Cumartesi 06.10.2012

Yunanistan'ın diğer yanı: Zakintos

Yunan Adaları'na hâlâ gitmediyseniz, bir dakika! Size keşfedilmemiş bir ada öneriyoruz: Zakintos. Yazın son kulaçlarını atmak hiç bu kadar ucuz olmamıştı!

Yoksa siz hâlâ bir Yunan Adası'na ayak basmayanlardan mısınız? Bayram sonrası eşin dostun ballandıra ballandıra anlattıklarını ve gazetelerin hafta sonu eklerinde yarışırcasına yazdıklarını okuyup "Aklımız neredeydi de Ege'nin bu yakasında takılıp kaldık?" diye hayıflananlardan mısınız? Madem bu kadar dert oldu içinize, atlayın arabaya gelecek hafta sonu, yaza veda babından ver elini Yunanistan! "Hafta sonunu uzatıp arabayla gidilebilecek tek ada var, o da Taşoz," diyorsanız, yanılıyorsunuz. Taşoz değil önerimiz. Gidenler anlattı, orayı çoktan bozmuşuz. 34 plakalı araba gören restoran sahipleri ufaktan hesapları şişirmeye başlamış. "En alasından balığı, ahtapotu 15 avroya yedim," çoktan hayal olmuş. Biz size henüz Türkiye'den etkilenmemiş bir ada önereceğiz. Ülkenin öbür yakasına, İyon Denizi'ne kadar uzanıp Homeros'un İlyada ve Odesa'yı ilk olarak sunduğu Zakintos Adası'nda yazın son kulaçlarını atmaya ne dersiniz? Ege'nin makilerle kaplı adalarından farklı olarak burada sizi yemyeşil çam ormanları bekliyor. Ve elbet gözalabildiğine zeytinlikler. "Buraların gerçek sahibi biziz," diyen bu büyülü ağaçların arasındaki toprak yollardan ilerleyerek, adanın doğu cephesinden batı cephesine yol alırken, kimi zaman denizi kaybedebilir ve hatta bir adada olduğunuzu dahi unutabilirsiniz. Amacınız bir an önce kendinizi turkuaz sulara atmaksa, adanın bu yakasında saptığınız yollara özen gösterin. Zira ilerlediğiniz yolun denize kavuşmadan, yalçın kayalıkların tepesinde, in cin top oynayan bir boşlukta son bulması da olası. "Sadece manzaranın tadını çıkarasınız diye bunca asfaltı kim döker?" diye sormayın, Yunan döküyor! Evet, belki metrelerce aşağıdaki serin sulara atlayamadığınız için bozuluyorsunuz ama gördüğünüz manzara karşısında "Gelmeme değdi" demekten başka bir şey geçmiyor aklınızdan.
RENGARENK PLAJLAR SİZİ BEKLİYOR
Buralara kadar gelip denize girmemek elbet olmaz. Önce ne tür deniz istediğinize karar vermeniz gerekiyor; kayalık ve bakir sular mı yoksa konforlu kumsallar mı? Hangisini seçerseniz seçin, berraklıkta rakip tanımayan sular sizi bekliyor. Adanın güneyindeki Laganas bölgesi ve güneydoğusundaki Tsilivi birbirinden renkli plajlarla dolu. Yan yana restoranların dizildiği, bizdeki kadar bağırtmasalar da gün boyu neşeli müziklerin çaldığı, her türlü motorlu su eğlencesinin sunulduğu bu plajlar hareket arayanlar için biçilmiş kaftan. Bunların içinde en şık ve eğlenceli olanı şüphesiz Porto Zoro'nun bitişiğindeki Azzuro Beach. Plajın sonundaki haşmetli kayalıkların tek fonksiyonu güneşlenirken gözünüzü gönlünüzü okşaması değil. Bu kayalardan kopardığınız parçaları suyla yumuşatıp, en alasından killi cilt maskesi yapmayı da unutmayın. Biraz daha sakin kumsallar isteyenler ise adanın kuzeydoğusundaki plajlardan şaşmamalı. Turistlerin değil, Zakintos yazlıkçılarının kulaç attığı bu plajlar hem daha boş hem de daha sessiz. Caidaros, Alykes, Makrigialos bunlardan birkaçı. Xigia Caves ise adanın en ilginç plajlarından biri; kayaların arasından sülfür ve kolajenli suyun kaynadığı bu minik koy, doğal spa özelliğiyle ada sakinlerini çekiyor. Adayı bir turist gibi değil de bir yazlıkçı gibi yaşamanın tek yolu bu plajlar değil. Zeytinlikler arasındaki apart otellerden birinde kalarak da bu atmosferi yakalamak mümkün. Beş adet taş evden oluşan Ktima Kourou ağaçlardan salıncaklar sallanan bahçesiyle, kuş ve böcek seslerinden başka çıt çıkmayan atmosferiyle, hemen yanı başındaki keçiler, tavuklar ve hindilerle dolu çiftliğiyle ve her sabah evinize taze yumurta bırakan sevimli ev sahibesiyle sizi tam anlamıyla evinizde hissettiriyor. Aslına bakarsanız Zakintos'ta Türk olduğunuzu duyan herkes sizi paşalar gibi karşılayıp, ağalar gibi ağırlamak için elinden geleni ardına koymuyor. "Nedir bu Türk merakı?" diye düşünüyorsunuz, değil mi? Amerikan dizileriyle büyümüş olanlar iyi bilir; önce Küçük Ev'i, Bonanza'yı, 80 sonrasında da Dallas'ı, Flamingo Yolu'nu seyrede seyrede Amerikalı dizi karakterlerini ev halkından sayan bizlerin gün gelip de bir Batı ülkesinde aynı sebeple itibar göreceği aklımıza gelir miydi?
ÜÇ KURUŞA LEZZETLİ BALIKLAR
Taverna kelimesini duyunca tabakların kırıldığı, sirtakilerin yapıldığı bizim tavernalar gelmesin aklınıza. Zakintos'ta taverna, deniz mahsullerinin sunulduğu restoran anlamına geliyor. Bizim balık restoranlarının menüsündeki yiyecekleri ve daha fazlasını, üstelik daha lezzetlisini üç kuruşa yediğiniz mekanlar. Çıtayı biraz yükseltmeye karar verirseniz, feribot limanının kıyısına köşesine iliştirilmiş gibi duran Komis'i mutlaka deneyin. 20 yıl önce sadece balıkçı arkadaşlarına yemek sunmak için limana iki masa, bir ızgara atarak işe başlayan Yiannis, bugün Slow Food Association üyesi, ödüllü bir restoran işletmenin gururunu yaşıyor. Birbirinden ilginç mezelerin ardından ustalıkla pişirilmiş balığın tadına doyamıyorsunuz. Yemeğin üzerine ikram ettiği frigania ise hem görüntüsü hem de lezzetiyle akıllarda kalıyor. Gerçi adanın bu favori tatlısını esasen ana meydandaki Kokkinos Vrachos Cafe'de yemek adetten. Ada halkının özel günlerde giyinip kuşanıp bu kafedeki yerini alması ve aheste revan yenen bir yemeği leziz mi leziz bir frigania ile sonlandırması gelenekler arasında. Adadan ayrılmadan önce denenmesi gereken bir başka restoran da Palios Anemomilos. Kendi yetiştirdikleri sebzeleri ve çiftliklerinden getirdikleri etleri kullanarak 'evin annesinin' pişirdiği yemekleri yerken seyre daldığınız manzara mı, yoksa damağınıza yayılan lezzet mi sizi sarhoş ediyor, anlayamayacaksınız. Hazır kuzeye gitmişken St. Nicholas Port'tan bir tekne kiralayıp dünyaca ünlü Mavi Mağaralar'ı (Blue Caves) ve Shipwreck adı verilen Navagio plajını görmeden dönmeyin. Yıllar önce kaçakçı bir geminin karaya vurmasıyla bu adı alan koy, göğe yükselen uçurumlarla çevrelenerek adeta gizemli bir hikayenin saklı mekanını oluşturuyor. Kış için gerekli enerjiyi Zakintos'da toplayıp eve dönerken feribotta kendinizi haritayı açıp bir sonraki tatil için diğer İyon Adaları'nı incelerken yakalarsanız şaşırmayın; Kefalonya, Korfu, İthaki, Lefkada, Kythera... Acaba hangisi önce denenmeli?

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.