Son Güncelleme: Cuma 01.02.2013
Yaptığım iş sayesinde kendimi keşfediyorum
atv'nin Karadayı dizisinde Kenan İmirzalıoğlu'nun kız kardeşini canlandıran Leyla Lidya Tuğutlu, son dönemin en beğenilen oyuncularından. Tuğutlu "Oyunculukta güzellikle bir yere gelinmiyor, hatta güzellik kaygın olmaması çok daha iyi," diyor
- Kaç yaşındasınız, nasıl bir aileden geliyorsunuz?
- 23 yaşımdayım. Berlin doğumluyum. Annem Alman, babam Türk. Babam Almanya'da yüksek mühendislik okurken annemle tanışmış. Ben dört yaşımdayken Türkiye'ye dönmüşler. Buraya döndüğümüzde kız kardeşim doğdu. Berlin anım çok fazla yok, ama her sene gidip geliriz Almanya'ya. Burada okudum, büyüdüm. Beş yaşımda piyano dersleri almaya başladım. Sonra İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı'nı kazandım ve yarı zamanlı ders almaya başladım. Beş sene sonra günde dört-beş saat piyano, keman ve solfej çalışmak beni sıkmaya başladı. Çocukken insan bu tip konularda savurgan davranabiliyor, önemini fark edemiyor. Bıraktım konservatuarı. Galiba daha çok oyun oynamak istedim.
HAYALİM SPİKER OLMAKTI
- Pişman mısınız?
- Değilim. O da bana başka bir kapı açtı. 11 yaşımdayken çocuklar için yapılan bir modellik yarışmasına girdim. O sayede Neşe Erberk'in ajansına kayıt oldum.
- 11 yaşındaki bir çocuk neden modellik yarışmasına girmeye heveslenir?
- Çevre yüzünden. Bana sürekli, 'Mankenlik yapmalısın, boyun uzun, inceciksin,' deniyordu. İnsanın aklına yerleşiyor böyle şeyler. Ailem de okulumu aksatmadığım sürece bu tip heveslerimi destekledi. Çocuk markalarının birkaçının reklamında yer aldım, katalog çekimlerine katıldım. 15 yaşımda Best Model Yarışması'na girdim. Yaşım küçük olduğu için gelecek vaad eden model seçildim. Topuklu ayakkabı hiç giymemiş biri olarak farklı ve güzel bir deneyimdi. O disiplini anladım. Küçük çaplı defilelerde yer almaya başladım, harçlığım çıkıyordu. 2006 yılında, Turizm Güzellik Yarışması'na girdim. Çin'e gittim, üç hafta kaldım. Dünyanın her yerinden kızlarla tanıştım. Orada da yaşım küçük olduğu için Prenses Ödülü aldım. O kızlardan bazıları Türkiye'ye geldi, onlara İstanbul'u gezdirdim. 2008 yılında Miss Turkey Yarışması'na başvurdum ve Miss Turkey oldum.
- Yarışmalara katılmayı seviyorsunuz galiba...
- Evet, ben de size anlatırken farketim. Ama ben bu yarışmalara hırs yapıp, birincilik kazanmak için değil, tecrübe edinmek için katıldım. Hep akışına bıraktım. Miss Turkey olmak bana oyunculuk kapısı açtı. Es Es dizisinde başrol oynadım. İlk oyunculuk deneyimim o oldu. Es Es dizisi dönemi çok önemli bir tecrübe oldu benim için. İlk kez ailemden uzak bir yerde, Eskişehir'de yaşamaya başladım. Bu yarışmalara da oyuncu olmak hevesiyle girmemiştim aslında. Ben daha çok haber spikeri olmak istiyordum. Defne Samyeli gibi isimler bana bu konuda ilham veriyordu. Zaten yarışmadan sonra, spikerlik-sunuculuk eğitimi aldım. Yarışmayı düzenleyen kanaldan spikerlik teklifi aldım. HT Kulüp programını sunmaya başladım. Yıllardır o programı sunuyorum. Çok keyifli gidiyor. Oyunculuğun yanı sıra sunuculuk da yapıyorum.
- Oyunculuk eğitimi aldınız mı?
- Tabii... Hâlâ alıyorum. Çeşitli workshop'lara katılıyorum.
EN SON HABERLER
- 1 Hiçbir doğruluğu olmayan beslenme önerileri
- 2 İnsana güvenmekten vazgeçmeyin
- 3 Küçük sanatçılar için büyük deneyimler
- 4 Yelkovan kuşlarının peşi sıra
- 5 Üstümüz başımız leopar
- 6 Bu oyunun seyircileri, cesaretli insanlar
- 7 Zamanın ötesinde bir albüm
- 8 7/24 şehirde yaşam
- 9 Sınırları koruyalım
- 10 Dümdüz bir karın, incecik beden için bahar diyeti kılavuzu