Giriş Tarihi: 27.10.2012

Şehir gerillası gibi yaşamak gerek

Rıza Kocaoğlu şimdi de Karadayı'nın Kibrit Yasin'i olarak arz-ı endam ediyor. Son yıllarda nitelikli dizi ve filmlerde izlediğimiz Kocaoğlu, beyazperde ve TV dışında sıkı bir Göztepe taraftarı olarak tribünde, aktivist olarak sokaklarda, iflah olmaz tiyatrocu olarak alternatif bir sahnede her an karşınıza çıkabilir

Rıza Kocaoğlu'yla bir gün illa söyleşecektik ama ne zaman? Bu belli değildi işte. Araya hep bir şeyler giriyordu. O da kâh sahnede kâh dizide kâh filmde oynadığı rollerle insanın röportaj iştahını kabartıyordu. Hayat bazen bizi bir festivalde bazen de halı sahada buluşturuyordu da iş söyleşiye gelince bir türlü buluşamıyorduk. Meğer şeytanın bacağını kırmak için Karadayı'nın yayına girmesi gerekiyormuş. atv'nin iddialı dizilerinden Karadayı malum, bir adalet arayışı ekseninde bir öykü anlatıyor. İyi tarafta, haksız yere bir başsavcıyı öldürmekle suçlanan bir baba ve onu kurtarmaya çalışan bir oğul var. Kötü tarafta ise onları tufaya getiren savcı ve onun karanlık ilişkileri... Rıza Kocaoğlu ise düğümü çözecek olan komiser nam-ı diğer Kibrit Yasin rolünde... 30'larında, kendini biriktiren, sıkı bir Göztepe taraftarı, aktivist, popüler bir oyuncu olsa da tiyatrodan asla vazgeçmeyen Rıza Kocaoğlu, söyleşi sırasında oyuncunun bir şehir gerillası gibi yaşaması gerektiğini düşündüğünü söylediği zaman "Nasıl yani?" dedim. O da açıkladı: "Oyuncunun, gerektiğinde ortaya çıkıp eylemini yapan, ki bu eylem bir dizi olur, tiyatro oyunu olur, film olur, sonra da ortadan kaybolan bir anlayışı olmalı ve bağımsız kalmalı." Ezber bozan bir yaklaşımdı. Ama söyleşi için neden bu kadar zaman bir araya gelemediğimizi de ele veriyordu!
- Labirent filmi dışında, son zamanlarda kanun kaçağı, tetikçi gibi rollerle çıktınız karşımıza. Karadayı'da masanın diğer tarafına geçtiniz ve komiser Yasin'i nam-ı diğer Kibrit Yasin'i oynuyorsunuz.
- Enteresan bir duygu ve güç. Zaten bu güç sayesinde Kenan Ağabey'i (İmirzalıoğlu) dövebiliyorsun. Ama o izin verdiği ölçüde dövebiliyorsun tabii (gülüyor). İşin aslı birbirimize dokunmadan çektik o sahneyi. Sinema için bir söz vardır, dayak atılmaz yenilir diye. Kenan Ağabey aksiyon sahnelerini çok iyi çeken bir oyuncu. Vücudunu iyi kullanıyor. Çok güzel dayak yediği için o sahne gerçekçi oldu. Bir de, evet Kenan Ağabey'i dövebilirim ama o otururken.
- Gerçi siz Behzat Ç. filminden sorgu odasına alışıksınız.
- Aynı dayağı ben de Behzat Ç. filminde Erdal Beşikçioğlu'ndan yemiştim.
- Polisleri sever misiniz?
- Polisine bağlı diyeyim. Sevdiğim polislerde de oldu sevmediklerim de. Ama genel olarak önyargım vardır. Gerçi bir meslek grubunu sevmem durumundan aslında rahatsız olanlardanım. Mesela 'oyuncu milleti' nitelendirmesi hoşuma gitmez. Sonuçta bir elin beş parmağı da bir olmuyor.
- Karadayı'da masum bir adamın suçlanması söz konusu. Ama suçlayanların başında, kanun gücünü de arkasına almış bir savcı var. Galiba Kibrit Yasin çözecek durumu? Bunun ipuçlarını aldık diziden.
-
Evet, oynadığım Kibrit Yasin sürprizli bir karakter. Suç dünyasıyla işbirliği içerisinde gibi görülüyor belki, ama işini de iyi yapmaya çalışan bir polis. Birinci sezonun sonunda ve ikinci sezonda sürprizler olacak. Onlar şimdiden belli. Bu dizinin, yolda belli olur durumu yok. Karakterin nereye evrileceğini biliyorum, senaristler bana anlattı. Bu da oyuncu olarak benim elimi güçlendiriyor.
- Karadayı 70'li yıllarda geçiyor. Her şeyi ile günümüzden farklı bir dönem. Bu farklılığı sette hissediyor musunuz?
- Hissediyorum. Zaten çekimlerden önce filmler izledim, kitaplar okudum. Naif ve kırılgan bir dönemmiş. Çok acılar çekilse de yaşam renkliymiş. Hani keşke yaşasaydım dediğim bir 10 yıl, 70'ler. Senaristlerimiz binlerce sayfayı bulan notlar çıkarmış. O notlarda 70'lerde kabadayı, gazino kültürü, emniyet ve polisin çalışma hali gibi konular anlatılıyor. Onlardan da çok faydalandım.
- Sizin filmografinize bakınca fark ettim. Oynadığınız karakterlerin isimleri Pembo Dentist, Temmuz, Obsesif Tuncay, Asit Ömer, Kibrit Yasin... Bu durum size de absürt geliyor mu?
- Geliyor, gelmez olur mu? Ama seviyorum bu durumu. Çünkü doğru konulmuş bir isim ve ona göre uydurulmuş bir lakap seyirci için de iyi oluyor. Seyircinin aklında kalıyor.
- Göztepe maçlarında, tribünlerde sizi nasıl çağırıyorlar?
-
En son hangi karakteri oynuyorsam öyle sesleniyorlar. İki sene önce Karşıyaka maçına gitmiştim, 'Temmuz' diye bağırıyorlardı. Bu yıl gittiğim zaman, 'Ali' diye seslendiler. İzleyiciler televizyonda seni hangi karakter olarak görüyorsa aslında onlar için osun. Ama filmlerin de etkisini görüyorum. Mesela Av Mevsimi cuma günü vizyona girmişti, o gece hemen 'Asit Ömer' diye seslendiler bana.
- Dar gelirli bir aileden geliyorsunuz ve bu farklı bir hayat tecrübesi ya da terbiye kazandırır insana. Size ne kattı?
-
Her koşulda yaşayabilmeyi, mutluluğun yolunu daha kolay bulmayı öğretti bana. İmkanın varken zaten mutlu olursun. Ama imkanın yokken bile mutlu olabilmek önemlidir. Risk alabiliyorsun, çünkü kaybettiğin zaman ne yaşayacağını, ne duruma düşeceğini biliyorsun. Bunun için hep risk aldım ve mesleğimi daha iyi yapmaya çalıştım. Okuldan mezun olalı 12-13 yıl oldu. İşsiz kaldığım, zor dönemlerim de oldu. Ama kendime yakıştıramadığım rolleri oynamadım. Ayrıca oyunculuk anlayışıma da etkisi olmuştur. Oyuncunun da bir şehir gerillası gibi yaşaması gerektiğini düşünürüm. Gerektiğinde ortaya çıkıp eylemini yapan, bu eylem bir dizi olur, tiyatro oyunu olur, film olur, sonra ortadan kaybolan bir anlayışı olmalı. Ve bağımsız da olmalı. Ben de öyleyim. Bir sete gidip bir şey öğreniyorum, bir tiyatroya gidip başka bir şey öğreniyorum, böyle böyle sürekli biriktiriyorum.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.