!f İstanbul'da kaçıranların üzüleceği filmler

!f İstanbul Bağımsız Fimler Festivali bu yıl hayli iddialı. 14 Şubat'ta başlayacak festival, programıyla adeta 10 gün boyunca hayata ara vermemizi istiyor. Onlarca filmin gösterileceği festival için, müdavimler, kataloğu çoktan didik didik edip izleyeceği filmleri seçmiştir. Ama seçmeyenler, program yapma konusunda tereddüt yaşayanlar için adet olduğu üzere bir seçki yapalım istedik. Elinizi çabuk tutun deriz, çünkü biletler satışta. www.!fistanbul.com
FESTİVAL
Sevgiler, Marilyn / Love, Marilyn: Marilyn, bir ikon ama o ikonun arkasında nasıl bir kadın var? Liz Garbus'tan oldukça farklı bir Marilyn portresi...
Gazeteci Çocuk / The Paperboy: John Cusack'ın filmografisindeki zirve noktalardan biri. Lee Daniels'ten ters köşe bir film...
Jin: Doğanın ciğerinde bir Kürt kızı, isyankar. Dağlardan kaçıyor ama erkekler arasında kalıyor. Reha Erdem'den ses getirecek bir film.
Kutsal Motorlar / Holy Motors: Biraz sinema için lütfen ara... Yönetmen Leos Carax, 12 yıl sonra öyle bir filmle sahalara döndü ki, izlemeyen pişman izleyenlerse hayran.
Hergün / Everyday: !f İstanbul'un 'kadrolu' yönetmeni Michael Winterbottom, aile üzerine gerçekçi, ama bir o kadar da sade bir filmle karşımızda.
Bernie'nin Suçu Ne? / Bernie: Gün Doğmadan filmi nedeniyle yönetmen Richard Linklater'ın pek seveni var bizim bu taraflarda.
Gerçek bir hikayeden yola çıkan yönetmen, çok sevilen ve saygı duyulan birinin cinayet işledikten sonra ona yaklaşımın farklılaşmasını anlatıyor.
Öldürme Eylemi / The Act of Kiling: Sinema, katliam, Amerikan filmleri, derin devlet nasıl yan yana gelebiliyor derseniz Öldürme Eylemi'ne bir göz atın deriz.
Yolda / On the Road: Jack Kerouack'ın kült kitabı Yolda'yı Walter Salles sinemaya uyarlıyor.
Tamam içimizde bir tedirginlik var, olmuş mu acaba diye. Gelen övgülere bakılırsa önden bilet almak şart!
Pas ve Kemik / Rust and Bone: için film bu diyenler, yönetmen Jacques Audiard yeni filminde bir melodram çekse de nefeslerinizi hızlandıracak bir filmle karşınızda.
Tabu: Geçen yılın pek merak edilen filmlerinden biri... Sinemanın geçmişine farklı bir yolculuk. Tam da sinefilim diyenlere!
Berberian Ses Stüdyosu / Berberian Sound Studio: Sinema sanatına farklı bir saygı duruşu. Sesin gizemli dünyasına hoş geldiniz.
Versay Kraliçesi / The
Queen of Versailles: Devremülk milyarderi David Siegel'in Amerikan tarihinin en pahalı evini yapmak isterken öngöremediği ekonomik krizle mücadelesi.
Amerikan rüyasının ironik belgeseli!
Benim Çocuğum: Yönetmen Can Candan, çocuklarının cinsel tercihlerini açıklamaları sonrası ailelerin yaşadıklarıyla yüzleştiriyor bizi, bu yüzleşmeye hepimizin ihtiyacı yok mu? O zaman buyrun filme...
Demir Gökyüzü / Iron Sky: Naziler savaş sonrası Ay'ın karanlık yüzüne mi sığındı? Yönetmen Timo Vuorensola bu soruya evet diyor ve macera başlıyor!
Occupy Love: 'Ekonomik hırs gezegeni bitiriyor farkında mısın?' diyor bu belgesel ve buna karşı mücadele eden aktivistlere mikrofon uzatıyor.
Zerre: Sahi, bir zamanlar sinemamızda işçiler vardı! Altın Portakal'dan ödüllü Zerre bu gerçeği bize bir kez daha hatırlatıyor.
Bestiaire: İnsanların hayvanları izlemelerinin tuhaflığını anlatan bir belgesel. Bizden uyarması, dikkat bu film hayvanlara bakışını etkileyebilir!
Kunduralarımı İstanbul'da Bıraktım / I Left My Shoes in İstanbul: Nigol Bezjian, Ermeni şair Sako Arian'ın atalarının İstanbulunu keşfetmesi yolculuğuna davet ediyor. Baştan söyleyelim, hüzünlü bir yolculuk.