Son Güncelleme: Cuma 08.03.2013
5 kollu 4 bacaklı, 3 dağcı
Üç dağcı, ABD'deki efsanevi El Capitan'a tırmanıyor. 1000 metrelik bir zirve... Sporcuların birkaç uzvunun eksik olması engel teşkil etmiyor; aksine onları kamçılıyor
UZVUNU ÖZLEMEK
DeMartino ve Frye, Davis'in kendilerinden şanslı olduğunu söylüyor. "Jarem ve ben ikame uzuvlar kullanıyoruz. İkameler orijinallerin yerini tutmuyor. Pete ise takozuyla bir maymun gibi düz duvara tırmanıyor," diyor DeMartino. Jarem Frye, amputasyon sonrası hayat tarzını değiştirmeyi reddetmiş. Sadece dağcılık yapmıyor, telemark kayakta da çok başarılı. Yakında dördüncü kez baba olacak. Kullandığı diz protezini de kendi geliştirmiş. O güne dek ekstrem sporcuların ihtiyaçlarına cevap verecek protezler üretilmemiş olduğundan, kendisi kollarını sıvamak zorunda kalmış. Geliştirdiği prototip çok beğenilip talep görünce, 2006'da kendi şirketini kurmuş. Bugün artık 'bacağını' dünyanın dört bir yanında satıyor. Paralimpik Oyunları'nda altın madalya alan kimi sporcuların onun protezlerini kullandığını anlatırken de sesinde belirli belirsiz bir gurur seziliyor. Craig DeMartino da ekmek parasını profesyonel dağcı olarak ve fotoğrafçılıktan kazanıyor. Kazanın ardından hayatını değiştirmeyi aklının ucundan geçirmemiş. Kazadan sonra, amputasyona kadar olan süreç çok zor geçmiş: "Akıl almaz ağrılar çekiyordum. Bacağımın kesilmesi benim için bir kurtuluştu." Çocuklarına örnek olmak istediğini vurguluyor: "Sadece bacağını kaybettiği için bütün gün koltukta oturacak bir baba değilim ben." Zaten kendini de "Önce dağcıyım, sonra engelliyim," diye tanımlıyor. Frye ekliyor: "Bacağımı kaybedince sporla daha çok ilgilendim. Aşamayacağım herhangi bir engel olmadığını kanıtlamak istedim kendime." Bacak protezi kullandığı için otomatikman 'engelli' olarak değerlendirildiğini, bu algıyı kırmak için de elinden geleni yaptığını anlatıyor: "Protezi bir özür olarak kullanmak bana göre değildi."
REKOR YOK, AMA SINIRLAR AŞILDI
DeMartino, Frye ve Davis, 2006'da tanışıyor; engelli dağcıların katıldığı bir yarışmada. Kısa bir süre sonra da El Capitan'ı fethetmeye karar veriyorlar. Macera tam dört gece ve beş gün sürüyor. 9 Haziran 2012'de nihayet El Capitan'ın zirvesine ulaşıyorlar. Elbette hız rekoru kırmıyorlar, ama hem zihinsel hem de fiziksel sınırlarını zorluyorlar. Frye'dan bir itiraf geliyor: "Zaman zaman gerçekten paniğe kapıldım. Ama korkumu yendim ve sonunda aldığım ödül her şeye değerdi." Serüven burada bitecek gibi görünmüyor. Dağcılar bir sonraki tırmanış için şimdiden plan yapmaya başlamışlar bile... (Süddeutsche Zeitung'dan derleyen: Yeşim Kasap)
Filmlik malzeme
Bir kamera, sporcuları El Capitan tırmanışı sırasında an be an takip etti. Sonra bu görüntüler The Gimp Monkeys (Sakat Maymunlar) adlı kısa metraj filme dönüştü. Film, dünyanın dört bir yanındaki birçok festivalde gösterildi.
EN SON HABERLER
- 1 Hiçbir doğruluğu olmayan beslenme önerileri
- 2 İnsana güvenmekten vazgeçmeyin
- 3 Küçük sanatçılar için büyük deneyimler
- 4 Yelkovan kuşlarının peşi sıra
- 5 Üstümüz başımız leopar
- 6 Bu oyunun seyircileri, cesaretli insanlar
- 7 Zamanın ötesinde bir albüm
- 8 7/24 şehirde yaşam
- 9 Sınırları koruyalım
- 10 Dümdüz bir karın, incecik beden için bahar diyeti kılavuzu