Ekranda Şubat fırtınası

Usta yönetmen, senarist ve yapımcı Onur Ünlü'nün geçmişte en çok duyduğu cümlelerden biri "Absürtlükleri azalt, hikayeyi biraz törpüle." Oysa o hayatı boyunca, belki farkında olmadan, planlamadan bu özelliğiyle fark yaratan isimlerden. Geçmiş röportajlarından birinde "Para bulmak için düştüğümüz halleri görseniz, ağlarsınız! Film yapacağım diye kanser oldum, var mı ötesi!" diyen ve kolon kanseri tedavisi gören Ünlü, kafasında yarattığı dünyayı göstermek için hastalığına rağmen yılmamış. Bunun en büyük kanıtı, dün ekrana gelen TRT'nin Şubat dizisi. Yine çok farklı, yine çok konuşulacak bir proje. Ünlü'nün geçmişi de oldukça etkileyici. Bir dönem Deliyürek'in senaryo ekibindeydi. 2006'da ilk filmi Polis'i çekti ve film Haluk Bilginer'e Ankara Film Festivali'nde en iyi erkek oyuncu ödülü kazandırdı. Güneşin Oğlu'nun ardından Beş Şehir'le Altın Portakal'da en iyi senaryo ve Cemal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi ile Altın Koza'da en iyi film ödülünü kazandı. Ünlü'nün kurucularından olduğu Eflatun Film imzalı, Ünlü'nün yönettiği TRT dizisi Leyla ile Mecnun ise son yılların fenomen yapımlarından biri. Ünlü, imzasını son olaraksa yine TRT'de Şubat'a attı... Eflatun Film'in yapımcılığını yaptığı dizinin yönetmenliğini Volkan Kocatürk yapıyor. Dizinin tasarımı ise Emin Gürsoy ve Ünlü'ye ait. İşte Şubat'a dair Ünlü'nün anlattıkları:
- Şubat farklı bir dizi sanırım...
- Biz değişik bir şey yapalım diye yola çıkmıyoruz. Bir şey düşünüyoruz ve o şey değişik oluyor. Toplum dışı bir adamla, tamamen toplumun kabul edeceği bir kadının arasında geçen bir hikaye.
- Dizi seyircisinin kodları belli. Kodlarımızla oynayacak mısınız?
- Türk televizyonunda devrim yapmak gibi bir iddiamız yok. Eflatun Film olarak içimize sinen şeyleri yapıyoruz.
- Şehirde, steril hayatlarımız içinde dikkatimizi çekmeyi başaramamış kişilere odaklanıyorsunuz dizide.
- Bu dizi için yola çıktığımızda, Emin Gürsoy'un kafasındaki bir fikirdi bu. Yani bu 'başka hayatlar', benim de dikkatimi çekmemişti. Onların da içlerinde iyiler, kötüler var; hayattan beklentileri var. Kağıt toplama işini yapan insanlarla tanıştık; onların bir birlikleri var. Ali Mendillioğlu o derneğin başkanı, onunla konuşuyoruz. Sayılarının 200 bin kadar olduğu tahmin ediliyor. Bizim hikayemiz tam olarak onları anlatmıyor. Bizim hikayemiz onların da yaşayabileceğini varsaydığımız bir alanda, olması pek mümkün olmayan, bizim hayal gücümüzden çıkan bir dünyanın içinde geçiyor.
- Dizi için bu insanlarla tanıştığınızda farklı hikayelerle karşılaştınız mı?
- Biz çok farklı hikayelerle karşılayacağımızı düşünmüştük, hatta senaryodaki hikayelerden bazılarının gerçekten yaşandığını görünce şaşırdık. Bu insanların hayatlarında travmatik yanlar var, ama başkalarınınkinden daha dramatik olduğunu düşünmüyoruz. Dolayısıyla acıklı durumlardan bir şeyler devşirmek derdinde değiliz.
- Leyla ile Mecnun, yabancı dizi sevenleri de ekran başına çekti. Şubat da böyle mi olacak?
- Leyla ile Mecnun'cuların bu diziyi seveceğini düşünüyorum. Ben de dizi izleyen biri değilim. Ne olup bitiyor bilmiyorum. Türkiye'deki televizyonculuk kurallarıyla ilgilenmiyorum. Bunu yapan çok başarılı oluyor ama o tür bir başarıda gözümüz yok. Tatlı hikayeler anlatmaya çalışıyoruz.