Hiç TV dizisi izlemiyorum

Zor rollerin efsane oyuncusu Jessica Lange... 1976'da King Kong'un âşık olduğu muhteşem sarışını oynayarak mankenlikten oyunculuğa geçti, neredeyse 40 yıllık kariyerinde birbirinden ilginç karakterleri canlandırdı. İki Oscar kazanan oyuncunun oynadığı roller arasında, Londra sahnelerinde canlandırdığı Arzu Tramvayı oyunundaki Blanche DuBois'den Postacı Kapıyı İki Kere Çalar filmindeki Bambi'ye kadar çok sayıda önemli karakter var.
ROLÜ İÇİN ARAŞTIRMA YAPTI
Oyuncuyu iki yıldır, tbüyük beğeni toplayan American Horror Story'de izliyoruz. Ve Lange bu vesileyle Cumartesi SABAH'a bir röportaj verdi. Telefonla gerçekleştirdiğimiz söyleşide ahizenin ucunda tane tane konuşan, kendinden emin, biraz sert bir ses vardı. Soruların hepsine uzun uzun düşünerek yanıt verdi. Söyleşiye geçmeden önce diziden kısaca bahsetmek gerek. American Horror Story pazar akşamları 23.15'te FX kanalında gösteriliyor. Dizinin yeni sezonu American Horror Story: Asylum'da hikaye geçen sezon kaldığı yerden devam etmiyor, yepyeni bir hikaye ile izleyicilerin karşısına çıkıyor. Ancak oyuncular eski, geçtiğimiz sezonda rol alan isimler. Bu sezon 1960'lı yıllarda geçen dizide, bir kez girenin bir daha çıkamadığı korkunç bir akıl hastanesi anlatılıyor. İçine şeytan giren masum ruhlardan tutun da, uzaylılara, azılı katillere, akıl sağlığı yerindeyken eşcinsel olmaları sebebiyle burada tutsak edilenlere kadar pek çok korkunç hikaye izleyicileri bekliyor. Lange dizide Rahibe Jude'u canlandırıyor. Akıl hastanesinin yönetimini üstlenen Rahibe Jude sert ve korkunç biri. Hastalara verdiği cezalar tüyler ürpertici, ama dizi ilerledikçe rahibenin şefkatli yönleri de ortaya çıkıyor. Lange, canlandırdığı Rahibe Jude karakteri için "Bu sezon karakterimin sesini bulmak benim için zordu. Dizi 1960'lı yıllarda geçiyor. Karakterim de buna uygun olmalıydı. Onun konuşma tarzını, aksanını duymaya anlamaya çalıştım. Nasıl konuşacağını tespit ettikten sonra tam olarak nasıl oynayacağıma da karar verdim. Akıl hastanelerini de araştırdım. Buralarda nasıl tedaviler uygulanıyor, kimler, nasıl kalıyor... Deliliğin dünyasına girmeye çalıştım. Aynı zamanda, rahibelerin geleneklerini de araştırdım. Karakterim bir rahibe ama uzun bir geçmişi var. Rahibe olmadan önce yaşadığı hayatı da canlandırıyoruz. Bana göre dizideki en ilginç karakter, rahibe olmadan önce şarkıcılık da yapmış. Bu yüzden iki karekter canlandırıyor gibiyim. Rahibeyi oynuyorum ama geçmişini anlattığımız sahnelerde, şarkı söylüyorum, dans ediyorum," diyor.
KAM ERA AR KASI DA GÜZEL
Lange oyunculuğun yanı sıra kameranın arkasında olmayı da çok sevdiğini, sık sık dile getiriyor. Lange "Kısa bir süre fotoğrafçılık yaptım. Kameranın arkasında olmak oyunculuğun tam tersi. Biri kamera için oynamak ya da sahnede seyirciler için, ama diğeri kameranın arkasında saklanmak ve gözlem yapmak. Ben tabii ki her ikisini de çok severek yaptım. İkisi de birbirine gönderme yapan meslekler. Her ikisi arasında da kendime bir yol çizebildiğim için çok mutluyum," diyor. 63 yaşındaki oyuncuya yaşlanmanın hayatındaki etkisini sorduğumuzda ise, "Yaşlanmak bende bir fark yaratmadı. Hâlâ ne diyet ne de egzersiz yapıyorum. Mutluyum, beni güzel yapan da bu bana göre," diyerek yanıt veriyor. Lange'e televizyonda neleri sevdiğini sorduğumuzda, "TV seyretmiyorum izlersem de genelde eski Hollywood filmlerini izliyorum. Söylemeye utanıyorum ama dizileri takip etmiyorum. Hatta American Horror Story'yi bile izlemiyorum" diyor.
Ben de hayaletli bir evde yaşadım
American Horror Story'nin ilk sezonunda olaylar hayaletlerin yaşadığı bir evde geçiyor. Lange'in de tıpkı dizideki gibi, bir dönem hayaletli bir evde yaşadığı söylentileri diziyle birlikte yayılmıştı. Bunların doğru olup olmadığını sorduğumuzda Lange bizi de şaşırtıyor: "Evet yaşadım. Daha doğrusu hayaletli olduğuna inanılan bir evde yaşadım. Tıpkı American Horror Story'deki gibi..."