Cumartesi 02.06.2012
Son Güncelleme: Cuma 01.06.2012

Birbirimizin tetikleyicisiyiz

Bazen bir davete geç kalıyorum ve Suzan'ın yanında tanıdığım biri oluyor. 'sizi tanıştırayım' diyor. ikimizi de tanıyor ama kardeş olduğumuzu bilmiyor

Kardeş... İnsana anne-babasından daha yakın olan tek kişi... Seni her durumda, her halinle kabul edecek... Ve sen de onu. Çözemediğin bir düğümü en iyi o anlar. Zaman gelir, zorluklara karşı birlikte düğüm olursunuz. Acımasız eleştirmenin, yakın dostundur. Sana dışarıdan bakan bir "sen"dir... Aslında zordur kardeşlerin anlaşması; birbirlerine aynalık ettikleri için.Hele de kardeşin hemcinsin ise... Ve aradaki yaş farkı az ise... Suzan ve Devran (Özün), iki kardeş. Çocukken anlaştıkları tek konu, birlikte kesip biçtikleri kağıtlarmış. İkisi de kağıtlara dalıp hayal kurarlarmış... Suzan, kağıtlarla hayal ettiği tasarımlarıyla bugün Türkiye'nin en bilinen markalarından birini yönetiyor. Devran ise önce kağıtların matematiğiyle ilgilendi, (mimarlık ve inşaat mühendisliği okudu), sonra da Türkiye'ye geldi ve kağıt sanatçısı oldu. Alanlarında iyi biliniyorlar, ancak kardeş oldukları pek bilinmiyor. Biri Roman Mağazaları'nın tasarım direktörü Suzan Toplusoy, diğeri güncel sanatta başarılı çalışmalarıyla tanınan Devran Mursaloğlu... Önce Devran'ı tanıdım, sonra Suzan'ı. Dostluklarında da yaratıcı olan bu iki özel kadını kardeş olarak takdim etme zamanı gelmişti. Boğazkesen sokakta 'Düğüm'ün içinde buluştuk. Bir konudan girdik, diğerinden çıktık. Bu arada Devran'ın bir futbol sahasını birkaç kez çevirecek kadar binlerce metre kağıt iplik kullanarak yaptığı 'Düğüm' sergisi etkileyici. Pg Art Gallery'de 20 Haziran'a kadar görebilirsiniz.
- Birbirini kıskanan mı yoksa esirgeyen kardeşler miydiniz çocukken?
- Devran Mursaloğlu:
Aynı odada büyüdük, çok kavga ederdik. (Gülüyor). Uslu çocuk bendim. Yaramaz olan Suzan'dı. Ondan dört yaş büyük olduğum için arkadaşlarımla aramıza almak istemezdik.
- Suzan Toplusoy: Ben hep Devran'ın peşine takılmak isterdim, o da istemezdi beni. Lise çağında düzeldi bu durum.
- D.M: O zaman o kadar çok oyuncak yoktu. Kağıttan elbiseler hazırlardık evde; binlerce küçük kağıt parçaları keserek hayali oyunlar oynardık. Benim kağıtla kurduğum ilişki o yıllardan geliyor olmalı. (Gülüyor).
- Nasıl bir aileydi sizinki?
- D.M: Biz tam gelişme çağındayken annem ve babam boşandılar. Kardeşler olarak birbirimize çok bağlıydık, bu travmayı kolay atlattık. Üç kardeştik. Bir de ağabeyimiz vardı. Onu 2007 yılında bir trafik kazasında kaybettik. Muhteşem bir annemiz vardı, bu ayrılık zorluklarını bize hiç hissettirmedi. Mizahi yönü kuvvetli, disiplinli, hem tatlı hem sert bir anne..Babaaannemiz, babamızla da sorunsuz bir ilişki yaşadık. Boşanmanın psikolojik etkilerini pek hissetmedik.
- Biriniz güncel sanatta güçlü işlere imza atıyorsunuz, diğeriniz tekstil ve tasarımda... Sanata sizi yönlendiren biri oldu mu ailede?
- S.T:
Annemiz seramik ve resim yapardı. Akademik bir eğitim almamıştı ama yetenekliydi. Bizi istediğimiz şeyi yapmamız konusunda hep destekledi.
- Nasıl bir mahallede büyüdünüz?
- D.M: Etiler'de büyüdük. O zamanlar Etiler'in boş olduğu zamanlardı. Cengiz Topel caddesine kadar bomboş sokakların olduğu yollarda paten yapar, bisiklete binerdik. O dönem, Etiler'de büyüyen bütün çocuklar sokağın keyfini çıkarmıştır.
- S.T: Devran'la aramızdaki en büyük sır, ortak iki acımız belki. Arka arkaya ve çok genç yaşta ağabeyimizle annemizi kaybetmemiz. Bizi büyüttü ve birbirimize daha çok bağlandık.
- D.M: Üst üste kötü seneler geçirdik. 1995-2000 arası önce annemi, ardından da ağabeyimi kaybettik. Hayat da arada bir insanlara vuruyor; insanları çitiliyor, çamaşır çitilermiş gibi. Bu bize çarpan acılardan sonra, Suzan'la yaşadığımız şeyleri mizahi tarafından görmeye başladık. Annemizin üçümüze verdiği sevgiyi şimdi biz birbirimize veriyoruz diye düşünüyorum. Çamaşırı niye yıkıyorsun, vura vura, çitileye çitileye. Nasılsa kirlenecek! Hayat da arada bir sana vuruyor.
- Yaşam felsefeniz 'Birimiz ikimiz, ikimiz birimiz için' midir?
- S.T:
Evet. Ve kendi ailelerimiz, kocalarımız, çocuklar da eklendi bu halkanın içine. Devran ve benim için büyük aile olmak çok kıymetli. Eskiden çocuktuk, şimdi artık ailenin büyükleri gibiyiz.
- D.M: Problemleri anında çözme yeteneğimiz gelişti. Bir sorunumuz olduğunda telefonun ucunda birbirimizin sesini duymak bile güçlü bir hissiyat veriyor. Problemleri uzatan kardeşler değiliz; anında çözme yoluna gideriz.
- S.T: Çok ciddi bir sorunun bile komik tarafını bulup çıkartabiliyoruz. İkimizin de bu yönü çok gelişti.


X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.