Giriş Tarihi: 6.10.2012

Bir yol hikayesi

Size burada haftalardır ikizlerimiz Deniz ve Mehmet'in hayatımıza nasıl girdiğini anlattım. İkizlerle yaşamaya ise kendim de yeni yeni alışıyorum aslında. Bu hafta bu hayatın en hareketli zamanlarından birini anlatmak isterim. Konumuz: Evden çıkış. Siz tabii bu başlığı görür görmez hafife aldınız. Ama yanıldınız. İkiz bebeklerle evden çıkmak dediğin şey, hele de bir yere kalmaya gidiyorsan adeta başka bir eve, yok yok başka bir memlekete taşınmak gibi bir şey efendim. Biz de bugüne kadar birkaç kez, bizden uzakta oturan babaanneyle dedeye kalmaya gittik, torunlarını doya doya sevebilsinler diye. İlkinde bir cumartesi günü, saat sabahın 09.00'unda başladı hazırlık. Bir akrabamızın bize hediye aldığı ikiz çantasına sadece kıyafetler sığabildi. Ne de olsa günde kaç kez kıyafet değişmemiz gerekebileceğini tahayyül edemezdik. Bir saat içinde üç posta kıyafet değişmemiz gerekebilirdi. Bir body kusmuğa, bol salyaya ya da bir miktar kakaya kolayca kurban gidebilirdi. Alt bezinde de üç-beş tane bizi hayatta kesmezdi. Kendi bebelerim diye demiyorum, temiz çocuklar vesselam. Öyle tüm kakalarını bir seferde yapmayı pek tercih etmiyorlar. Babalarının bez fabrikası olduğunu sanmalarından endişeleniyorum, çünkü kaka yapmak için mutlaka altlarının yeni değişmiş olmasını bekliyor kendileri. İki bebek söz konusu olduğunda da bir gün içinde bir pakete yakın bez gidebiliyor. Parasını geçtim, doğaya verdiğimiz zarar yüzünden içim yanıyor doğrusu. Fakat doğa koruyucuları hiç kusura bakmasın, ben yemek yemeye vakit bulamazken bir de Amerikan bez yıkamakla ömrümü heba edemem. Neyse, dönelim hazırlığa. Yanımıza yolluk bir miktar hazırlanmış mama aldık, çok acıkırlarsa arabada da emzirebilirim diye. Orada kullanmak üzere de altı tane biberon, bir kutu mama... Ayrıca genellikle gündüzleri meme emmeyi reddettikleri için sağma makinesini de yanımıza aldık. Onun dışında Mehmet'in emziği, bol bol ağız bezi, paket paket de ıslak mendil... Sonra sıra geldi oyuncaklara. İkisinin sevdiği oyuncaklar ayrı ayrı olduğundan epey bir oyuncak yüklendik. Deniz'in uyurken mutlaka şıngırdatılmasını istediği inek şeklinde çıngırağı da yanımızda olmalıydı. Oyun halısını alıp almama konusunda kararsız kaldık ama sonuçta bir gece iki gün orada olacaktık, o yüzden aldık. Bu arada poşet sayısı epey artmıştı. Tam bebekleri ana kucağına koyup evden çıkacaktık ki, önemli bir konu geldi aklımıza. Bizimkiler ne yazık ki ayakta sallanarak uyuyan bebeler. Ama yastık tercihleri de farklı. Her yastıkta uyumaz benim yavrularım. Haydi, mecburen iki koca sallama yastığını da aldık yanımıza. Arabanın önüne geldiğimizde ise en önemli konu nasıl sığacağımızdı. Bagaj tamamen doldu. Annem, arabada lazım olacak malzemelerin olduğu çantayı yanına alıp öne oturdu. Ben de bebeleri araba koltuğu işlevi de gören ana kucaklarında iki yanıma alıp arkaya kuruldum. Bu arada saat oldu 12.00.
MACERALI YOLCULUK
Beşiktaş'tan Maltepe'ye doğru yola çıktık. Köprü yoluna girdiğimizde trafiğe takıldık. Ve ilk önce Mehmet su koyuverdi. Normalde kakasını parça parça yapmayı tercih eden çocuk, yarı beline kadar kaka yaptı ve ağlamaya başladı. Kucağıma alt değiştirme kağıdı serdim, yatırdım bunu bacaklarımın üstüne. Fakat oğlan çığlık çığlığa debeleniyor. Annem arkaya uzanıp kollarını tuttu. Ben de bacaklarına hakim olup altını değiştim. Tam oğlanı yerine koydum, kız ağlamaya başladı. Acıkmış hatun. Yahu evladım, daha evden çıkmadan bir 60 cc'lik mamayı hüpletmedin mi sen? Neyse, evde hazırladığımız mamayı verdim hatuna, bir de ineğini şıkırdattım sustu. Bir beş dakika her şey yolunda gidiyordu ki, Mehmet'in en az üç seferde kaka yapma kuralını aslında bozmamış olduğunu anladım. Bu kez durum ilki kadar ciddi değildi, ama poposu pişmesin diye altını değişmem şarttı. Şu an iddialıyım, havada karada her türlü bebek altı temizlerim ben. O kadar kaka yapan bebek bir süre sonra acıktı tabii. Fakat o da ne, kız mamanın tamamını bitirmişti. Haydi, bu kez Memo'yu memeye almam lazımdı. İki yanımda kocaman ana kucakları dururken hem de... Merak etmeyin, onu da yaptım. Sonunda Maltepe'ye vardığımızda, ben arabadan inecek gücü bile kendimde bulamadım. Amcalar, halalar gelip bebeleri kaptı, ben bir süre arabada dinlenip sonra yukarı çıktım. O sırada ise aklımda sadece dönüş yolu vardı.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.