Dünyanın en iyi kahvesi Mandabatmaz'da
Bunu biz değil, dünyanın dört bir yanındaki ilginç lezzetleri tanıtan web sitesi Food Riot söylüyor. Site, ölmeden önce mutlaka gitmeniz gereken yedi kahveciyi seçti. Bir numarada da Beyoğlu'ndaki meşhur kahvehane Mandabatmaz var
Mandabatmaz - İstanbul, Türkiye
Uzun yıllardır meşhur Türk kahvesini İstiklal Caddesi'ndeki Olivia Geçidi'nde küçük masa ve sandalyelerin üzerinde sunan Mandabatmaz, her daim kahve sevenlerin uğrak noktası. Food Riot'taki yazıda, "Kahve zaten Türkiye'den çıkma. Bir zamanlar soyluların içtiği kahve, zamanla halkın içeceğine dönüştü. İstanbul'un kahvehaneler genelde açık havada, küçük alanlarda insanların iç içe ve bir arada oturacağı şekilde kurulmuş. Mandabatmaz, imzası haline gelen bol köpüklü kahvesiyle şehrin kahve kültürünü temsil ediyor. Mandabatmaz'da kahveyi cezvede getiriyorlar. Bu güzel kahve için makineden vazgeçilmiş. Emek harcanarak ve özenilerek hazırlanıyor. Kahve ağır ağır cezvede pişiyor. Cezvede bir seferde, bir ya da iki taneden fazla kahve pişirilemiyor. Caddeye uzanan bu sokakta oturun ve kahvenizi aheste, yani içilmesi gerektiği gibi için," deniyor.
Cafe Central - Viyana, Avusturya
Tüm Avrupa başkentleri arasında, Viyana belki de kahve geçmişi en güçlü olanı olarak biliniyor. Nitekim şehrin ünlü kahvecisi Cafe Central da Batı tarihini değiştiren önemli düşünürlere ev sahipliği yapmış özel bir mekan. Ağırladığı isimler arasında Rus devrimci Vladimir Lenin ve psikanalizin babası Sigmund Freud dahi var. Hatta Adolf Hitler'in de gençliğinde buraya geldiği biliniyor. Cafe Central 2. Dünya Savaşı'ndan sonra uzun süre kapalı kalmış. Ancak bugün yeniden popüler bir kafe haline gelmiş durumda.
Caffe Florian - Venedik, İtalya
Caffe Florian dünyanın en eski kahvecisi! 1720'de açılan mekan, 19. yüzyılda Venedik'in kültürel yaşamının kalbi olmuş. Goethe, Dickens ve bizzat Kazanova kahvenin müdavimleri arasında sayılıyor. O dönemde Caffe Florian kadınların da girmesine izin verilen tek kafeydi! Caffe Florian aynı zamanda önemli bir İtalyan sanatı koleksiyonuna da sahip. Zaten duvarlar da resim dolu.
Caffe Zucca - Milano, İtalya
Milano'da en iyi kahve Caffe Zucca'da yapılıyor. Özellikle müzisyen ve bestecilere ev sahipliği yapan bu özel mekan, Milanoluların günlük hayatında önemli yere sahip. 1867'de kurulan Mekan, Piazza Duomo meydanında bulunuyor. Açık havada oturup uzun sohbetler edebilirsiniz. Milano'da pek çok restoranın kahve içilen özel bölümü olsa da Zucca, mozaikleri ve özgün ortamıyla zamana direniyor.
Cafe des 2 Moulins - Paris, Fransa
Paris'teki bu küçük kafe şehrin en gözde mekanlarından ve kahvesinin unutulmaz lezzetiyle tanınıyor. Cafe des 2 Moulins, ünlü Amelie filminde de yer aldı. Ancak filmin etkisiyle turistler burayı keşfedince, mekanın fazla popüler olup özelliğini kaybettiğini düşünenler de var.
Caffe Reggio - New York, ABD
Kafenin kurucusu Domenico Parisi, 1927'de dükkanı açtığında, o gün için astronomik bir para olan 1000 dolar (bugün için 13 bin dolar yani 2 bin 300 TL ) ödeyerek bir espresso makinesi almış ve kafe böylece şöhretini kazanmış. Parisi aynı zamanda duvarlara Caravaggio ekolünden tabloları da asmış. New York'a hiç gitmediyseniz bile Caffe Reggio'yu görme ihtimaliniz yüksek. Zira pek çok filmde Reggio'yu görmek mümkün. Reggio'da geçen filmler arasında The Godfather / Baba dahi var.
Cafe du Monde - New Orleans, ABD
New Orleans'ta bulunan Cafe du Monde bir tek Christmas günü hariç yılın 364 günü 24 saat açık olan bir kafe. Kalabalık ve her daim kıpır kıpır. New Orleans'ın klasikleşmiş 'chicory kahvesi' ve beignet adlı şekerli çörekleri burada bulunabiliyor.
Çeviri: FİSUN YALÇINKAYA
EN SON HABERLER
- 1 Hiçbir doğruluğu olmayan beslenme önerileri
- 2 İnsana güvenmekten vazgeçmeyin
- 3 Küçük sanatçılar için büyük deneyimler
- 4 Yelkovan kuşlarının peşi sıra
- 5 Üstümüz başımız leopar
- 6 Bu oyunun seyircileri, cesaretli insanlar
- 7 Zamanın ötesinde bir albüm
- 8 7/24 şehirde yaşam
- 9 Sınırları koruyalım
- 10 Dümdüz bir karın, incecik beden için bahar diyeti kılavuzu