Cumartesi 22.06.2013

Dinleyicilerim gözyaşına antrenmanlı

Zengin Mutfağı oyununun müzikleriyle bu yıl Afife Tiyatro Ödülü'ne layık görülen Çiğdem Erken, yeni albümü İstanbul Kızı ile karşımızda. Erken "Aşk bir organ, onunla mücadele etmek anlamsız," diyor

İki yıl önce çıkardığı Kız Kafası adlı albümüyle, müzikseverlere pek çok başucu şarkısı hediye etmişti Çiğdem Erken. Yedi yaşından beri piyano çalan ve çok sayıda tiyatro oyununun müziklerine imzasını atan Erken, bu yıl Zengin Mutfağı oyunundaki müzikleriyle Afife Tiyatro Ödülü'nü kazandı. Hafta içinde yeni albümü İstanbul Kızı'nı yayınlayan sanatçı ile müzik ve yaşam üzerine konuştuk.
- Kız Kafası adlı ilk albümünüzü 'aşk hafızam' sözleriyle tanımlamıştınız. Yeni albümünüzü nasıl tanımlarsınız?
- Bugüne kadar yazdığım tüm şarkılar, benim aşk hafızamı oluşturuyor. Aşk aynı, kalp aynı, kafa aynı. Onlar benim gündüz sayıklamalarım, sevgiliye güzellemelerim. Dolayısıyla bu albüm için de aynı tanımı kullanabilirim.
- Siz de aşktan fazla uzağa kaçamayanlardansınız sanırım.
- Aşk için yakınımda ya da uzağımda diyemem. Aşk, insan benliğindeki bir damar. Kiminde daha kalın, kiminde daha ince. Bendeki aşk; kimi zaman sevgiliye, kimi zaman bedensiz bir iklime yönelik... Küçük bir çocukken, ilk görüşte piyanoya da aşık olmuştum mesela.
- Her şarkı söylediğinizde yaşadıklarınıza geri dönmek zor olmuyor mu?
- Hüznü seven biriyseniz, ki ben öyleyim, zor değil. En fazla sahnede biraz gözyaşı döküyorum. Kısa süren bir rezillik ama dert değil. Beni dinleyenler zaten gözyaşına antrenmanlı. Aşk bir organ, onunla mücadele etmek anlamsız.
- İlk albümün üzerinden iki yıl geçti. Hayat hayal ettiğiniz gibi devam ediyor mu?
- Bugünler benim için başarı tartma günleri değil. Eğer 20 yıl sonra albümlerim hâlâ rafta duruyorsa, o zaman hayallerim gerçekleşmiş olur.
sırada televizyon projesi var
- İkinci albüm için çalışmaya ne zaman başladınız?
- Kız Kafası ile Ada Müzik bünyesine katıldığım zaman, Bülent Forta ile ikinci albümü de çabucak yapmaya karar vermiştik. İlk albümü yayınladığım günlerde, ikinci albümümün repertuarı üzerine düşünmeye başlamıştım bile. Bu albüm için şarkı defterimde var olan şarkılardan en sevdiklerimi seçtim. Bir buçuk sene boyunca evde demo kayıtlarımızı yaptık. Aklımda hep idealize ettiğim bir sound vardı. İlk albümde beceremediğimi düşündüğüm şeyleri, bu albümde yapmaya çalıştım. Mart ayında stüdyoya girdik. Gerisi su gibi aktı.
- Çıkış şarkınızı seçtiniz mi?
- Cihangir'de adlı şarkımı birinci sıraya koydum. İçgüdülerim, bu şarkının öne çıkabileceğini söylüyor. Çıkış şarkısı olayını çok da önemsemiyorum açıkcası. Nereye çıkıyoruz emin değilim.
- Gezi Parkı olayları yüzünden albümü ertelemeyi düşündünüz mü hiç?
- Hiçbir şekilde düşünmedim. Albümü tanıtamayacağımızdan tabii ki endişelendim, hatta hâlâ da endişeliyim. Ama yaşananlar bana o kadar büyük bir özgürlük hissi verdi ki, varsın benim albümüm de kendi kaderini yaşasın. O da biraz gaz yesin; hepimiz yedik zaten. Biraz boğaz düğümlenmesi, biraz gözyaşı, biraz mide bulantısı... Bu yan etkiler aşkta da yok mu?
- Albümün adı İstanbul Kızı. Kim bu İstanbul kızı?
Açıklıyorum, İstanbul kızı benim. Şaka bir yana, kendimi gerçekten de bir İstanbul kızı olduğumu hissediyorum. Albümde İstanbul Kızı olarak adlandırdığım şarkı, Ah Ne Çiçeksin adlı anonim bir İstanbul şarkısı. Bu şehirde çok mutluyum. Şarkının ikimize de bir anı olarak kalmasını istedim.
- Bu yıl müziklerini bestelediğiniz Zengin Mutfağı tiyatro oyunu ile Afife Tiyatro Ödülü'nü kazandınız. Yeni projeleriniz var mı tiyatro için?
- Her sene tiyatroya yönelik en az üç-dört projem olur. Bu sene ayrıca üzerinde prensip olarak anlaşmaya vardığımız bir televizyon projem olacak. Beni çok heyecanlandıran bir proje...
UMAY UMAY'DAN DESTEK
-Albümde kimlerle çalıştınız?
- En büyük ortağım Nurkan Renda'ydı. Aranjmandan mikse her türlü detayı birlikte tasarladık. Ada Stüdyo'da Özkan Mete ve İhsan Apça ile yoğun bir mesaimiz oldu. Tek tek saymam çok zor ama her enstrümanı 'Keşke o çalsa,' dediğim müzisyenler çaldı. Alternatif müziğin harika çocuğu diyebileceğim Ceylan Ertem ile Umay Umay gibi kült bir yorumcu da var albümde. Daha ne isterim?
- Yıllar sonra Umay Umay'ı stüdyoya sokmak zor olmadı mı?
- Umay ile sosyal medyada tanıştık. Onu tanımak gerçekten bir ayrıcalık. Naz adlı parçanın başına koyduğumuz enstrümantal bölümde bir söz olsun istedim. Tam o sıralarda Umay'ın Cevapsız Ağrı kitabı yayımlandı. Bir gece sabaha kadar okuyup, akabinde Umay'a mesaj attım. Beni kırmadı, hiç ötelemeden samimiyetle geldi, ses verdi...

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.