Cumartesi 15.09.2012
Son Güncelleme: Cuma 14.09.2012

İki mürüvvet!

Sadettin Saran yarın 3 bin kişilik bir düğünle evleniyor, İbrahim Tatlıses de altı ay sonra baba oluyor. Peki gelin Emek Külür'ün soyadının ardındaki buruk hikaye ne? Ayşegül Yıldız'ın plan program mütehassıslığının hududu ne?

Yarın çok büyük bir düğün var. Bütün Kırıkkale nüfusunun davetli olduğu, yaklaşık 3 bin kişiye yemek çıkarılacak bir düğün. Yerel gazetelere ilan bile verildi: "Sevgili hemşerilerim, hayatımı birleştireceğim müstakbel eşim Emek Külür ile düğün kutlamamızı memleketim Kırıkkale'de yapma kararı aldık. Bu özel günümüzde siz hemşerilerimle birlikte olmak bizi mutlu edecektir. Düğün yemeğimize teşriflerinizi bekler, hepinizi sevgiyle selamlarım, Sadettin Saran..." Daha ziyade bir siyasetçi üslubuna sahip bu ilan metnine bakıp "Her şey tamam, bir Ali Taran eksik," diye düşünmemek elde değil! Hazırladığı reklam kampanyasıyla vaktiyle Genç Parti ve Cem Uzan'ı uçuran Ali Taran, böyle bir niyetle kendisine başvurması durumunda, Saran'ı iki haneli yüzdelere bile zıplatabilir. Fiziksel özellikler bir tarafa, Sadettin Saran muhakkak ki Cem Uzan'dan daha dürüst, eşi Emek Külür de Alara Uzan'dan daha yerel... Fenerbahçe Futbol Şubesi eski sorumlusu ve de Saran Holding Yönetim Kurulu Başkanı, magazin dünyası sakinlerinin ise kısaca Hülya Avşar'ın ex aşkı olarak hatırlayacakları Sadettin Saran, zaten iyi bir askı olma özelliğinin üstüne yatmamış, işi Atatürk'e kadar götürüp sıkı tutmuş. Saran'ın smokinini, Atatürk'ün smokinlerini diken ailenin dördüncü kuşak temsilcisi Levon Kordonciyan hazırlamış, İzzet Çapa'dan okudum. Kordonciyan, Obama'nın ABD Başkanı seçildiği gün onuruna verilen baloda giydiği smokini ve de Orhan Pamuk'un Nobel aldığında üstünde olan smokini hazırlayan kişiymiş. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Tayyip Erdoğan, son James Bond Daniel Craig de ondan giyinmişler... Nikahta da düğünde de esas olan gelindir. Damat, genellikle aksesuardır. Ama Sadettin Saran, ikinci planda kalmamaya kararlı belli ki. Zaten Türkiye'nin en heykelsi figürlerinden, bir de üstüne bu özen oldu mu, geline geçmiş olsun diyeceğiz ama gelin de çok güzel kadın. Güzellik, aynı zamanda işinin parçası olan bir kadın... Emek Külür, ünlü bir diş hekimi. Ege Üniversitesi'ni bitirdikten sonra New York'ta uzmanlık eğitimi almış. New York Üniversitesi Implant Bölüm Başkanı'nın kliniğinde implant ve estetik diş hekimliği alanlarında asistan olarak çalışmış. Türkiye'ye döndükten sonra da Amerikan Hastanesi'nden başlayan, iki hastanenin diş kliniklerini kurmakla devam eden ve Nişantaşı'nda kendi yerini açmaya giden havalı bir kariyeri var. Emek Külür'ün sitesine baktığınızda, Emek Kurtoğlu Külür olarak, yani babasının soyadı Kurtoğlu ve eşinin soyadı Külür'ü birlikte kullanan, evli biri çıkıyor karşınıza. Emek Külür, yeni biriyle evlenirken bile hala eski eşinin soyadını (ve 11 yaşındaki kızı Yasemin'le aynı soyadını) kullanıyor evet, çünkü bu hikayenin arkasında trajik bir kaza var. Ocak 2003'te Diyarbakır'daki uçak faciasını hatırlayanlar mutlaka vardır. Düşen THY uçağında hayatını kaybeden 75 kişiden biri de, ralli pilotu işadamı Behzat Külür'dü. Emek Külür'ün gençliği, güzelliği ve bir buçuk yaşındaki küçük kızıyla yaşadığı bu ağır travma içimize işlemişti, 'Adaletin bu mu dünya!' olmuştuk. Böyle bir gelişme, dış kapının mandalı da olsa, insana iyi geliyor! Saadetler...
AZMİN ADI AYŞEGÜL
Müthiş bir azim, sakin bir hırs demek ki, dişli bir inat, belki pasif bir agresyon. Nihayetinde Derya Tuna'yla baş etmiş bir kadın, doğacak çocuğunun cinsiyetine mi karar veremeyecek! Ayşegül Yıldız, seneler boyu olay çıkarmadan, içten içe vıdı vıdılandıysa da ortalığı yaygaraya vermeden, sırasını bekledi. Sırası, bütün Türkiye'yi ayağa kaldıran, İbrahim Tatlıses öldü sandıran, hakkında müthiş bir külliyat yaratan o kurşunlanma olayından sonra geldi. Uzun tedavi sürecinin bir parçası da, oydu. Hastanede, hayatta, bu yeni dönemde yeni eş. Ayşegül Yıldız, mükemmel bir zamanlamayla, adamın yıllar boyu hayatındaki 'esas dam' olan Derya Tuna'nın bile kavuşamadığı o en 'makbul mertebe'ye ulaştı: Resmi nikah. Bazen zamanı gelir, tam da o zaman olması icap eder. O zaman işte, başkasıyla sittin sene olmayan, onunla oluverir. Öyle oldu. Biraz kader kısmet, biraz da o anda, orada bulunmak. Orada zaten ne zamandır azimle, ümitle, hırsla, sabırla, bekliyor olmak. Belki zayıf bir anda, 'Ya öyle ya böyle' diye kumar oynamak. Belki sadakattir adı, belki başka bir şeydir, daha muktedir günlerine alışık olduğunun güç kaybına uğramış haline de razı olmak. Sonrasında da bazı doğal sonuçlar tabii: Şirket toplantıları yapmak! Ayşegül Yıldız ile İbrahim Tatlıses, şimdi tatlı bir heyecanın eşiğindeymişler; ilk ortak mahsulleri yoldaymış. Ultrason göstermiş ki, bir oğlan! Fakat bunca yol aldıktan, bunca badire atlattıktan, bunca çalışıp 'başardıktan' sonra Ayşegül Yıldız, kendisine danışılmadan kararı verilen cinsiyetten pek hoşnut değil galiba: "İnşallah ikincisi kız olur," diyormuş! İnşallah da... Daha ilkinin tadını çıkarmadan ikincinin planını yapmak mı? Gün boyu tekrar ediyor olabilir mi: "Azmin elinden hiçbir şey kurtulmaz... Azmin elinden..."

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.