Şehrin ortasında bir vaha

Çeşitli nedenlerle Yunanistan'a göçmüş Rum asıllı yurttaşlarımızın son zamanlarda birer ikişer geri döndüklerini duyuyorum. Ekonomisi bozulmuş Yunanistan'da iş bulamadıklarından değil, o umutsuz ortamda yaşamak istemediklerinden. Kuşkusuz İstanbul'un yeniden yarım yüzyıl öncesinin renkli etnik mozaiğine kavuşması olanaksız. Ama yine de Türk pasaportlarını bugüne dek korumuş Yunanlı vatandaşlarımızın geri dönmeleri beni mutlu ediyor. İstanbul'da dünyaya geldikten sonra ailesiyle birlikte Selanik'e göç eden ve komşudaki ekonomik kriz patlamadan önce dönenler de var. Örneğin Maria Ekmekçioğlu. Maria Hanım, gönlünü bir Türk işadamına kaptırdığı için yaklaşık 15 yıl önce doğduğu kente geri geldi, yaklaşık sekiz yıl önce de Maria'nın Bahçesi adıyla Etiler'de bir restoran açtı. Ben yemek yeme fırsatını bulamadan, ruhsat sorunları nedeniyle restoranı İdealtepe sahil yoluna taşıdı. Bundan yaklaşık beş yıl kadar önce ilk kez o restorana gidebildim. Yine doğanın fışkırdığı mevsimdi; kentin ortasında bir vahaya dönüştürdüğü bahçede yediğim yemeği unutamadım.
EN ÖNEMLİ ÖZELLİĞİ ATMOSFERİ
Maria Hanım birkaç yıl önce Alaçatı'ya da ayak attı. Burada ilk evliliğinden olan yetişkin üç oğlu ile birlikte, biri balık restoranı olmak üzere iki mekan birden açtı. İdealtepe ve Alaçatı'daki bahçeler duruyor, sadece Alaçatı Marina içindeki restoranı bu yaz açmayacağını öğrendim. Geçtiğimiz haftalarda Maria'nın Bahçesi, Etiler'e geri döndü. Türk-Yunan ilişkilerinin gönüllü dostluk elçisi diyebileceğim Maria Hanım'ın yeni mekanını merak ediyordum. Geçende gittim. Restoran, Akmerkez'ın karşısına düşen ara sokaklardan birinde, iki katlı, bahçeli bir villada. Maria Hanım'ın bahçelerinin en önemli özelliği atmosferi. Tek tek bakıldığında bir şey ifade etmeyen, hatta çoğu kişiye zevksiz gelebilecek nesneler kendine özgü, sistemli bir dağınıklık içinde bir arada. Aşırı modern mekanlardan bıkanlar kendilerine burada huzurlu, keyifli bir ortam buluyor. Sofraya oturur oturmaz Hatay'ın mini mini yeşil zeytinleri ve kendi yapımları sıcacık ekmekler geldi. Etiler'deki restoranın menüsünde daha çok zeytinyağlılar ve deniz ürünleri ağırlıkta. İstanbul Rumları'na özgü hafif tatlımsı ve pirinci biraz ezik Girit dolması, kabak çiçeği ve kayısılı sarı biber dolmaları, portakal ve erikle yapılmış enginar, fava gibi zeytinyağlılar dikkati çekiyor. Ancak yaprak kuzu ciğeri, özel sosuyla etli pazı sarma, kuzu incik, hatta çökertme gibi sakatat ve et yemekleri de var. Yerli şarapların tümü Kavaklıdere'nin; gerek yerlilerin, gerekse yabancı şarapların fiyatları makul. Biz iki kişi önce birer balık çorbası söyledik. Dört dörtlük bir çorba geldi. Ardından kabak çiçeği dolması, portakallı enginar, yoğurtlu semizotu salatası getirttik. Ana yemek olarak dev bir fırında kalamar dolmasını paylaştık. İçi ezme patlıcanla doldurulmuş, fırında jumbo kalamar dolması yediklerimiz içinde başyapıttı. İçki içmedik, canımız tatlı da çekmedi. Kahvelerimizi yudumlayıp toplam 75 lira ödeyip ayrıldık. Bir şişe şarap içseydik bile, kişi başına en fazla 80 lira ödeyecektik.
BEĞENDİKLERİM
Maria'nın Bahçesi konsepti artık klasikleşiyor. Etiler'deki yeni restoran, meze ve yemekleri lezzetli, fiyatları makul, yazın Etiler ve civarında oturanların rahat soluk alabilecekleri bir mekan olmuş.
BEĞENMEDİKLERİM
Akmerkez'in karşısındaki ara sokaklardan birinde yer alan restoranı bulmak kolay değil. Menüdeki özgün spesiyalitelerin yanında çökertme kebabı gibi farklı konseptlerin yemeklerini yadırgadım.

Mutfak ****
Servis ****
Ambians ****
Maria'nın Bahçesi Etiler Zeytinoğlu Cd. Yeşim Sk. No: 7, Etiler Tel: (0212) 352 26 26