Anderson imzalı Amerikan filmi Moonlight Kingdom, aynı hafta bizde de gösterime girecek. Artık dünyayla aynı tempoda atan sinemanın nabzını, ülkemizde de tutmak mümkün. Eskiden böyle miydi? Yine de dünyanın en büyük festivalinin yeri başka. Ne Berlin veya Venedik, ne de Oscar'lar... Cannes, sinemanın parlak fasadı kadar, yaratıcı örneklerine de yer veriyor. Ve sinemanın magazinini olduğu kadar, sanatını da besliyor. Bunca yıldır tanıttığı yönetmenlerin, keşfettiği filmlerin sayısı hesaplanamaz bile. Bir Cannes ödülü, hatta sadece orada oynayıp dünyanın gündemine gelmek, kim bilir kaç kariyerin başlangıcı oldu. Ve burada neler neler keşfettik! Böylece 25. yıl, 40. yıl, 50. yıl derken, 65. yıl da gelip çattı. Neler var bu yıl? Kuşbakışı bakarsak, Kanadalı usta David Cronenberg'in son filmi, Juliette Binoche'lu Cosmopolis, Precious'un yönetmeni Lee Daniels'in Paperboy'u ve bu yıl Sığınak filmine bayıldığımız Jeff Nichols'un Çamur filmleri, Amerikan cephesini oluşturuyor. David'in oğlu Brandon Cronenberg'in de bir başka bölümdeki AntiViral filmi de, mesleğin babadan oğula geçtiğini gösteriyor! Fransa üç filmle yarışıyor: Ustaların ustası Alain Resnais'nin bizlere 90. yaş günü armağanı Daha Birşey Görmediniz; ülkemizde de izlenen Bir Peygamber'in yönetmeni Jacques Audiard'ın De Drouille et d'Os ve bir süredir uzak duran Leos Carax'ın dönüş filmi Holy Motors. Usta yönetmen Claude Miller ise kurgusunu bitiremeden öldüğü son filmi Therese Desqueyroux ile yarışma dışı olarak karşımıza gelecek. Avusturyalı Michael Haneke, son filmi Aşk'la bakalım hangi tabuları yıkacak bu kez... Alman Ulrich Seidl de aşkı anlatmış, Cennet adlı son filminde... İngiliz usta Ken Loach, Angel's Share- Meleğin Payı'nı sunarken, Avustralyalı John Hillcoat Lawless- Kanunsuz, Yeni Zelandalı Andrew Dominik ise Brad Pitt'li Killing Them Softly ile Anglosakson kültürü temsil edecek. İtalya'dan Matteo Garrone Big House'la yarışırken, Belarus'tan Sergei Loznissa Siste, Romanya'dan Altın Palmiyeli Cristian Mungiu ise Tepelerin Ardında ile festivalde... Latin Amerika'dan iki film birden var. İkisi de Cannes ödüllü yönetmenlerden Walter Salles, Jack Kerouac uyarlaması On the Road- Yolda, Carlos Reygades ise Post Tenebras Lux'la Altın Palmiye peşinde olacak. Ayrıca yakın ülkelerden İranlı Abbas Kiarostami Aşık Biri Gibi ve Mısır'dan Yousry Nasrallah ise Savaştan Sonra ile yarışacak. Ya Türkiye? Ülkemiz bu yıl yarışmada yok. Teselliler ise yarışma dışı gösterilecek Fatih Akın belgeseli, Karadeniz'in çevre sorunları üzerine Kirlenen Cennet... Rezzan Yeşilbaş'ın uluslararası kısa film yarışmasına seçilen Sessiz filmi... Ve bir de festivalin katılan filmlerin dışındaki bir ustaya birkaç yıldır verdiği Altın Koç'u alacak olan Nuri Bilge Ceylan... Büyük bir terslik olmazsa, festivali yine izleyip sizler için yazacağım.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.