Justin Timberlake müziğe döndü
Moda dünyası, restoran işletmeciliği ve oyunculuk derken yedi yıl müziğe ara veren Justin Timberlake, The 20/20 Experience albümüyle aramızda
VASAT FİLMLER
Müzikten uzak durduğu süreçte Timberlake, vaktini moda markası William Rast'a, restoranları Destino'ya, Southern Hospitality'ye ve oyunculuk kariyerine harcadı. Müzisyen olarak bu kadar yetenekli biri, ortalama filmlerde neden ısrar etti, bilinmez. Zira Timberlake'in film kariyeri birkaçı hariç (The Social Network mesela) vasat filmlerle dolu. Bu hafta yayınlanan üçüncü albümü The 20/20 Experience'sa onu iyi olduğu bölgeye yeniden taşıyor. Modern pop ve R&B dünyasının geleneklerine uymayan bir albüm bu. Bir kere bu türden pop albümlerinde alışıldığının aksine düet'lere (Jay-Z'le yapılan biri, Suit&Tie dışında) yüz vermiyor. Üstelik yedi dakikayı aşan uzunluklarıyla albümdeki şarkılar radyo, daha doğrusu YouTube dostu değil. (YouTube'da bir şarkının iyi olup olmadığına karar vermek için 30 saniye ayırıyormuşuz). Yine de kendilerini büyük keyifle dinletmeyi başarıyorlar. Timberlake, seksapel ve cinsellik üzerine kurduğu imajını, bu albümde geri plana atıp müziğe ve daha zamansız şarkılara yönelmiş. Kişisel favorilerim That Girl ve Mirrors. Hazır turnedeyken birisi İstanbul'a getirirse, tadından yenmez. Organizatörler, sözüm size...
Yurtdışı mı, yurtiçi mi?
İstanbul Caz Festivali, Vodafone İstanbul Calling, Efes Pilsen One Love gibi festivallerin kadroları bu yıl gerçekten çok iyi. Alicia Keys'ten Snoop Dogg'a Blur'den Prodigy'e kadar her çeşit isim geliyor. Bu festivallerin dışında da birçok isim ülkemizi ziyaret edecek. İyi güzel de bu kadar konsere gitmeye hangi bütçe dayanır? Türkiye'de beş-altı büyük konseri izleyeceğiniz paraya (bileti, yemesi, içmesi) yurtdışında 100'lerce büyük sanatçının yer aldığı festivallerden birine gidebilirsiniz. Üstelik yediğinize, içtiğinize de kimse karışmaz. Hayat boyu da anlatacak hikayeniz olur. Rock Werchter, Primavera, Sziget, Reading gibi birçok büyük festival için hâlâ fırsatı kaçırmadınız.
Haftanın albümü
Devendra Banhart:
Mala
Devendra Banhart'ı kimileri müziğiyle, kimileri de Natalie Portman'ın eski sevgilisi olarak tanır. Kendisi yıllar önce bir konser için İstanbul'a da gelmişti. Tanımayanlar için kısaca anlatayım: Venezuela asıllı ABD'li bir müzisyen Devendra. Müzikal açından bir kalıba oturtmaya çalışırsak alternatif folk yaptığını söyleyebiliriz. Henüz 31 yaşında olmasına rağmen tam sekiz albüm yayınladı. En yeni albümü Mala'yı birkaç haftadır elimden bırakmıyorum. İşte, evde, uykudan önce, sonra dinlemek için ideal. Huzur veriyor.
EN SON HABERLER
- 1 Çocuğun ergenlik dönemi anne babanın imtihanıdır
- 2 Bitki bazlı sütlerin sağlığımıza katkısı sıfır!
- 3 Çocuklarla açık havanın keyfini çıkarma vakti geldi
- 4 Floral esintiler
- 5 Yapay zeka tüm iş yapma kültürünü demokratikleştiriyor
- 6 7/24 şehirde yaşam
- 7 Körkütük değil sorunlu aşık!
- 8 Artık çocukların da kolesterolü yükseliyor: Sebebi obezite ve hareketsiz yaşam
- 9 Sağlıklı beslenirken öğün sayısı önemli
- 10 Fas’ı yeniden keşfetme vakti