Cumartesi 09.06.2012

40'ıma kadar oynamamın sırrı hastalığım

Galatasaray Cafe Crown basketbol takımının kaptanı Haluk Yıldırım aktif basketbolu bıraktı. 40 yaşındaki basketbolcu, Euro Lig'in en yaşlı oyuncusuydu. Yıldırım, kariyeri sürecinde lenf kanserini yenerek spora devam eden ender isimlerden oldu

Haluk Yıldırım, Galatasaray Cafe Crown basketbol takımının kaptanı, Euro Lig'in en yaşlı basketbolcusuydu. Kısa süre önce basketbolu bıraktı. Ama basketbol tarihine azmiyle ismini yazdırarak aktif basketbola veda etti. Türkiye, Haluk Yıldırım'ı Türkiye'ye Avrupa ikinciliğini getiren 12 Dev Adam'dan biri olarak tanıdı. Bu zaferin üzerinden çok geçmeden, 2003-2004 sezonunda Hodgkin lenfoma yani lenf kanseri olduğunu öğrendi. Ama yılmadı, hastalığı atlattı, sahalara döndü. Üstelik öyle böyle bir dönüş değil... Hastalığının üzerinden yedi yıl geçti ve Yıldırım, Euro Lig'in en yaşlı basketbolcusu olarak bu sezon sonunda aktif spora veda etti. Haluk Yıldırım'ınki tam bir azim ve başarı hikayesi.
- 'Euro Lig'in en yaşlı sporcusu' tanımlamasına alındınız mı?
- Hayır, alınmıyorum. Çocuklar bana takılıyorlar, ama yapacak bir şey yok; en yaşlıyım. Basketbolu çok seviyorum ve kendimi iyi hissediyorum. O yüzden 40 yaşıma kadar oynadım.
- En son kaç yaşına kadar oynayan var?
- Bu yıl İspanya liginde oynayan Middleton var, 44 yaşında. Zeki Tosun, 42 yaşına kadar oynadı. Bu yıl aktif basketbol bitti benim için. Bazı şeyleri tadında bırakmak lazım. Bundan sonraki hayatıma dair net bir plan yapmadım ama basketbolun içinde kalacağım. 17 yaşımdan beri işin içindeyim, sevdiğim bir iş. Tecrübelerimi, genç oyuncularla paylaşmaya çalışacağım.
HASTALANMASAYDIM, DAHA ÖNCE BIRAKIRDIM
- Sporcuların en büyük kaygısı sporu bıraktıktan sonraki yaşamdır. Siz neler planlıyorsunuz?
- Spor ayrı bir meslek. 40 yaşında bir işyerinde çalışıyor olsanız, kariyerinize yeni başlıyor sayılırsınız. Bizde tam tersi, kariyerin sonuna gelmiş oluyoruz. Zaten genç yaşta sakatlık geçirdiğin anda spor hayatın bile bitebilir. Tabii ki birikimlerimiz, hayat görüşümüz var, ama bunu doğru kullanmak gerekir. Genç oyuncularla ilgili bir sıkıntı var basketbolda, oynamıyorlar. Bu alanda çalışabilirim, yorumculuk yapabilirim, şu an net değilim.
- Bu yaşa kadar oynamanın sırrı nedir?
- Düzenli yaşıyorum. Çok disiplinli olduğumu söyleyemem, ama belli şeylere dikkat ediyorum hayatımda. Evliyim ve iki çocuğum var. Gece hayatım yok. Bir hastalık dönemim oldu ve altı ay basketbol oynayamadım. O hastalık olmasaydı, belki daha önce bırakacaktım. Ama o altı ayda basketbolu çok sevdiğimi fark ettim. Belki bu hastalık, basketbolu bu yaşa kadar oynamama neden oldu. Sonuçta bu bir sağlık problemi. Sakatlıkla ilgili pek çok ameliyat oldum, ama bu bir sağlık sorunu. Doktoruma güvendim. O, hastalığı atlattıktan sonra tekrar basketbol oynayabileceğimi söyledi. Ben de onun tavsiyesine uydum. O bana 'Buraya kadarmış,' deseydi, ben yedi-sekiz yıl önce bırakacaktım. O aksine benim topluma örnek olabileceğimi ve kesinlikle basketbola dönmem gerektiğini söyledi. Hodgkin lenfoma yani lenf kanseri geçiren çok. Yüzde 90'lara varan tedavi oranı var bu hastalığın. İyi bir örnek olabileceğimi söyledi doktorum. Çok kanser çeşidi var, birçoğunun sonu kötü bittiği için insanlar 'kanser' denince irkiliyor. Herkese önerim, yılda bir check-up yaptırsınlar. Vücutlarında anormallik hissedince ihmal etmesinler.
HAYATA BAKIŞIM ÇOK DEĞİŞTİ
- Bu tür hastalıklar, insanlarda hayata dair kararlar aldırır. O kararları alıp uygulayabildiniz mi?
- İnsan çabuk unutuyor aslında. Kararlar alıp alıp vazgeçiyor. Hayata bakış açım değişti. Hastalıktan önce ufak tefek şeyleri kafama takan biriydim; bu değişti. Daha rahat biri oldum. Bence en önemli karar buydu. Aslında hayatta en önemli şey, sağlıklı olabilmek. Birçoğumuz bunun farkında değiliz. Başımıza gelince anlıyoruz. Sağlıklı olmadıktan sonra hiçbir şeyin değeri kalmıyor.
- Hastalandığınızda bir oğlunuz vardı, şimdi bir de kızınız oldu. Aranız nasıl?
- Evet. Kızım hastalığımdan sonra dünyaya geldi. Üç yaşında. Kızımla da çok farklı bir ilişkimiz var. Kız çocuk çok şahane.
- Geçirdiğiniz hastalığa rağmen basketbola dönmeniz birilerini motive etmiş midir?
- Kesinlikle. Hatta bir örnek yaşadım. Benim rahatsızlığımdan bir süre sonra, bir kız çocuğuyla tanıştım. Basketbol takımındaydı. O da lenf kanseri olmuş ve basketi bırakmak zorunda kalmıştı. Ben dönünce, o da tedavisi bitince basketbola döndü.
- O dönemde en büyük destekçiniz kimdi?
- Ailem. En zor dönem, kemoterapi sonrası iki gün yataktan kalkamamak olmuştu. Bu hastalıktan sonra bu yaşa kadar oynayacağımı hayal edemezdim. Keşke 44-45 yaşıma kadar oynayabilseydim, ama tadında da bırakmak lazım.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.