Cumartesi 24.11.2012

Neşe Hanım'ın keçi inadı

İzmir'in Bademler köyünde 11 yıldır çiftçilik yapan Neşe Akarsu, şehirden köye gelerek hayvancılık işiyle uğraşacak olanlar için en çok yapılan yanlışlar ve yapılması gerekenler hakkında bilgi verdi. 30 yaşına kadar şehirde yaşayan Akarsu, 6 yıl bankacılık sektöründe çalışmış. Bir süre özel sektörde de çalışan ve kendi işini de yapan Akarsu, son olarak doğada yaşamaya karar vermiş. Şu anda koyun ve keçilerden oluşan toplam 30 hayvana sahip Akarsu, köy tipi çiftlikler için ve kendisi gibi şehrin kalabalığından sıkılarak hayvancılık yapmak isteyen kişiler için tavsiyelerde bulundu. "Çiftlik hayatı pembe bir hayat değil. İnsanlar çok yanlış değerlendiriyor. Öğle saatinde buraya geliyorlar ve 'Ne güzel hayvanlar' diyorlar. Ama burası öyle çok iş gücü isteyen bir yer ki" diyen Akarsu, hayvancılıkta çok çalışkan, azimli olmak ve hayvanları sevmek gerektiğini söyledi. Yanında yardımcı çalıştırmayan ve çiftliğin bütün işlerini kendisi yapan Akarsu, 11 yıldır bu iş için emek harcadığını belirtti. Şehirde yaşayan ve hayvancılıkla hiç ilgisi olmayan bir insanın, köye gelerek hayvancılık yapacağını söylemesinin yanlış olduğunu dile getiren Akarsu, "Bu kadar kolay ve kazançlı olsa bütün köylüler hayvancılık yapardı" dedi. Akarsu, şehirli bir kişinin bu işe küçükle başlaması gerektiğini ifade ederek, şöyle açıkladı: "Örneğin; 2 keçi ve 3 koyunla ilk önce kendini sınayacaksın. Küçük başlamalarını söylememin nedeni, şehirde yaşarken köy yaşamı çok tozpembe gözüküyor, ama bu işlere dayanamayıp geri dönüyorlar" diye konuştu. Bundan dolayı yeni başlayanlar için başlangıçta 3 yıl hedeflemeleri gerektiğini söyleyen Akarsu, mutlu olduğunu, bu işte hayvanları ve doğayı çok sevmek gerektiğini vurguladı.
TÜM PARANIZI YATIRMAYIN
Çiftlik kurulacak yerde maddi açıdan su ve meranın önemine dikkat çeken Neşe Akarsu, "Ekip biçebileceğiniz tarla ve mera olması" gerekiyor. Örneğin; 30 hayvan için 20 dönüm kadar mera olmalı. Yem yiyecek hayvanlar, aynı zamanda 20 dönüm merada da gezecekler" diye konuştu. Çiftlik işine girerken paralarının hepsini çiftliğe yatırmamalarını öneren Akarsu, "Çünkü hayvancılıkta 100 hayvanım var, 200 oğlak alacağım, diye bir şey yok. Doğayla alakalı bir iş olduğu için diğer üretim dallarına benzemiyor. Bir yıl oğlak çok olur, süt az olur; diğer yıl tam tersi olabilir. Yatırım yaparlarken paralarının hepsini kullanmazlarsa, bu tip ekstra durumlarda zorda kalmazlar. Hayvancılık kalem kağıt hesabı değil. Doğan oğlak ölebilir, keçinin memesi hastalanabilir. Bu yüzden evdeki hesap çarşıya uymaz. Bu iş parayla pulla değil, tecrübeyle ilgili bir şey" dedi.
NEŞE AKARSU'NUN ÇİFTLİKTE BİR GÜNÜ
Akarsu'ya çiftlikte geçen bir gününü sorduğumuzda ise şöyle anlattı: "6 buçukta, yani hava aydınlanırken evden çıkıyorum. İlk olarak tavuklar geliyor, onları yemliyorum. Hepsine ihtiyaca göre yemlerini veriyorum ve sularını değiştiriyorum. Sonra süt sağıyorum. Sağım bittikten sonra hayvanlar yonca yiyor. Çünkü sağımdan sonra keçilerin yatmaması lazım, hayvanın meme kanalları açık durumda ve yatarsa mikrop alma durumu var. Gebe başka, sağımdaki başka, yavru başka yiyor. Tüm bunlar yaklaşık 3 saat sürüyor. Eğer meranız yoksa gün ortanız boş kalıyor. Bir günü, 2 gün gibi yaşıyorum. Sabah çok erken kalktığım için gün ortası biraz uyuyorum. Uyandığımda sabah yaptığım tüm işleri tekrarlıyorum. Hepsine baktıktan sonra akşam tüm hayvanları ağıla kapatıyorum. Yazın bu işlerin bitmesi akşam 8-9'u buluyor. Kışın ise akşam 6'da bitiyor."
FEDAKAR OLMAK LAZIM
Hayvancılık işiyle uğraşırken, bencil olunmaması, fedakâr olunması gerektiğine dikkat çeken Neşe Akarsu, bir tanesinin bile suyunu unuttuysanız, gece yattığınızda hatırlasanız bile, üşenmeden suyunu vermek gerektiğini ifade etti. Evli çiftler içinde önerilerde bulunan Akarsu, "Çiftlerden biri doğada yaşamayı istemiyorsa mutlaka problemler çıkacaktır. Ama maddi durumları iyiyse, şehirdeki yaşamlarını bozmadan köyde de bir yaşam kuruyorlarsa, o zaman bu durum daha az görülebilir. Büyük yatırımlardan önce insanların kendilerini sınaması gerektiğini düşünüyorum" dedi. Maltız, Nubian ve Saanen ırkı keçilere sahip olan Akarsu, damızlık olarak sattıklarının oldukça beğenildiğini ve insanların yavaş yavaş bu anlamda kendisini tanıdığını söyledi. "Çok büyük meran yoksa ve çiftçi bir aileden gelmiyorsan, et ve sütten değil de damızlık yapıp satarsan para kazanabilirsin" diyen Akarsu, 11 yıldır sakız koyunu ve maltız keçisi ıslah çalışması yaptığını dile getirdi.
İKİ KİŞİYE, 50 KEÇİ YETER
Akarsu, iki kişinin bakacağı keçi sayısının, eğer makineyle sağıldığı düşünülürse, 50 olduğunu ifade ederek, "Daha fazlasının bakımı çok zor olur. Keçinin doğumu yaklaştığında 1-2 saat arayla 4-5 gün kontrol ettiğim oluyor" dedi. Hayvanların, insanların deneme tahtası olmadığını vurgulayan Akarsu, hayvanların üzerinden ticaret yapıldığını ama onların birer canlı olduğunun unutulmaması gerektiğini savundu. Akarsu ayrıca, bir çiftliğin kazandırıp kazandırmayacağının yeni kurulduğunda anlaşılmayacağını, üzerinden 5 yıl kadar geçmesi gerektiğini ekledi.
BAKANLIK, KEÇİLERE OLAN YATIRIM TEŞVİKLERİNİ ARTIRIYOR
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından açıklanan tarımsal kredi programlarında, bakanlığın 2012 yılında küçükbaş hayvancılığa, diğer yıllara göre artan bir oranla destek verdiği dikkat çekiyor. 200 başlı bir çiftlik 10 milyon dolar büyük markaların yanı sıra çok sayıda bireysel girişimcinin son birkaç yılda önemli yatırımlar yaptığı sektörde, ürün yetersizliği devam ediyor. Ambalajlı Süt Üreticileri Derneği'nin verilerine göre toplam süt sektöründen yüzde 5 pay alan keçi sütü 350 bin tonluk üretim ile 850 milyon TL'lik ciroya ulaşmış pozisyonda. Hal böyle olunca yatırım yapmak isteyen kişilerin, bu sektöre girmek için gerekli maliyeti öğrenme isteği de artıyor. Yapılan araştırmalarda küçük bir aile işletmesi düşünülüyorsa 50 baş keçiyle başlanması önerilirken, sanayi tipi işletmeler için keçi sayısı 500 başa kadar çıkabiliyor. Kar getirisi yüksek olan keçi sütünün, neden karlı olduğunu İzmir İli Damızlık Koyun-Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Özer Türer'den öğreniyoruz. Bir kilogram fabrika yemi ile bir inekten 2 litre süt elde edildiğini, inek sütünün 2 litresinin 1,5 TL ettiğini ve devletin 40 kuruş birim desteği olduğunu belirten Türer, "Bununla birlikte 2 litre süt 1.58 TL'ye gelmiş oluyor. Keçi sütünün 2 litresi ise 2.60 TL ediyor. Devletin 15 kuruş desteği var. Bu destek ile birlikte 2 litre keçi sütü 2.90 TL ediyor. İnek sütü ile keçi sütü arasındaki fark 1.32 TL'ye varıyor» diye konuştu.
TÜRKİYE'DE EN ÇOK YETİŞTİRİLEN KEÇİ IRKLARI
Türkiye'de en çok yetiştirilen yerli keçi ırkları Kıl keçisi ve Ankara keçisi olarak karşımıza çıkıyor. Kıl keçisinden et ve süt üretimi yapılırken, Ankara keçisinden ise tiftik üretiliyor. Ülkemizde daha küçük topluluklar halinde yetiştiriciliği yapılan keçi ırkları da mevcut. Kilis, Malta, Halep, Gürü ve Abaza keçileri yanısıra sütçü ırklardan olan Saanen ve Alman beyaz keçileri de Avrupa'dan Türkiye'ye ithal edilmiş ırklar arasında.
Kıl Keçisi: Halk arasında Kara keçi olarak da biliniyor.
Kilis Keçisi: Hatay, Gaziantep ve Urfa dolaylarında yetiştiriliyor.
Malta Keçisi: Malta adasında melezleme sonucu geliştirilen bir ırk olan Malta keçisi, Ege ve Marmara kıyı şeridinde bulunuyor.
Saanen Keçisi: Gelişme hızı, süt ve döl verimi yüksek olan Saanen keçisi 1959'lı yılların başında Türkiye'ye getirilerek gelişme gösterir.
EN ÇOK SORULAN SORU: "KEÇİ İŞİNDE ENFLASYON OLUR MU?"
En sık sorulan sorunun "Keçi işinde enflasyon olur mu?" olduğunu söyleyen Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nedim Koşum, bu soruyu şu şekilde yanıtladı: "Bu soruya net cevabım, 'Kesinlikle hayır, böyle bir şey olmaz'. Çünkü öncelikle keçi Anadolu insanına devekuşu, vizon ya da şinşilla gibi yabancı bir tür değildir. Az çok tanıdığı, bildiği ve etinden kılına, tırnağına kadar değerlendirdiği bir hayvandır. Öte yandan Türkiye'nin keçi sayısı yaklaşık 5 milyon, keçi sütü üretimi 200 bin ton civarındadır. Farz edelim ki yapılacak yeni yatırımlarla laktasyonda 800 litre süt veren 1 milyon daha keçi ilave olsun, Türkiye'nin keçi sütü üretimi 1 milyon tona çıkacaktır ki 13 milyon tona yakın inek sütü üretildiği göz önüne alınırsa keçi sütü ihtiyacın çok gerisinde olacaktır. Ayrıca keçi sütünün değeri ve önemi giderek artan bir oranda toplum tarafından öğrenilmekte ve tüketim alışkanlıkları da yavaş yavaş değişmektedir."
ÇİFTLİK PROJELERİ BİR YATIRIMIN BÜTÜNÜNÜ KAPSAMALI
Projelendirme, yatırımın tutarını, teknoloji ve know-how araştırmasını, iş planını, uygulama projelerini, eğitim ve danışmanlığı içeren bilimsel bir çalışmadır. Kendi içinde ve sektör gerçekleri ile tutarlı olmalı, yatırımcıya planladıklarına erişmede bir rehber olmalıdır.
Mali boyut ve güncel teknoloji hakkında doğru bilgi sahibi olunmalıdır
Günümüzde yeni bir işletmedeki iş akışları, para akışı ve gelişen teknoloji bilinmeden yola çıkılması yatırımcı için yanıltıcı olmaktadır. Hayvancılık yatırımları için deneyimi hiç olmayan veya çok sınırlı olan birçok kişi, projelendirme yapanlar olarak ortaya çıkmıştır. Aynı zamanda konu ile ilgili sadece makine satanlar da çok deneyimli danışmanlar olarak tanıtılmakta ve yatırımcılar yatırımlarına büyük eksikler ile başlayarak sorunlar yaşamaktadır. İşletmenin özelliklerine göre zayıf ve güçlü yanları en baştan belirlenmeli ve yatırımcı bilgilendirilmelidir. Ayrıca farklı yatırım ve teknolojik seçenekler konusunda yatırımcı bilgilendirilmeli, tartışılarak uygun kararlar birlikte kararlaştırılmalıdır. Böylece yatırımın çerçevesi belirlenip anlaşma yapılacak, ayrıntılı çalışmalara geçme evresine başlamak mümkün olacaktır. Bazı aşamaları sonraya bırakmak (örneğin gübre işleme gibi) olasıdır.
Doğru proje tasarımı hayvan refahı ve iş akışı bakımından önemlidir
Bazı barınak çizimleri proje olarak ortaya konmaktadır, bunlar proje değildir. Ancak hayvancılık yapacak yatırımcılara sadece bina yapmak ve hayvan almak yeterli gibi algılatılmaktadır. Söz konusu yanılgıya düşen işletmeler sonradan büyük hayal kırıklığına uğramaktadır. Projelendirmede, işletmenin kurulacağı bölge ve arazi yapısına göre, öngörülen kapasiteye uygun bir işletme yerleşimi ön çalışması yapılmalıdır. İşletme tasarımı ciddi bir zootekni bilgisi ile oluşturulabilir. Bütün bunlar ana yem planları yapılarak hesaplanmalıdır. İkinci aşamada detaylı mimari projeler (işlevsel) hazırlanıp inşaatın başlaması, sıralaması ve ilk yıl için gerekli yem temini olanaklarının saptanması gerekecektir. Damızlık hayvan temini, miktarı, nereden ve hangi koşullarda sağlanacağı belirlenmelidir. Yapılacak bütün işler bir zaman çizelgesine yerleştirilerek zaman planlaması da yapılmalıdır.
Eğitim ve doğru bilgiye erişim yatırımcı için şarttır
Yapılan yatırımın projelendirilmesinde teknik elemanların doğru eğitilmesi ve yatırımcının da işletmenin nereye gitmekte olduğunu anlayacak kadar eğitilmesi çok önemlidir. Özellikle yemleme konusunda temel eksiklikler yanlış uygulamaları getirmektedir. Bilgisayar çıktısı olarak verilen yem formülleri ya yanıltıcı olmakta ya da uygulama içermediği için eksik, yanlışa götüren sonuçlara sebep olmaktadır. İkinci aşamanın sonuna doğru teknik eleman eğitimi (modern işletme yönetimi konusunda) yapılıp, işletme yönetilmeye hazır hale gelmelidir. Bu eğitimde işletmede yapılacak işler ayrıntılı olarak öğretilip, yönetici teknik elemanın iş disiplinini kurarken yerleştireceği kurallar belirlenmelidir. Ayrıca firmamızın "Patron Eğitimi" ismini verdiği eğitim de çalışmalar içinde yer almalıdır. Bu eğitim en basitinden işletmenin nereye gittiğini önceden görebilecek kadar olmalı, raporların nasıl değerlendirileceği konularını içermelidir.
İş paketleri ve iş akışı doğru belirlenmelidir
Bütün bunların dışında işletmede yer alan her birimde yapılacak işler paketler halinde belirlenip, uygulamayı bir disiplin içinde yapmak gerekmektedir. Örneğin doğumhane, yavru bakımı, sağımhane, yemleme vb. iş paketleri her birimde yapılacak işler ve uygulamalar biçimlenip iş disiplini kurulmalı ve kontrol edilmelidir. İşte bunların tümünü içeren çalışmaya da projelendirme denmektedir. Yatırımcının bütün bu aşamalar hakkında inceleme yapması ve projelendirmede yukarıda açıklanan konuları sağlayabilecek kişi veya kuruluşlarla çalışmanın önemini kavraması gereklidir. Bunun için de yola çıkarken çok iyi bir inceleme gerektiği kabul edilmelidir.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.