Yazın en serini

Limon bitkisi, 'ekşi portakal' olarak da bilinen 'citrus aurantium' ile ağaç kavunu olarak bilinen 'citrus medica'nın çaprazlanması ile elde edilen doğal hibrit bir türdür. Melezleşmeye kolay adapte olan bir bitki olduğundan, tarihçiler ve botanik bilimciler tarafından geçmişe doğru izinin sürülmesi çok da kolay değildir. Limonun anavatanının Kuzey Burma, Assam ve Çin olduğu düşünülüyor. MS 700 yıllarında İran'dan, Mısır'dan ve Arap ülkelerinden geçerek Akdeniz'e girmiştir. Erken dönem İslami toplulukların bahçelerinde süs bitkisi olarak limon çok kullanılmıştır. Kartaca'daki Roma mozaiklerinde ve Pompeii'deki fresklerde, limon ve turunçgil benzeri resimlere rastlanıyor. Ancak İslam öncesi tarihlerde, buralardaki varlığına dair bir iz bulunmayan limonun, bu resmedilenlerle ilgisi olmadığına inanılıyor. Resmedenlerin ya daha Doğu'da görerek bunları resmettiği ya da bunların limona benzer başka meyveler olduğu düşünülüyor. Tarihçiler, günümüzdeki limondan daha iri, daha kalın kabuklu ve daha az sulu olan 'citrus' türlerine Antik Roma'da rastlanabileceğini söylüyorlar. MS 23 ile 79 yılları arasında yaşamış olan yazar ve filozof Pliny'nin Doğa Tarihi Ansiklopedisi'nde, 'malum medicum' adı altında turunçgillere rastlanıyor. 'Malum medicum'un kelime anlamı kimilerine göre 'Medlerin elması', kimilerine göre ise 'tıbbı elma' anlamına geliyor. Eğer Pliny 'medicus" kelimesini seçerken, Med İmparatorluğu'nu baz aldıysa, bu, turunçgillerin tarih öncesi çağlardan beri var olduğuna dair bir kanıt oluşturuyor. Medler MÖ 858'den MÖ 549'a kadar uzanan dönemde, İran ve Azerbaycan dolaylarında yaşamışlardı. Henüz limon, hibrit yöntemiyle ortaya çıkmamış olsa da portakal buralarda yaygındı.
AKDENİZ'DE BOLMUŞ
Limon ağacına dair ilk yazılı tasvirlere, 10. yy başlarında, Qustus Al-Rumi tarafından yazılan çiftçilikle ilgili bir kitapta rastlanıyor. 12. yy başlarında Çin'in Kanton bölgesinde limon yetiştirildiğine dair kanıtlar bulunuyor. Bu yüzyılın sonlarında ise Müslüman lider Selahattin Eyyubi'nin doktoru Ibn Jami, limon hakkında yazdığı bir tezde, limonun Akdeniz'deki bolluğundan bahsediyor.

LİMONATANIN ATASI
Mısır'da 1100 yıllarında limon suyunun ticaretinin yapıldığına ve bunun değiştokuşlarda kullanıldığına dair izler var. 14. yy'da, Mısır'da iç kesimlerde yaşayanlar tarafından, limon, hurma ve baldan yapılan bir içecek çok tüketiliyormuş. Mısır'ın Akdeniz kıyılarında ise mayalanmış arpa suyu, nane, karabiber ve limon yaprağı ile hazırlanan 'kashkab' denen bir içecek çok yaygınmış. Kahire Genizası'nda bulunan, 10. ve 19. yy'lar arasındaki döneme ait el yazmalarında, 'qatarmizat' denen bol şekerle karıştırlan ve şişelenen limon suyunun hem yerel olarak tüketildiğine ve hem de ihraç edildiğine dair yazılar bulunuyor. Mısır'a özgü bu içecek limonatanın atasıdır ve bütün dünyaya da buradan yayılmıştır.
Mükemmel Limonata
Malzemeler
3/4 bardak şeker
1 bardak su
1 bardak limon suyu
3-4 bardak soğuk su
buz
Hazırlanışı
Klasik limonata tarifinde şeker ve su pişirilerek bir şurup elde edilir. Isınan şeker, suyun içerisinde erir ve böylece limonatanız pürüzsüz olur. Bir bardak suyu ve şekeri bir tencereye alın. Bir taşım kaynatın. Limon suyunu ve şekerli suyu bir sürahide birbirine ekleyin. Yavaş yavaş, damak zevkinize göre üç-dört bardak soğuk su ekleyin. Servis etmeden önce, yaklaşık bir saat buzdolabında soğutun. Buz ekleyerek servis edin. Bu tarif, en klasik limonata tarifidir. Eğer hazırladıktan sonra, şeker oranı fazla gelirse, limon suyu ekleyerek tadını dengeleyebilirsiniz. Bu limonata tarifini portakal, misket limonu ya da greyfurt kullanarak da hazırlayabilirsiniz. Değişik turunçgil sularını karıştırarak kullanabilirsiniz.