Cumartesi 16.03.2013

Dağlarda bir keklik gibi

Reha Erdem'in öncekilere kıyasla daha mütevazı olduğu söylenen (ve aslında da öyle olan) bu son filmini de büyük bir hayranlıkla yuttuktan sonra, kararımı verdim: Ben galiba koşulsuz ve onulmaz bir Reha Erdem hayranıyım!.. Ne yapayım ki onun tüm filmleri bence sinemayı sinema yapan şeylerin bir toplamı. Ve her şeyiyle benim sinema anlayışıma cuk oturuyor. Film günümüzde, 17 yaşındaki Kürt kızı Jîn'in birkaç gününü anlatıyor. Jin evden kaçıp bir örgüte katılmış, silah kuşanmış, kendini savunmayı ve en zor koşullarda yaşamayı öğrenmiştir. Sonra o örgütten de kaçıp tek başına olmayı seçmiştir. Sürekli askeri operasyon bölgesi olan vahşi arazide, kolluk kuvvetlerinin ateşi, askeri uçakların bombardımanı altında, bir keklik gibi dağdan dağa, tepelerden ovalara sekerek hayatta kalmaya çabalar. Zaman zaman anasına telefon eder, karşılaştığı insanlardan destek ya da çokluk düşmanlık görür: Özellikle aklı cinsellikte olan erkeklerden... O, bir küçük kuş ya da bir masal kahramanıdır ve bunca nefretle çevrili olarak ayakta kalması kolay değildir. Erdem filmini büyük bir yalınlıkla, bir belgesel gibi çekmiş. Öbür filmlerinde görülen o sofistike, simgesel değinmeler, o karmaşık yapı yok. Ama bu, filmin yine de büyük bir dramatik güce erişmesini engellemiyor. Öncelikle o çevrenin, o doğanın, o yaşamın tasvirinde, değişmez işbirlikçisi, görüntü sihirbazı Florent Henry'nin çekimleri büyüleyici. Sinemanın ne olduğunu, neyi nasıl verebileceğini görmek için bir büyük ders. Ayrıca adına film müziği denen şey için de öyle: Filmin yine yabancı bir sanatçı elinden çıkma müziği de sinema okullarında ders olarak dinlenmeli.
HASGÜLER ÇOK İYİ
Ağırlıklı amatörlerden oluşan filmde, başta Jîn'le bütünleşen Kürt kızı Deniz Hasgüler olmak üzere herkes çok iyi. Ama belki en etkileyici olan, baş köşeye kurulan doğa. Yalnız eşsiz manzaralarıyla değil. Ayni zamanda hayvanlarıyla da... Erdem-Henry işbirliği, bize ayıdan geyiğe, kaplumbağadan kartala, attan eşeğe, yılandan vaşağa türlüçeşitli hayvanları öyle bir gösteriyor ki, şaşarsınız. Filmin birden nefesinizi kesen ve bitmesini istemediğiniz kimi çekimlerinin çoğunda, o hayvanlar yer alıyor. Hem de 'Pi'nin kaplanı' gibi bilgisayar ürünü olarak değil. Tüm gerçeklikleriyle... Ve film doğrudan doğruya politik bir yapım olmadığı halde, müthiş bir politik güce de kavuşuyor. Çünkü atılan bir bombanın, patlayan silahların doğayı nasıl tahrip ettiğini, her türlü hayvanı nasıl öldürdüğünü görüyorsunuz. Süregelen savaşın ayni zamanda doğaya ve yaşam hakkına da bitmeyen bir saldırı olduğunu bir kez daha kavrıyorsunuz. Ve Erdem'in bu son başyapıtı, böylece güncelliğe de kapı açıyor ve barışın artık kaçınılmaz gerekliliğini vurguluyor. Sanatın kendine özgü diliyle...

JîN
****
Yönetim ve senaryo: Reha Erdem
Görüntü: Florent Henry
Müzik: Hildur Gudnadottir
Oyuncular: Deniz Hasgüler, Onur Ünsal, Sabahattin Yakut, Yıldırım Şimşek /Atlantik Film-Mars Entertainment yapımı

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.