Cumartesi 09.03.2013

Tozlu Yollar hem aşkı hem de entrikayı anlatıyor

atv'nin yeni dizisi Tozlu Yollar'ın ilk bölümü yarın saat 20.00'de ekrana gelecek. 60'larda geçen dizinin iki oyuncusu Burcu Kara ile Nihat Altınkaya hem diziyi hem de o yılların dünyasının naifliğinden nasıl etkilendiklerini anlattı

Nihat Altınkaya'yı en son Survivor yarışmasının birincisi olarak hatırlıyoruz. Burcu Kara'yı ise son olarak Romantik Komedi 2 filminde izledik. Bugüne kadar yolları hiç çakışmayan ikili, atv'nin yeni dizisi Tozlu Yollar için bir araya geldi. 1960'ların son dönemini anlatan dizide Feraye ve Fikret karakterlerini canlandıracak olan ikiliyle yeni dizilerini konuştuk
- 1967 döneminde geçen bir dizi. Ne biliyorsunuz o döneme dair?
- Burcu Kara:
1967'yi değil de, 68 Kuşağı'nı biliyoruz. 1967 de o dönemin habercisi, karışık bir gündem. Süleyman Demirel en popüler siyasetçi. Adalet Parti'si dönemi. Benim dizideki babam bu işlerle az buçuk ilgili biri. Politik bir karakteri yok ama çok güçlü ve varlıklı biri. O yörenin ileri gelenleri ve siyasetçileriyle bir arada olan bir isim.
- Özünde bir aşk hikayesi galiba?
- Nihat Altınkaya:
Tek bir hikaye değil. Benim karakterim Fikret ve Burcu'nun karakteri Feraye'nin kesiştiği nokta; ağabeyimin intihara kalkışması. Bunun nedeni olarak Fikret, Feraye'yi görüyor. Başka karakterlerin de kendi hikayeleri var.
- B.K: Yani oğlan kızı seviyor, kız oğlanı seviyor durumu değil.
- N.A: Aşk en son gelinecek olan nokta. Esas aşk hikayesi kaymakamla Pınar'ın hikayesinde...
- B.K: Pınar, Feraye'nin yengesi. Evli ve çocuklu. Çok kırık dökük bir mazileri var Kaymakam ile. Tesadüfen karşılaşıyorlar ve aşk onların arasında geçiyor. Çok entrika dolu bir hikaye. Ailenin geçmişten gelen sırları var.
- N.A: Dizide Feraye hariç her karakterde bir ikiyüzlülük var. Feraye onların arasındaki saf, iyi yürekli tek kişi. Fikret, ağabeyinin intikamını almak için yollara düşüyor. Anne babasını kaybetmiş, çok acı çekmiş, sevgiyi görememiş, ağabeyiyle ayrı yetimhanelere düşmüş bir karakter. Başka bir aile ona sahip çıkmış, onları da kaybetmiş. Ağabeyini kaybetme hissi, onu acınası bir duruma sokuyor. Hep böyle üzgün bir tip oynuyorum.
- Dizi için mi bıyık bıraktınız?
- N.A:
Müsaade etseler keseceğim bıyığı. Kızımı öpemiyorum. Bizim işimiz dönem olduğu için, o zamanki erkeklerin hepsinde bıyık var.

O DÖNEMİN AŞKA BAKIŞINDA SAYGI VARMIŞ
- Bu işe neden 'Evet,' dediniz?
- B.K:
Yapımcının heyecanı ve inancı beni de heyecanlandırdı. Çok senaryo okuyoruz ve yıllar boyunca birbirine benzeyen hikayelerden artık heyecanlanamaz hale geliyor insan. Neyle tanınıyorsan ya da nasıl bir karakterle şöhret olduysan o tarzda roller geliyor hep. Bu hikayenin zenginliği beni etkiledi.
- N.A: Bu senaryoya ne kadar iyi hazırlanıldığını biliyordum ve içinde yer almak istedim. Tekdüze bir hikaye yok, değişik konular içinde barındırıyor, bu beni etkiledi.
- Bu dizi vesilesiyle tanıştınız, sevdiniz mi birbirinizi?
- B.K:
Ben Survivor'da izliyordum Nihat'ı. Onun iyi kalpliliği, efendiliği, sakin, sabırlı duruşu çok etkilemişti beni. Burada da tanışınca çok sevdik birbirimizi.
- Dizideki partnerlerin uyumu çok önemli, değil mi?
- B.K:
Tabii. Yönetmen ne derse desin, eğer dizideki partnerinle anlaşamıyorsan, olmuyor. Bir de halkın yakıştırması çok önemli. Bakalım bizi yakıştıracaklar mı? Forumlardan takip edebildiğim kadarıyla herkes merakla bekliyor.
- 40 küsur yıl öncenin kostümlerini giyip o ruh haline geçince neler hissediyor insan?
- N.A:
Daha önce de eski deri montlar satın alır giyerdim, meraklıyımdır eskiye. Çok şık ve çok güzel kıyafetler giyiyorlarmış. Yelekler falan, insana çok hoş hissettiren şeyler. Diziden birkaç tane takımı kendim için ayırttım.
- B.K: Ben o dönem insanlarının daha huzurlu olduğunu düşünüyorum. O giysileri giyince daha iyi hissediyorum. O zamanlar insanlar birbirine daha saygılıymış. Büyük-küçük algısı, aile kavramı daha farklıymış. Ben Burcu'dan sıyrılıp Feraye olduğum zaman daha iyi hissediyorum kendimi.
- Aşka bakış açıları da farklıymış sanırım...
- N.A:
Günümüzde aşk yaşamak daha kolay. İletişim kolay, hoşlandığın zaman hemen dile getirebiliyorsun. O zamanlar göz takibi, evinin önünden geçerken görmeler, saygılı biçimde kendini belli etmeler. İnsanların koruması gereken 'iffet'leri daha önemliymiş. Şimdi iffet yok demek istemiyorum ama daha özenlilermiş. Bence o zaman aşk yaşamak daha keyifliymiş.
- B.K: Şimdi daha kolay tüketiliyor her şey. Kimin ne yaptığını, nerede olduğunu hemen bilebiliyorsun. Birini görebilme hayaliyle günlerce, haftalarca yaşıyorlarmış. Şimdi öyle değil, neredeyse tüm dünya nerede olduğunu biliyor. Elini tutmanın heyecanıyla gecelerce uyuyamama hissine sadece filmlerde şahit olduk. Aşk çok değerli bir şeymiş. Aşk zaman geçtikçe değerini yitiren bir şey oldu.
- İkinizin de oyuncuğa tesadüfler sonucu başlamışsınız...
- B.K:
Evet, haber spikeriydim. Ayşenur Yazıcı ile çalışıyordum o dönem. Beni oyuncu olmam için teşvik etti o.
- N.A: Beni yolda keşfettiler. Bir oyunculuk ajansı sahibi İstiklal Caddesi'nde yürürken gördü, keşfetti. Ben gece kulüplerinde güvenlik işi yapıyordum. Zaten böyle teklifler geliyordu. Ben işimden memnundum, tarzım da biraz sertti. Yönetilmeyi kaldıramayacağımı düşünüyordum. Sonra kabul ettim bu teklifi.
'İYİ Kİ YAPMIŞIM,' DEDİKLERİ
- Kendi geçmişinize baktığınızda 'İyi ki yapmışım,' dediğiniz ne var?
- N.A:
İyi ki evlenmişim ve kızım olmuş. Ben sabahları onunla oynama heyecanıyla kalkıyorum, hayat enerjim benim şu ara. Yaptığım her işin de beni bir yere getirdiğini düşünüyorum.
- Sizin imajınız zaten öyle oturdu, evli, çocuklu ve mutlu... Ama bu imaj çok ağır bir sorumluluk.
- N.A:
Benim, önce eşime karşı olan sorumluluğum ve aileme karşı davranışlarım önemli. İlerde yanlış bir şey yaparsam, eminim herkesin gözünden düşerim ama öncelik eşimin, ailemin gözünden düşmemek. Eşim bana sonsuz güveniyor ben de ona güveniyorum,. İnşallah bir hataya düşmeyiz. Düzgün bir aile yaşantısını bozmaya kimse uğraşmaz. Eşim beni seviyor, ben onu seviyorum. Çocuğumuzu seviyoruz.
- B.K: Ben ekonomi eğitimi aldım, hep televizyonda olmak istiyordum. Bursa'da bir hayat kurmuştum ama hayalimin peşinden İstanbul'a geldim. İyi ki gelmişim. Yoksa onun pişmanlığını yaşardım. İstanbul'a sürünmek pahasına geldim, bayağı da süründüm. Ama gelmeseydim burada olmazdım. İnsan nasıl mutlu oluyorsa öyle yaşamalı. İşler yolunda gitmezse başka şeyler de yapabilirim. Ama elimden geldiğince, sonuna kadar oyunculuk yapmak isterim. Amaekonomi gündemini takip etmeyi severim. Dolar iniş çıkışlarına bakarım.
TOZLU YOLLAR'IN ARKA PLANINDA OLAN BİTEN
* Dizide Gündoğan Çiftliği'nin sakinlerinin aşk ve entrikalarla dolu hikayesi anlatılıyor.
* Yapımcılığını Stil Medya/Ahmet Bayram'ın üstlendiği, yönetmenliğini Özer Kızıltan'ın yaptığı dizinin müziği Kıraç'a ait.
* 1967 Türkiyesi'nde geçen dizinin ilk bölümüne 4 milyon TL harcandı.
* Dizi için dönemin atmosferi sette oluşturuldu. Uşak, Bolu, Balıkesir- Ayvalık, Tekirdağ, Edirne ve İstanbul'da çekilen dizide dört ana hikaye bulunuyor.
* Pınar ve Tayfun'un engel tanımaz aşkı, Fikret'in abisinin intikamını almak için harekete geçmişken hiç beklemediği bir anda Feraye'ye âşık olması, kardeşinin intikamını almak isteyen ablanın namusundan vazgeçmesi ve altı kadının iktidar ve güç savaşı, dizinin kilit noktalarından.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.