Ütopyanın çocukları Bayburt’ta

"Başlangıçta bana inanmadılar ve 'Sanatçı işte, konuşuyor,' dediler."
Bu sözler, Bayburt'un 45 kilometre ilerisinde, doğup büyüdüğü Bayraktar, eski adıyla Baksı Köyü'ne üç yıl önce Baksı Müzesi'ni kuran ressam Prof. Dr. Hüsamettin Koçan'a ait. Tozlu yollardan, başı dumanlı dağların ve yemyeşil ovaların arasından geçip ulaştığımız Baksı Müzesi, görünce inanmakta güçlük çekeceğiniz bir yer. Bayburt'ta Çoruh Vadisi'ne bakan, anayol üzerinde bile olmayan küçücük bir köyün kenarında, modern yapıda bir müzenin yer alacağı kimin aklına gelirdi ki? Üstelik geleneksel sanatlarla çağdaş sanatı birleştiren Koçan'ın deyişiyle "Zanaatla sanatı yan yana getirerek, aralarındaki hiyerarşiyi kaldıran bir müze."
Müzede bu yıl Venedik Bienali'nde Türkiye'yi temsil eden Ali Kazma'nın eserlerinin de bulunduğu bir çağdaş sanat koleksiyonu sergileniyor. Bir başka katında da Bayburt'a özgü tarihi kapı kilitleri, taş baskı resimler, yerel el sanatlarını yansıtan örnekler var. Koçan "Köylüler çağdaş olanı, sevgi ve ilgiyle izliyor. Burada farklı estetik değerler yaratan sanatlar için bir platform oluşturuyoruz.
Bizim köylünün kilimini de beğeniyorum, Ali Kazma'nın işinin yanında sergiliyorum. Üstelik Kazma da bu işe karşı değil. Bu yan yana gelişle bir özgünlük elde ediyoruz," diyor.
Bunların yanında bu yıl, Bayburt'ta bu ütopyanın gerçeğe dönüşmesini izleyerek büyüyen yanık tenli, ela gözlü köy çocuklarının ürettiği eserler de yer alıyor.
ÖĞRENCİLERİN RESİMLERİ DE MÜZEDE
2010'da müze kurulurken verdiği bir röportajda "İlk günden beri bu projede değişmeyen desteği sanatçılardan, çocuklardan ve gurbetçilerden aldım," diyen Koçan, bu kez bu desteği, çocuklara geri kazandırmak için kolları sıvadı.
Çocuklar için düzenlenen sanat atölyeleriyle başlayan Bayburt 1. Öğrenci Sanat Şenliği, geçtiğimiz günlerde Baksı Müzesi'nde gerçekleşti. 'DedeKorkut Masalları', 'Bayburt Efsaneleri' ve 'Sokak Oyunları' temalı resim yarışmasıyla duyurusu yapılan şenliğe, bine yakın öğrenci başvurdu. Başarılı bulunan 150 resim, müzede yaz sonuna kadar sergilenecek.
Bu çocuklar arasından seçilen 30 öğrenci, müzede sanat atölyelerine katıldı. Baksı Kültür Sanat Vakfı, atölye çalışmalarında üstün başarı gösteren 15 öğrenciye de sanat eğitimi bursu hediye etti. O burslardan birini kazanan 13 yaşındaki Melisa Ortan "Burada çok mutluyum. Burası o kadar güzel ki hiç ayrılmak istemiyorum," diyor. Koçan da çocukların ilgisini şöyle anlatıyor: "Bu çocuklar hiç şımartılmamış, mütevazı ve gerçekçiler. Atölyeye katılan çocuklardan biri 'Tahtadan bu kadar çok şey yapılabildiğini ilk kez görüyorum,' demiş.
Bir diğeri bizi aradı 'Yarın sınavım var, ama müdürümle konuşur musunuz, ben de atölyeye gelmek istiyorum,' dedi.
Çocuklar çok mutlu. En güzeli de bu."
Koçan, insanlar için ufuk açıcı bir proje yapmak istediğinde, yer olarak burayı seçtiği için doğru bir karar verdiğini söylüyor: "Bayburt'taki en son köy burası.
Ana izlek üstünde değil. Peki buraya kim gelecek, neden burası? Burası rasyonel verilere göre kurulmuş bir yer değil. Bu bizim avantajımız da aslında.
Gittiğim yerlerde herkes buradan pozitif olarak bahsediyor. Ekonomik sürdürülebilirlik üzerinden değil, duygusal sürdürülebilirlik üzerinden kurulmuş, her an riskle yürüyen bir yapı bu. Ama insan için ufuk açıcı bir proje yapmaktı amacım. Öyküsünü bildiğim yer de burasıydı."
Koçan'ın yeni projesi ise müzede öğrenciler için 'Yetenek Geliştirme Programı' uygulamak. Koçan bu programla öğrencilerin yaratıcılığını arttıracak bir sanat eğitimi vermeyi amaçlıyor. Baksı Müzesi öyle ya da böyle görülmeye değer.
Çocukların ürettiği sanat eserleri de öyle. Yaz bitmeden yolunuzu Bayburt'a çevirmek içinse bol vaktiniz var.