'Babası gibi müzisyen,' geyiklerinden bıktım!

Aramızdan ayrıldığında her ne kadar yolun başında olsa da, 'elinde yalandan kocaman geçici oyuncak zaferler' yoktu. Hepimizin hayatına dokunan ve dokunduğu yerde iz bırakan, bazen de yara açan besteleri vardı. Sezen Aksu'nun deyimiyle hem çok centilmen, hem tutkulu bir salon serserisiydi ve yaşından çok ileriydi Uzay Heparı. Müzikal dehasını kanıtladığı besteleriyle, 90'lar Türk popunda kısa bir sürede çok özel bir yer edindi kuşkusuz. 31 Mayıs 1994'teki erken vedasının üzerinden tam 19 yıl geçen Uzay Heparı'nın, eşi modacı Zeynep Tunuslu'dan olan oğlu Uzay Kanat Heparı ile sohbet ettik. Onu sadece Uzay Heparı'nın ya da Zeynep Tunuslu'nun oğlu olarak anmak büyük haksızlık olur. Şu an ABD'de liseye devam eden 18 yaşındaki Uzay Kanat Heparı olgun duruşu, konuşmaları ile yaşı konusunda şüphe uyandıracak kadar özel bir çocuk...
- Bir süredir ABD'desiniz, neden?
- ABD'ye eğitimimi daha iyi şartlar altında sürdürebilmek için gittim. İyi bir burs kazandığım için bu fırsatı değerlendirdim.
- Okul dışında neler yapıyorsunuz?
- Basketbol, beyzbol ve Amerikan futbolu oynuyorum. Ayrıca piyano çalışıp, özellikle Amerikan klasiklerinden kitaplar okuyorum.
- Mezun olduktan sonra Türkiye'ye dönecek misiniz?
- Mezuniyetten sonra eğitimimi Avrupa'da ya da ABD'de devam ettirmek istiyorum. Fakat tabii ki eğitimimi tamamladıktan sonra Türkiye'ye geri döneceğim. Zaten her fırsatta ailemi ve arkadaşlarımı görmek için geliyorum.
- Uzay Heparı'nın müziği hakkında ne düşünüyorsunuz?
- Babamın müziği ve besteleri bence çağın çok ilerisinde ve artık insanlar 90'lardeki gibi müzik yapmıyor, yapamıyorlar. Bu sebepten ötürü neredeyse hiç modern pop dinlemiyorum. Genellikle eskilerden pop ve rock dinliyorum.
- Babanızın anısına, üç yıl önce yayımlanan albümde bir besteniz vardı. Çalışmalarınız devam ediyor mu?
- Müzikle her zamanki gibi ilgileniyorum, fakat şu anda bir beste üzerinde çalışmıyorum. "Küçük Uzay babası gibi müzisyen," geyiklerinden inanın bıktım. 18 yaşıma geldim; orta seviyede piyano çalıyorum, onu da eğlence için genellikle arkadaşlarıma çalıyorum. Hiçbir zaman oturup "Bugün bir beste yazayım," demedim. İnanın şu an modellikle, müzisyenlikten daha çok alakam var. Şu an müziği bir kariyer olarak düşünmüyorum. Fazla ilgili değilim yani, piyano çalmak sadece hobim.
- Babanızın sizin için en özel olan bestesi hangisi?
- Serserim Benim şarkısı favorilerimden. Sanki babamın yaşam tarzını anlatıyor, o yüzden insanın içine dokunuyor.

MODELLİK YAPMAK İSTERİM
- Uzay Heparı Sonsuza albüm çalışması tarzında Uzay Heparı için yapılacak başka çalışmalar olacak mı? - Şu anda bir çalışma söz konusu değil, fakat gelecekte neler olacak bilemem.
- Annenizden dolayı modaya merakınız var mı?
- Modaya, tasarımcılık olarak bir merakım yok. Fakat genelde şık giyinmeye çalışırım.
-Bu sene İstanbul Fashion Week'teki bir defilde modellik yaptınız. Modellik yapmayı düşünüyor musunuz?
- Evet, modellik yapmayı düşünüyorum. Fashion Week'ten sonra bir web dergiye röportaj verdim ve temmuz sayısında kapak olacağım. Modellik konusunda gelecek her türlü teklife açığım.
- Gelecekle ilgili en büyük hayaliniz ne?
- Başarılı, bilgili biri olmak ve en önemlisi; topluma bir katkı sağlamak istiyorum. Gelecekle ilgili büyük hedefim bu.
SEZEN AKSU İLE DENK GELEMEDİK
- Üç yıl önce bir programda Sezen Aksu'yla tanışmadığınızı söylemiştiniz. O günden sonra tanışabildiniz mi kendisiyle?
- Kendisiyle hâlâ tanışamadım. Farklı kıtalarda olmamız durumu biraz zorlaştırıyor tabii. Daha denk gelemedik diyelim.
- Anneniz Zeynep Tunuslu ile olan ilişkiniz nasıl?
- Oldukça yakınız. Sevgi ve saygı dolu bir ilişkimiz var.
Hıza, adrenaline bir tutkum yok
- OKUL DIŞINDA GÜNLERİNİZ NASIL GEÇİYOR? NELER YAPIYORSUNUZ?
- Basketbol, beyzbol ve Amerikan futbolu oynuyorum. Ayrıca piyano çalışıp, özellikle Amerikan klasiklerinden kitaplar okuyorum. 2.5 seneden beri New York eyaletinin ufak bir kasabasındaki erkek lisesinde yatılı okuyorum. Okulda 300 erkeğiz ve gayet ciddi bir okuldayım. Derslere her gün kravat-ceketle gidiyoruz. Doğam gereği klasik bir insanım. Takımlarımı giyiyorum, ceket göğüs cebime beyaz mendilimi koyuyorum ve derslere gidiyorum. Babam gibi bir yaşam tarzım yok. Hıza, adrenaline bir tutkum da yok.