Cumartesi 27.10.2012

Neşeli bayramlar!

Bayram demek aile demek, büyük sofraların kurulduğu, nesillerin birlikte yemek yediği buluşmalar demek. Nasıl olursa, bayram sofrasında yemek bitmez, herkese bir lokma kalır, çat kapı gelenlere mutlaka yer bulunur

Ramazan bayramı gibi kurban bayramının da benim için ifade ettiği özel bir manevi olgu var. Aile büyükleri, anneler babalar ve torunlar olarak, üç jenerasyonun aynı hane içinde, aynı sofrada buluştuğu özel günlerdir bayramlar. Yüzlerde gerçek gülümsemelerin oluştuğu günlerdir ve yaş ilerledikçe değere binen vakitlerdir aslında... En çocukluk yılları bayramlarındaki adres anneannemdi. Hemen üst katımızda oturduğu için sabah ilk iş çıkıp elini öper, boynuna atlar, yanaklarını mıncık mıncık ederdim. O da bir gün önce görmüş olmasına rağmen, sanki beni haftalardır görmemişçesine sevinir, mutlu olurdu. Sofrayı anlatmama gerek var mı bilmiyorum. Zeytinyağlısından tatlısına eksiksiz bir aile sofrası kurulurdu anneannemin evinde. Sonra ikinci adres baba tarafı aile büyüklerinden Erin Teyzem ve Esat Eniştemler olurdu. Onlara her gidişimde sanki bir tek bizim aile değil de bütün mahalle onlara yemeğe gelirmiş gibi bir hava vardı. Sokağa arabayı park eder, onların komşularıyla bile bayramlaşırdık. Ahbap olmuştuk gide gele yıllar içinde. Ben, akranım kuzen Oğuz ile sokakta koşar oynar, sonra kan ter içinde soluğu babaannem ve Erin Teyzemin yanında alırdım. Babaannemin "Şu çocuğun sırtına bir tülbent koyalım Erin Teyzesi," lafı bugün bile hâlâ bütün bayram sofralarımızın sıkılmadan tekrarlanan ve yüz güldüren muhabbetidir. Her nasıl olursa, bayram sofrasında yemek bitmez, herkese bir lokma lezzet her zaman kalır. Hiç anlayamazdım, nasıl oluyor da ayarlıyorlar, çat kapı insanlar geliyor, her gelene mutlaka o sofrada bir yer, bir tabak ve bir dolu lezzet oluyor. Sonra sonra bunu çok kurcalamamaya karar verdim. "Herhalde bu bayramların bir sihri var," dedim durdum çocuk aklımla. Genellikle bayramlarda ziyaretlerinde en çok sıkılan kesim tam ergenliğe adım atan jenerasyon olur. Ama bizim ailede pek bu da sorun olmazdı. Teyzelerin şen şakrak, eniştelerin hoş sohbet olunca, kim dede, kim torun pek fark etmezdi o bayram günü.
KURBAN ETİNİ DİNLENDİRMEYİ UNUTMAYIN
Zaman hızla geçiyor, sevdiğimiz aile büyüklerini ebediyete uğurluyoruz. Geriye hep güzel anılar ve devam ettirilmesi gereken çok ulvi bir gelenek kalıyor. Benim gibi bir nesli ebediyete göç etmiş bir aile için de bu geleneği severek sürdürmek bu sene anneme düştü. Bu bayramın organizatörü annem ve Pınar. Bu sene de geçmiş senelerde olduğu gibi bizim aile, aynı sofrada buluşup bayramın geleneğine uygun olarak, aile olmanın mutluluğunu yaşamaya çalışacak. Evet, belki anneannemin zeytinyağlı patlıcanlı pilavı, Erin Teyzemin Çerkez tavuğu, olmayacak, ama Esin Teyzemin yassı kadayıfı, Hikmet Eniştemin hoş sohbeti, Esat Eniştemin bir tek tebessümü ve büyük küçük kuzenlerin ailece katılımı ile bizim bayram soframız çok neşeli olacak. Kurban Bayramı'nda yemek tariflerinin çoğu kavurma üzerine olur. Şunu unutmamak lazımdır ki yeni kesilmiş kurban etini pişirmeden önce biraz dinlendirmek, biraz bekletmek gerekir. İşte benden size kavurmaya alternatif kurban etiyle yapılacak bir marinasyon ve iki pratik tarif... Hepinize hayırlı bayramlar...
PİRZOLA KAFES
Malzemeler
2 adet 4 kemikli pirzola
Tuz , karabiber
Kekik
Kırmızı biber
Muskat
HAZIRLANIŞI
Fırınınızı 180 dereceye ayarlayıp ısıtmaya başlayın.
Pirzolaları baharatlar ile iyice ovuşturun ve yanmaz tavada her iki tarafı da dörder dakika pişirin.
Fırın tepsisine, dışı iyice pişen pirzolaları 10 dakika kadar fırına atın. Marinasyon önerim
İyi kalite zeytinyağı, deniz tuzu, iri çekilmiş karabiber, sapından ayrılmış taze biberiye ve taze kekik ile birkaç damla soya sos, klasik bir marinasyon olacak ve etlere lezzet katacaktır. Daha iddialı bir marinasyon isteyenlere:
4 - 5 çorba kaşığı zeytinyağı, bıçakla ezilmiş 2 sarımsak, iri kesilmiş 1 soğan, 1 dal taze kekik, 1 çay kaşığı light soya sos, 1 çay kaşığı hardal, 1 çay kaşığı soya sos, 1 çay kaşığı iyi kalite balzamik sirke, az tuz ve iri çekilmiş taze karabiber öneririm... Marinasyonu, ağzı kilitli buzdolabı poşetlerinde yaparsanız daha iyi sonuç alırsınız... Şimdiden afiyet olsun.
FIRIN İNCİK
Malzemeler
2 adet incik
1 paket biberiye
1 baş sarımsak
Deniz tuzu
Tane karabiber
1-2 kaşık zeytinyağı
HAZIRLANIŞI
İnciklerin fazla yağlarını bir bıçak yardımıyla temizleyin.
Kemik kısımlarındaki parçaları da temizleyin, çıkardığınız yağları atmayın.
Bir fırın kabına incik ve yağ parçalarını koyun.
İnciklere bıçakla çok derin olmamak kaydıyla çentikler atın. Zeytinyağı ile incikleri ovun.
Üzerlerine biberiye ve bolca sarımsak taneleri yerleştirin.
Deniz tuzu ve tane karabiberi de koyup harmanlayın.
Ete birkaç tane kürdan batırın. Folyo etlere değmesin diye.Üzerini alüminyum folyoyla kapatın.
175 - 180 derece ısıda 1 saat; üstü açık olarak da yaklaşık 15-20 dakika fırında pişirin.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.