Cumartesi 22.09.2012
Son Güncelleme: Cumartesi 22.09.2012

Bob Dylan'la 50 yıl

Bazı insanlar aramızdan asla ayrılmayacaklarmış gibi hissettiriyor.
Ne kadar yılı arkalarında bırakırlarsa bıraksınlar, sonsuza kadar yanımızda olacaklarını düşündürüyorlar. Bob Dylan, işte o ölümsüz sanatçılardan biri. Düşünün ki ilk albümünü bundan tam 50 yıl önce yayınlamış ve hâlâ yaratıcı olmaya devam ediyor. Yarım yüzyıllık bir dönemde dünyanın başından geçen milyonlarca şeye şahit oldu Dylan. Onlardan ve kendi hayatından esinlendiği sözleri şarkılara dönüştürdü.
Hâlâ da dönüştürmeye devam ediyor. Üstelik geçmişte yaptıklarının kredisini kullanarak değil. Dylan her albümünde, kendi karakterini yansıttığı yeni ve iyi şarkılarla gelmeyi bir şekilde başarıyor.
Nasıl yaptığını açıklamak hiç de kolay değil ama Dylan, hâlâ büyük bir keyif veriyor. 50 yıl öncesine oranla elbette ciddi farklılıklar var.
Sesi aynı ses değil. Üzerinde yıllarca birikmiş bir toz var. Bu onu kötü yapmaktansa değerli bir antikaya dönüştürüyor.
71'ini dolduran Dylan, yeni albümü Tempest'i geçtiğimiz hafta yayınladı. Tempest, dile kolay, onun 35'inci albümü.
Dylan hiçbir zaman türler arasında radikal geçişler yapan bir müzisyen olmadı. Tüm kariyeri boyunca neredeyse hep aynı müzikal çizgide devam etti. Tempest'ta da blues, country ve folk temellerine yaslanıyor. O bildiğimiz sularda geziniyor. Bazen okyanuslara açılıp -albümün adını taşıyan Tempest'ta Titanik'i anlatmaya başlıyor bizlere; Leonardo DiCaprio'ya da göndermeler yaparak.
Tarihi bir olaya atfedilen, modern zamanlardaki en destansı/ şiirsel şarkılardan biri olmuş Tempest.
Homeros eğer Dylan'ın yerinde olsaydı muhtemelen o da Troya Savaşı'nı böyle bir şarkıyla dillendirirdi. Albümün genelinde bu tip referanslara sıklıkla rastlıyorsunuz. Roll on John'da Dylan eski arkadaşına, John Lennon'a kısa bir saygı duruşunda bulunuyor. Ona karşı olan özlemini paylaşırken, bizleri de kendi duygusal alanına çekiyor. Soon After Midnight'la Dylan'sal romantizme geçerken, Scarlet Town'da yüzünü mütevazı melodilere çeviriyor.
İLK 10 İÇERİSİNDE
10 şarkılık Tempest bir Blonde On Blonde değil. Albümü Dylan'ın kariyerindeki en iyilerin yanına koymak belki biraz aşırıya kaçmak olur. Ama bu onun 'geç' dönemindeki en etkileyicileri arasında.
35 albümlük bir kariyerden söz ederken, Tempest'i rahatlıkla ilk 10'un içerisine koyabiliriz.
Bu, çağımızın yaşayan en önemli müzisyenlerinden birinin elinden çıkan, dikkatle yaklaşılması gereken bir eser.
Ümit ederim ki daha uzun süre aramızda olacak olan Dylan'ın, sonsuzluğa bıraktığı yeni bir çalışma. Elbet bir gün Tempest'la da yolunuz kesişecek.
Albümün en güzel şarkılarından biri olan Long and Wasted Year'da, "Uzun ve harcanmış yıllar," diyor Dylan. O yılları Dylan gibi harcadıktan sonra, sorun yok...

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.