Cannes görkemli başlıyor

İpekli giysiler, ışıltılı mücevherler, havai fişekleriyle Muhteşem Gatsby'nin gösterişi 66. Cannes Film Festivali'nin bu çarşamba günü yapılacak açılışına pek yakışacak. Sayfalarca anlattığı güzel insanların ve pırıltılı dünyanın yüzeyselliğini dert edinen F. Scott Fitzgerald'ın, 90 yıllık ünlü romanını bu kez sinemaya Baz Luhrmann uyarladı. Derinliğini kestiremesek de tantanalı ve şairane görsellik garanti. Karizmatik yeni zengin Gatsby rolündeki Leonardo DiCaprio, film yarışmadığı için stresten kurtulmuş, öyle diyor. Steven Spielberg, Oscar hüsranından sonra Altın Palmiye jüri başkanlığıyla moral bulmuştur. Yarışmada bir kadın yönetmenin (Sarkozy 'nin baldızı Valerie Bruni-Tedeschi) filminin olmasına şaşırmak dışında henüz yorumu yok. 20 filmlik Altın Palmiye yarışında 'baba' isimler var dersek siyaseten yanlış olmaz. Halihazırda Altın Palmiyeli veya adları iyi birer film ihtimaline denk düşen 'star' yönetmenlerden ortalığı sallayacak yenilikçi bir şey çıkar mı, bir şey söylemek için erken. Yine de Jim Jarmush'un Tilda Swinton'lı vampir aşkı Only Lovers Left Alive bir yana. Roman Polanski cesur erotizmiyle konuşulan ünlü tiyatro oyunu Venus in Fur / Kürklü Kadın'ı sinemaya uyarlamış. Coen Biraderler 60'ların folk şarkıcısını (Inside Llewyn Davis), François Ozon genç bir kızın muhtelif ruh hallerini (Jeune et Jolie), Soderberg ise meşhur şarkıcı piyanist Liberace'ı (Behind the Candelabra) anlatıyor. Sürücü'nün abartılı bir başarı yakaladığını düşünenlerdeniz bile Only God Forgives/ Ancak Tanrı Affeder'in daha fragmanıyla yarattığı tantanaya kayıtsız kalamayacaksınız. Stilize şiddetin tavan yaptığını düşündüren film son dönem iyice popülerleşen Amerikalı aktör Ryan Gosling ve Danimarkalı yönetmen Nicolas Winding Refn'i yeniden bir araya getirmiş. Cannes'ın yıllık sansasyon kotasına şimdiden yerleşen film Tayland'ın derin suç âleminde alabildiğine kanlı görünen bir intikam öyküsü. Anne rolündeki Kristin Scott Thomas'ı doğrusu özlemiştik. Filme ödül düşer mi bilinmez ama Danimarkalı Refn'in Hollywood'daki yeri sağlamlaşıyor.
Farhadi'den bir başka ayrılık
Yarışmada bu yıl da Amerikalı ve Fransızlar sayıca fazla ama aradakiler de 'ağır' isimler. İranlı Aşgar Farhadi Bir Ayrılık'tan sonra benzer temaya el attığı yeni filmi La Passe /Geçmiş için Fransa'ya gitmiş. Yarışmadaki iki Japon yönetmen ancak bu kadar birbirlerinden farklı olabilirdi. İncelik ve yalınlığın simgesi Hirokazu Koreeda ve fütursuzca şiddet kullanan Takashi Miike! İtalyan Paolo Sorrentino, beş yıl önceki Il Divo'da politik taşlamanın alâsını yapmış, jüri ödülünü de kapmıştı, yani yaşlı bir yazarı anlattığı La Grande Belleza/ Muhteşem Güzellik'ten umutluyuz. Fransa cenahından Tunus asıllı Abdullatif Keşiş hassasiyet ve mizahla yaklaştığı genç karakterlerde iyidir, 15 yaşındaki bir kızın cinsel tercihleri ve kafa karışıklığını anlatan La vie d'Adele/Adele'in Hayatı şimdiden merak konusu.