Cumartesi 09.03.2013

İlişkime ilişme!

Prenseslerini ambalajlamaya çalışan annelere Marketing 101 kursu açılsa dolar mı? Kadın pışpışlaması, gerçeklikle bağları koparır mı? 'Kendi hayatı, kendi kararı' devrinde muktedir kayınvalide numaraları söker mi?

Özkan Pektaş adında ünlü bir psikiyatr var. Doçent. Alkol ve madde bağımlılığı üstüne uzman... Bağımlılık Psikiyatrisi Derneği kurucu üyesi, Bağımlılık Dergisi editörü... Fakat şöyle ironik bir durum var: Bir bağımlılıktan kurtulmak kadar, bir bağımlılığı sürdürmek için de başvurulan biri, bu doktor... Evliliğini toparlamak/düzeltmek/kurtarmak isteyenler de ona gidiyor! Gelgelelim ironi, kat çıkmış: Doç. Dr. Pektaş, üçüncü eşinden de boşanmış! Tam bir terzinin kendi söküğünü dikememe hali... "Atalarımız, 'Hocanın dediğini yap, yaptığını yapma!' diye boşuna dememiş," yazmış Bülent Cankurt da haberi verirken köşesinde. Bülent olmasa cahil kalacağız; ünlü avukat Kezban Hatemi'nin, boşanmak isteyen oğlunu evlatlıktan reddedip maddi desteğini kestiği haberini de ondan okuduk. Şöhretlerin kendisi de şöhretli boşanma avukatı Kezban Hatemi, oğluna karşı geliniyle ittifak kurmuş. "Herkesi boşarım ama oğlumu asla!" diyor! Bu iki haberden ve bu ara üst üste denk geldiğim kadın muhabbetlerinden çıkıp şöyle bir dolaşalım bakalım...
KAYINVALİDE DE MASUM BİR ORGANİZMA DEĞİL:
Kayınvalide-gelin ilişkisi çok alengirli bir şey tabii; aynı erkeğe âşık iki kadın var nihayetinde ortada. Hep bir taktik, hep bir manevra, o adamı kendinden yana çekmek için... Bir de Kezban Hatemi gibi akıllı olanlar var; oğluna gelini üstünden hükmetmek isteyenler. Ama bu kadar 'Kendi hayatı, kendi kararı' devrinde, böyle iktidar oyunları söker mi? Genel olarak akıllı kaynana, gelini tavlar. Özel olarak, bilemeyiz... Bir de şahsi not: Kaynanam yok, görümcem yok, eltim yok. Bu kadın meclislerinde nasıl yaya kalıyorum anlatamam! Ne anladım böyle evlilikten!
MULTİFONKSİYONA GEREK VAR MI:
Birbirinin dostça omzuna vuran bu iki insan ne şimdi? Asker arkadaşı mı? Kuzen mi? Aaa karı kocaymışlar. Eşlerin birlikte katıldığı yarışma programları ayna gibi. Bir Amerikalı ahbabım, Türkiye'deki kadınların birkaç yıllık evlilikten sonra adama çocuğuymuş gibi davranmaya başladığını söylemişti. Dökme! Oturma oraya! İçme dedim! Adamın hem annesi hem en yakın arkadaşı hem de şimdi moda olduğu üzere sevgilisi, metresi... Sadece karı-koca olsak halbuki ama hakkıyla olsak?
HEPSİ HİKAYE, CUMARTESİ AKŞAMI HAKİKAT:
Hayatında bir erkek olmayan kadınların tek bir derdi var: Hayatında bir erkek olsun. "Çok yoğunum ve aşka ayıracak vaktim yok", "Çünkü özgürlüğüme çok düşkünüm", "Erkekler zeki kadın istemiyor", "Fazla mükemmeliyetçiyim", "Kız kıza eğlence bana yetiyor" filan hikaye. Her kadın, cumartesi akşamı onu yemeğe çıkaracak bir adam istiyor.
'ÇİFTLİK'TERÖRÜ DÖRT BİR YANDA:
Gaddar bir 'çiftlik' baskısı var. Tünel'de Tünel'den iniyor ve birbirinin elini bırakmadan blok olarak üstünüzden geçiyor, konserde hemen önünüzde birbirinin elini bırakmadan blok olarak sallanıyorlar. Çift olmanın korkunç bir ezici üstünlüğü var. En 'Hadi canım, yok artık' semtlerde, en cool lokantalarda bile ölçebiliyorsunuz. En iyi masalar daima iki çiftten oluşan dörtlüye gidiyor. Çiftleşme telaşı sadece biyolojik değil, son derece sosyal de.
EYVAH, ÖNÜNÜ GÖRMEK İSTEYECEK:
Kadın daha önce evlenmişse, hele ki o evlilikte çocuk faslını da aradan çıkarmışsa, sakinleşmiş, nevrozu bir miktar normalleşmiş oluyor. Ama 30'larının ortasına gelmiş ve daha önce hiç evlenmemişse, geçmiş olsun o adama. "Önümü görmek istiyorum"lar, üçüncü ayda garanti. 40+/50- kadınların rahatça genç sevgili bulabiliyor olmalarının bir sebebi de bu belki.
BÜTÜN ANNELER Mİ İZMİRLİ OLDU:
Anneler için bir Marketing 101 kursu açsa belediyeler, izdiham olur. Bizim zamanımızda makyaj anneden gizli yapılır, gömlek düğmesi açmaymış, etek beli kıvırmaymış bütün bunlar anne arkasını döndüğünde halledilirdi. Şimdi mağazalarda kızına Ömür Gedik gardırobu düzenlere rastlıyoruz. Hepsi prensesini ambalajlamanın pratiğini yapıyor, teorik bilgi için ölürler.

SİNEK KADAR KOCAM OLSUN BAŞIMDA BULUNSUN:
Hatice Meryem'in çok güzel bir kitabı vardır: Sinek Kadar Kocam Olsun Başımda Bulunsun. Çoğu kadın, hakiki bir erkek sineğe razı... Yeter ki evlenilmeye layık bulunmamış olmasın. Bazen sadece bekar kalmamak için eşikler feci düşük, standartlar yerle bir. Tahrip gücünde dayak-kötekle yarışır bir sözel şiddete maruz kalıp "Ama herkesin misafire çıkardığı yemek takımlarını ben gündelik kullanıyorum," diye koca zulmünü ev dekorasyonuyla rasyonalize etmeye çalışan son derece havalı bir genç kadın tanıyorum.
HER İLİŞKİ BİRİCİK, HER AT SAHİBİNE GÖRE KİŞNER:
İnsanlar ne zannediyor? Herkesin her ilişkisinde aynı olduğunu mu? Yakın zamanda yarı şöhretli bir baldız da düşmüş aynı hataya; "Şunu sever, bunu sevmez," diye nasıl kesin hükümler veriyor. Halbuki bilemezsiniz. Kimse bilemez. İnsanın kendi bile bilemez, başına gelmeden. Birincide ne çok gezen, ikincide ev kuşu olan adamlar gördük. Birincide öldür Allah tatile çıkmayan, sinemaya, konsere lütfedip gelsin diye takla attıranlar tanıdık, ikincide herkesten önce yola koyulan... Her ilişki biricik, her iki insanı alt alta koyup topladığınızda bulduğunuz sonuç başka, her at hakikaten de sahibine göre kişniyor.
GERÇEKLİKLE BAĞLAR KOPMUŞ:
Denk geldiğim her kadın toplaşmasında hayretten dehşete savruluyorum. Birbirlerine nasıl da ha bire methiyeler düzüyorlar. Sürekli bir pışpışlama, mütemadi bir ağırlama demek, kadın muhabbeti. Bir de ortak düşman belleme... Ah bu erkekler nasıl da hep köstek, ah senin kıymetini nasıl da bilmiyor, en güzeli hep senin kekin... Sen üç birim huylanıyorsan kayınvalidenden, en yakın arkadaşın otuz birim huylanmakla mükellef! Yakın kız arkadaşlık, bunu gerektiriyor.
PALAZLANAN ADAM, VINNN:
40'larındaki evli kadınların ortak kabusu, genç kadın. Adamla üniversite yıllarından tanışılmış, parasızlığa birlikte göğüs gerilmiş oluyor. Kadın çalışsa da kendini daha çok evle tanımlıyor, adamın kariyerinde yükselmesine ortam hazırladığını düşünüyor. Adamsa iyi para kazanıp palazlanmaya başladığı anda... Vınnn! Bir gençkadınsavarfısfıs olsa, adamın bütün eşyalarına sıkılacak... Bir andropozdakıpraşmayıönleyenhap olsa, adamın bütün yemeklerine konacak. Ama sektör zayıf, eşler endişeli.
BİR UYUSAN ÜSTÜNE, İNAN GEÇECEK:
Öte yandan ne incir çekirdeklerinden ne kartopları çoğaltılıyor. Ne ufak tefek manasızlıklar ne büyük mesele zannediliyor. "Düşünebiliyor musun, ne yaptı," diye anlatılan ne çok anekdotu, evet düşünebiliyorum, ne var ki... Bir yatıp uyu üstüne, geçer!

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.