Cumartesi 09.06.2012
Son Güncelleme: Cuma 08.06.2012

Ülkeler müzisyen olsa

2012 Avrupa Futbol Şampiyonası'nda oynayan hangi ülke, hangi müzisyene benziyor?

Malum, Euro 2012 dün başladı. Önümüzdeki üç hafta boyunca futbola doyacağız. Bu dönemlerde dergilerde, gazetelerde takımlarla ilgili haberler yapmak adettendir. Ama İngiliz müzik dergisi NME ise bu haftaki sayısında 'Şampiyonadaki hangi takım, hangi müzisyene benziyor?' başlıklı bir yazı yayımlandı. Onlardan esinlenerek ben de 'Turnuvadaki takımlar hangi 'yerli' müzisyenlerle uyuşuyor?' diye düşünmeye başladım. Bakın neler çıktı...
Almanya / Sezen Aksu
Avrupa Futbol Şampiyonası'nın yıllardır değişmeyen favori ekibi Almanya. Sabırla, sistemle, 90 dakika aynı topu oynar. Tıpkı Sezen Aksu gibi. Yıllardır aynı şeyi yapsa da hâlâ büyüktür. Favoridir. Karşınıza çıktığında yapacağınız çok bir şey yoktur. Her ikisi de, sevseniz de sevmeseniz de bankodur.
Yunanistan / Halil Sezai
Sıkıntılı günler yaşıyor Yunanistan. Ülkedeki ekonomik ve siyasi dengesizlikler elbette futbolcuların iç dünyasına da yansıyordur. Bu turnuvada onlardan duygusal, inişli çıkışlı bir futbol bekleyebiliriz. Halil Sezai'nin tüm şarkılarında olduğu gibi. Her ikisinin de nasıl kazandığı genelde anlaşılmaz.
Portekiz / Duman
Onları izlemek hep keyif verir. Her zaman belirli bir seviyenin üzerindeydiler. Güçlerini birçok farklı yerden alsalar da, Ronaldo'suz bir Portekiz düşünülemez. Tıpkı Kaan Tangöze'siz bir Duman düşünülemeyeceği gibi. Gelirler, giderler. Ama onları her gördüğünüzde iyi bir şeye sahiptirler.
İrlanda/ Mustafa Topaloğlu
Ne yapacağı belli olmayan, garip bir takım İrlanda. Tıpkı, özellikle Survivor'da farklı yönlerini tanıdığımız Mustafa Topaloğlu gibi. Bir gün var, bir gün yok. Hiç beklenmeyen bir anda rakibini devirebilir. Ama buna nadiren rastlanır. Rakibi karşısında galip geldiği anı izlemeyeyse, doyum olmaz.

İspanya / MFÖ
Pek çok başarıya imza attı İspanya. Bu sebeple üzerlerinde hem rahatlık hem de baskı olacak. Ama bunu çok da umursamayacaklardır. MFÖ gibi. Her ikisinin de kendini kanıtlamasına gerek yok. Kazanamasalar da, başarıları uzun süre yeter.
İtalya/ Fazıl Say
İtalyan futbolunda ayaklar yere her zaman sağlam basmıştır. Ne yaptıklarını çok iyi bilirler. Futbolları zamansızdır. Bir döneme ait değildir. Onları özel yapan da budur. Ama bazen kendilerini zor durumda bırakabilecek, beklenmedik çıkışlar yapıp sizi üzebilirler. Tıpkı Fazıl Say gibi. Eğer seviyorsanız, ara sıra "Ah be abi, n'aptın," demeye de alışmanız gerekir. Kupon yatırırlar.
Fransa / Athena
90'larda Avrupa'nın zirvesindeydi Fransa. Hâlâ iyi olsalar da, o görkemli günler birazcık geçmişte kaldı. Ama doğru adımları atarlarsa bir anda tekrardan en tepeye oturabilirler. Bu açıdan Athena'ya benziyorlar. Çok iyi bir turnuva, çok iyi bir albüm onları her şeyin hakimi olduğu günlere geri götürür. Bu potansiyele sahipler.

İngiltere / Teoman Çalkantılı
bir turnuva geçmişi var İngiltere'nin. Oyunundan çok futbolcularının ve taraftarlarının kişisel arızalarıyla ünlüdür. Bu açıdan Teoman'a benzerler. Ya aşk hayatı ya da magazincilerle girdiği tartışmalarla gündeme gelirdi Teoman hep. Müziği, ancak onu bıraktığı an konuşulmaya başlandı. İşlerinden ziyade başka şeylerle anılsalar da, her ikisinin de seveni çoktur. Ortama renk katarlar.
Ukrayna / Multitap
Ukrayna'nın Avrupa Futbol Şampiyonası'nda pek de bir geçmişi yok. Ama bu sene iyi oynuyorlar ve ev sahibi avantajıyla ciddi bir başarıya imza atabilirler. İzlemesi keyifli, kendilerine özel bir tarzları var. Multitap onlara en çok benzeyen isim. Bu sene yayınladıkları albümleri ile nispeten yeni oldukları rock & roll dünyasında emin adımlarla ilerliyorlar. Şampiyona açısından Ukrayna da öyle.
Rusya / Bülent Ersoy
İki ayrı futbol ekolü yaşadı Rusya. Bunları da kabaca Sovyetler'den önce/Sovyetler'den sonra diye tanımlayabiliriz. Hatta Sovyet döneminde bir kez kupayı kaldırma başarısını da gösterdiler. Şimdilerde kupa kazanacakmış gibi gözükmeseler de her zaman korkulan bir rakiptirler. Tıpkı Bülent Ersoy gibi. O da eskisi gibi olmasa da, eğer iyi günündeyse hala rakip tanımaz. Etrafındakiler de, tıpkı Rusya gibi çözülmesi zor olan Bülent Ersoy'dan hâlâ korkar.
Hırvatistan / Nihat Doğan
Hırvatistan her zaman olduğundan daha büyük gözükür. Çok hırslı olsalar da daha bu turnuvada bir başarıya imza attıklarını göremedik. Kafa karıştıran bir oyun oynarlar. Nihat Doğan gibi. O da her alanda doğuştan iddialı bir isimdir. Herkesin karşısına -başaramayacak olsa bile- kazanmak için çıkar.
Danimarka / Burak Kut
Danimarka bu turnuvayı sadece bir kez, 90'larda kazandı. Hâlâ aramızda olsalar da oynadıkları futbolun geçmişleriyle hiçbir alakası yok. Burak Kut gibi. O da 90'larda Benimle Oynama ile aniden şampiyon olmuştu. Şimdilerde hâlâ albüm yayınlasa da hiçbir iddiası yok. Her ikisine de karşısındaki rakibe oynamak kazandırır.
İsveç / Hayko Cepkin
Turnuva genelinde çok da iyi değerlendirilmez İsveç. Ama kendi bölgesinde, Avrupa'nın Kuzey'indeki en iyi futbollardan birini oynar. Tıpkı Hayko Cepkin'in de ülke genelinde değil ama o kendine has alanda en iyilerden biri olması gibi. Aşina değilseniz her ikisinin de oyunu zevk vermez, ama alışırsanız çok daha fazla seversiniz. Değerlerini anlamak için biraz üzerlerinde durmak gerekir.
Hollanda / Mor ve Ötesi
Sofistike bir futbol oynuyor Hollandalılar. Turnuvada sadece bir kez kupa kaldırmış olsalar da her zaman iddialılar. Ama nedense zirveye çok yakın olmalarına rağmen, o büyük anı ikinci kez yaşayamadılar. mor ve ötesi gibi. Onlar da Dünya Yalan Söylüyor'un getirdiği sükseyi 'henüz' tekrarlayamadı. Ama bunu her an yapabilecekmiş gibi duruyorlar.
Çek Cumhuriyeti / İzel-Çelik-Ercan
Çek Cumhuriyeti bir zamanlar turnuvanın en iddialı isimlerinden biriydi. Hatta Çekoslovakya dağılmadan önce turnuvayı bir kez kazanmıştı da. Şimdilerde hâlâ güçlü rakipler, ama oyunlarında bir şeyler eksik. Tıpkı İzel-Çelik-Ercan gibi. Arada fena olmayan albümler çıkarıyorlar. Ama birlikteliklerinde olduğu gibi zirvede değiller.
Polonya / Can Bonomo
Polonya turnuvaya daha sadece ikinci defa katılıyor. Herkes için kapalı kutular. Ama genç bir takıma sahipler ve beklenmeyen bir başarıya imza atabilirler. Tıpkı ilk albümünün yayınlamasının hemen ardından Eurovision'a giden Can Bonomo gibi. Onun da ne yapabileceği çok tartışılmıştı. Ama netice ülkemizin lehine oldu. Turnuvanın bu seneki bir diğer ev sahibi olan Polonya da halkını sevindirebilir.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.