Düğmelerle tarih
Emekli öğretmen Özdemir Kurtoğlu'nun 20 yıldır biriktirdiği düğmeler, Türkiye'nin ilk düğme sergisinde yerini aldı. Kurtoğlu için düğmeler, kaybetmek istemediği geçmişe tutunmanın yolu
ÇOĞU KİŞİ İÇİN HURDAYDI, ÇÖPTÜ
Kurtoğlu, koleksiyonuna Tarlabaşı'nda bir eskicinin kendisine verdiği bir poşet düğmeyle başlamış ve bugüne dek gelmiş. Kurtoğlu, "Tozlu, pis, ağır bir poşetti. Eskici onu bana niye verdi bilmiyorum, kendisinin işine yaramayacağını düşündü herhalde. Çoğu kişi için hurdaydı, çöptü. Epey kararsızlık çektim ne yaparım bununla diye. Elimde epeyce dolaştı. Onları temizlemeye karar verdim, atmaya kıyamadım. İlgimi çektiler, benim ilgimi çektiyse mutlaka bir başkasının da ilgisini çeker diye düşündüm. Böylece başladım düğme toplamaya. Dolapdere'de, Topkapı'da, Yalova'da çok nadir parçalar buldum. Hâlâ eskicileri, ikinci el pazarlarını gezerek biriktirmeye devam ediyorum. Binlerce düğme oldu, bunları koyacak yer bulmak da zorlaştı. Tablalar buldum üzerlerine diziyorum. Küçük bir atölyem var bunları tuttuğum, vaktimin büyük kısmı orada geçiyor" diyerek anlatıyor.
ŞAKA YAPTIKLAR INI DÜŞÜNDÜM
Kurtoğlu, sergi teklifi kendisine ilk geldiğinde şaka yapıldığını düşünmüş: "Emekli coğrafya öğretmeniyim. Sergiyi düzenleyen Göknur Gündoğan beni arayıncaya kadar sergilenmesinden yana değildim. Üzerine titrediğim malzemeyi teslim etmem gerekiyordu. Beni bulmaları da enteresan bir yolla olmuş. 2000'de Kuşadası'nda görev yapıyordum. Radikal gazetesinden Suna Altaş burası hakkında yazdığı yazıda benden ve koleksiyonumdan da bahsetmiş. Göknur Hanım da buradan bulmuş beni. Bu yüzden ona güvendim. Aradan 12 sene geçiyor, o yazıya ulaşmış beni bulmuş. Yine de ilk başta arkadaşlarım şaka yapıyor sandım. Ama iş ciddiye bindi, buralara kadar geldi."
EŞYALARA HÜRMET HAFIZAYI KORUYOR
Özdemir Kurtoğlu'nun düğme koleksiyonunun başlama hikayesi tesadüfi ama pek çok anlam yüklemiş düğmelere: "Kaybettiklerinin acısını çekiyor insan. Geçmişe basamak oluşturacak bir materyal uçup gidiyor bazen, pişmanlık duyuyorsunuz. Böyle bir duygunuz varsa, ufak ufak sahiplenmeye karar veriyorsunuz, koleksiyonerlik işini yapanlara gıpta ediyorsanız başlıyorsunuz. Ben 55 yaşındayım, benim kuşağım biraz böyle belki de. Eşyaların kıymetini biliyorduk. Annem eşyalarına karşı çok titizlik gösterir, belki bu yüzden hafızası hâlâ çok canlıdır. Eşyaya hürmet hafızayı daha iyileştiriyor."
SADECE DÜĞME DEĞİL, FOTOĞRAFDA BİRİ KTİRİYOR
Özdemir Kurtoğlu fotoğraf, plak ve eski kitapları da topluyor. Topladığı fotoğraflar yüzünden başına ilginç olaylar da geliyormuş: "Bir defasında yine eskicilerde bulduğum yırtık fotoğraflar arasında yazar Oya Baydar'ın fotoğraflarını buldum. Araştırdık, ulaştık. Oya Hanım, torunu ve eşiyle ziyaretimize geldi. Ben fotoğrafları alıp gidecek zannederken, o bana bir torba fotoğraf daha bıraktı. Çok şaşırdım. Eşyaların eskiciye düşmesi beni üzüyor, ama en çok da aile albümlerini görünce üzülüyorum. Bu yüzden eskiciler de bana ayırıyor fotoğrafları. Yine bir defasında çok etkilendiğim bir olay yaşadım. Eski, paramparça fotoğraflar aldım, bir puzzle gibi parçalarını ekledim. Ortaya muhteşem bir şey çıktı, 1930'lu yıllarda bir askeri bölgede çekilmiş orijinal fotoğraflardı bunlar. Oradaki asker aileleri, kendi hayatlarını çekmiş. Fotoğraflarda Atatürk ve Celal Bayar da var. Şimdi onlar en özel sakladığım fotoğraflar arasında duruyor."
EN SON HABERLER
- 1 Sanal dünya çocuklara okuldan tatlı geliyor
- 2 Öğrendiğinizde şaşıracağınız 4 önemli beslenme bilgisi
- 3 Oysa her şey çok iyi gidiyordu
- 4 Sokaklar tenis kortuna döndü
- 5 Her şey bu ülkenin çocukları için
- 6 Bir rüyanın peşinde
- 7 7/24 şehirde yaşam
- 8 Hiçbir doğruluğu olmayan beslenme önerileri
- 9 İnsana güvenmekten vazgeçmeyin
- 10 Küçük sanatçılar için büyük deneyimler