Münih'teki gizli çocuk hazineleri

Eğer siz de 'sınırsız çocuk mutluluğu' felsefesini yaşam tarzı haline getirmiş ailelerdenseniz, bu yaz için ilginç bir önerimiz var. Tatilinizi Almanya'da geçirmeye ne dersiniz? "Uçaklar dolusu Alman, yaz aylarında bizim ülkemize denize girmeye gelirken, bizim orada ne işimiz var?" dediğinizi duyar gibiyiz. Evet, belki deniz, güneş, plaj yok, ama çocuklara rüya tatillerinden birini geçirtecek bir şehir var Almanya'da: Münih. Münih 1810'dan beri her yıl ekim ayında düzenlenen Oktoberfest kutlamalarıyla turistleri çekiyor. 16 gün süren kutlamalara, dünyanın dört bir yanından yaklaşık altı milyon kişi geliyor. Bu iki hafta içinde şehirde üç milyon litre bira, 100 bin adet tavuk, 700 bin adet sosis ve bin adet balık tüketiliyor. Evet, gece gündüz yeniyor, içiliyor, şarkı söylenip dans ediliyor. Şehir halkı ve ziyaretçiler adeta eğlenceden kendinden geçiyor. Münih'i Oktoberfest'le tanıyanlar için çocuklu seyahat rotasını o yöne çevirmek söz konusu değil elbet. Oysa Münih, çocuklar için de iki gizli hazineyi barındırıyor.
LEGO KARAKTERLERİYLE EĞLENCE
İlki çocukların sevgili oyuncağı Lego'nun cenneti Legoland. Burası Disneyland'in benzeri bir tema park. Tahmin edeceğiniz gibi burada Disney karakterleri değil, Lego karakterleriyle bezenmiş bir eğlence çocukları bekliyor. Her yaşa uygun lunapark üniteleri, ufaklıklara binbir çeşit heyecanı legolardan yapılmış aletlerde yaşatıyor. Tatlı bir korkuyla karışık şen kahkahalar yükseliyor parkın çeşitli köşelerinden. İster korsan gemilerinde yol alıyor, ister safari parkta dolaşıyorsunuz. Tropik ormanlarda geziyor, dinozorlarla tanışıyorsunuz. Bazen bir ejderhanın sırtında, bazen bir uzay arabasında bilinmeze doğru yola çıkıyorsunuz. İsterseniz eski Mısır'a, isterseniz şövalyeler dönemine gidip tarihte yolculuk yapabiliyorsunuz. Tabii tüm bunları yaparken minicik Legolar'dan inşa edilmiş hayvanları, araçları, bitkileri ve akla gelmeyecek binbir çeşit farklı nesneden oluşan Lego dünyasını, hayranlıkla seyre dalıyorsunuz. Sadece lunapark eğlencesi değil elbet Legoland. Burada karting eğitimi alıp yarışabilir, minik bir Lego farbrikasını gezerek robotların üretimi nasıl ele geçirdiğini görebilirsiniz. Ayrıca Lego Robotics atölyelerine katılarak, kendi robotunuzu da yapabilirsiniz. Son olarak da Avrupa'nın önemli şehirlerinin Legolar'dan yapılmış minyatürlerinden oluşan mini Avrupa'yı gezebilirsiniz.
ORTAÇAĞ TEMALI ÇOCUK TESİSİ
"Ne kadar sofistike olursa olsun, bir lunaparka gitmek için yaz tatilimi harcayamam," diyorsanız size hoş bir haberimiz var: Burası lunapark eğlencesinden ibaret değil. Legoland aslında bir tatil köyü. İçinde yüzebileceğiniz minik bir gölet barındıran, Lego temalı bungalovlarda, şövalye çadırlarında veya bir Ortaçağ kalesi temasıyla tasarlanmış otelinde kalabileceğiniz bir çocuk tesisi. Parkın eğlencesinden yorulunca, göl kenarındaki kumsalda uzanıp dinlenebilirsiniz. Asla yorulmak bilmeyen minikler ise o sırada gölde yüzebilir veya kanoyla gezebilir, macera adasında halatlara tırmanıp asma köprülerden geçebilir, tatil köyünün dört bir yanına serpiştirilmiş çocuk parklarında hoplayıp zıplayabilir. Sonrasında ailece minigolf ve bowling oynamayı da unutmayın. Münih'ten ayrılmadan önce Legoland eğlencesinden bir gün uzaklaşıp şehre inebilirsiniz. Bu tarihi kentin keyifli sokaklarında turlayıp Bavyera mutfağını tadabileceğiniz birahanelerinin keyfini sürebilir, dünyanın en büyük çocuk ve gençlik kitapları kütüphanesi Internationale Jugendbibliothek'i ziyaret edebilirsiniz. "Kütüphane de nereden çıktı?" diyorsunuz, değil mi? Hayvanat bahçesi, şehir parkı, akvaryum... Evet, Münih'te bunlar da var elbet; Tierpark Hellabrunn, Englischer Garten (İngiliz Bahçesi) ve Sea Life'ı ziyaret etmek keyif, ama Münih'in olmazsa olmazı Internationale Jugendbibliothek. 1949'da kurulan gençlik kütüphanesi, 130 farklı dilde, 600 bin çocuk kitabı içeriyor. Bu kitaplar, bankaların kasa dairelerini andıran depolarda saklanıyor. Her ne kadar kapıları yangın, sel gibi felaketlere karşı özel yöntemlerle izole edilmiş olsa da kitapları araştırma amaçlı kullanmak isteyenlere, kapılar sonuna kadar açılıyor. Hatta her yıl çeşitli ülkelerden akademisyen veya çocuk kitabı yazarları arasından seçilen 15 kişiye birkaç aylık araştırma bursu veriliyor. Bu kütüphanede araştırma yapmak, biraz da çocuk edebiyatının masalsı dünyasında bir yolculuk gibi. Çünkü kütüphane 1983'ten beri Münih'in en güzel binalarından biri olan Blutenburg Kalesi'nde yer alıyor. Göl kenarındaki bu muhteşem şatoda 'kasa daireleri'ne inmeseniz de 15 farklı dilde 25 bin kitabı barındıran sempatik kütüphanesinde keyifle kitapların büyülü dünyasına dalıp gidebilirsiniz.
DANS EDEN KİTAP KAHRAMANLARI SERGİSİ
Michael Ende'nin ölümünün ardından eşinin bağışladığı özel eşyalarından oluşan müzesini, Erich Kaestner Odası'nı veya çizer Binette Schroeder'in bağışladığı şahıs kitaplarından derlenmiş, dolap kapaklarını açınca kitap kahramanlarının canlanıp dans ettiği kütüphane sergisini gezebilirsiniz. Alman çocuk edebiyatının bir başka önemli ismi James Krüss'ün özel eşyalarının sergilendiği kuleyi de görebilirsiniz. Kütüphane, bu kalıcı sergilerin yanı sıra her yıl farklı bir temada düzenlenen sergilere de ev sahipliği yapıyor. Bu yıl 'rakamlar ve harfler' üzerine kitapların seçildiği bu sergi, diğer kütüphanelere ödünç verilebiliyor. Çalışma prensiplerini "Çocuklara okumak, bakmak ve keyfini sürmek için kitaplar sunmak," olarak belirleyen kütüphanenin ayakta kalması bazı vakıflar ve sponsorlarla sağlanıyor. Şu anda da kütüphane bazı özel kurumların sponsorluğunda çok geniş kapsamlı bir temizleme projesinden geçiyor. Kütüphane arşivlerindeki 1574-1950'den kalma 60 bin antika kitabın ömrünün uzatılabilmesi için başlatılan projede, her kitabın her bir sayfası özel vakumlu aletlerle temizleniyor.