Futbolun büyük moda derbisi

'Futbolcu' denilince akla meşin top, yeşil saha ve dev kulüplere ek olarak, şık da olsa, felakete doğru sürüklense de keskin bir moda anlayışı geliyor. Aslında bu işte bir gariplik yok, küçük yaşta büyük paralar kazanan pek çok meslek erbabı erkek gibi, futbolcular da, paralarının hatırı sayılır bölümünü arabalara ve kılık kıyafete harcıyor. İşte bu yüzdendir ki, futbolcuda marka merakı, büyük saat, aksesuvar ve bolca renk kullanmak gibi özellikler öne çıkıyor. İşe sıfırdan başlayan bazı futbolcular, seneler içinde, kendilerine yakışan giyim kodlarını çözüyor, abartıyı, iddiayı sahada bırakıp, moda konusunda daha 'terbiyeli' davranıyor. Ne yazık ki, bir takım yıldız futbolcular ise konu kılık kıyafete gelince çok talihsiz seçimler yapmayı sürdürüyor.
FUTBOLCULAR TATİLDE
Hazır sezon daha başlamamış, pek çok ünlü gibi, futbolcular da moda seçimleri ile tatil beldelerini doldurmuşken "Alternatif bir derbi de biz hazırlayalım," dedik. Bu derbiye özel olarak, sadece moda anlayışlarını baz alarak, iki iddialı takım oluşturduk. Sadece Türk ve Türkiye liglerinde top koşturan yıldız futbolculardan kurulan bu iki takımın bir ortak özelliği de, iki takım oyuncularının da modayla olan ciddi bağı. Fakat, bir taraf zaman içinde bir ölçüde de olsa moda bilinci oluşturmuş oyunculardan, diğer takım ise her geçen gün daha talihsiz seçimlerle karşımıza çıkanlardan kurulu. Tabii ki, takımların başında, teknik direktörleri bulunuyor ve oluşturulan grubun güçlenmesi adına birer de 'transfer' yapıldı. Yukarıda da belirttiğimiz gibi, bu derbinin favorisi de, kazananı da belli. Yıllar içinde, iddiadan uzak, iyi kesimli ve detaylara yoğunlaşılmış kıyafet seçimleri ile Fatih Terim'in teknik direktörlüğünü üstlendiği takım, 'futbolcu modası' olarak da adlandırabileceğimiz eğilimin belirgin özelliklerini gardıroplarından çıkarmış oyunculardan oluşuyor. Bu takımda vücuda oturan dar kıyafetler, rengi olmasa modeli, o da olmasa topukları ile herkesin gözüne sokulan ayakkabılar ve modacı olmak gibi bir ütopyanın peşine takılan eşlerin kurbanı olma durumu minimumda yaşanıyor.
LOGOMANYA DEVAM EDİYOR
Marka bağımlılığı devam etse de, artık 'logomanya' olarak tabir edilen, giyilen kıyafetin üzerinde markanın bolca ambleminin yer alması engellenmiş. Ayrıca bu takımda daha oturaklı renkler, daha iddiasız kesimler ve 'şık' denilebilecek ayakkabı tercihleri var. Karşı takımın başında ise her ne kadar, henüz Türkiye sahalarında tek bir maça çıkmamış olmasına rağmen, Beşiktaş'a erkekler kadar kadın taraftar da kazandıran Hırvat hoca Slaven Bilic yer alıyor. Kabul ediyoruz ki, Bilic gitarı, sigarası ve kirli sakalı ile en kısa zamanda moda hastalığına yakalanmış takımı terk edip, kendisine 'karizmatik' bir lig yaratacak ama yukarıda gördüğünüz fotoğrafı nedeniyle, kendisi bu derbide kaybedenlerin başında. Bu takım, asla olmayacak renkleri ve yanlış beden kullanma konularında uzmanlaşmış. Yaka şekilleri itibariyle Fatih Ürek'ten hallice, ayakkabı topuklarında ise Zeki Mürenvari eğilimler gösteren 'kaybedenler' takımı üyeleri, bu derbiyi hezimetle kapattı. Daha çok antrenmanla, gelecek sezon öbür takıma transfer olmaları dileğiyle.
KAZANANLAR TAKIMI
Teknik Direktör: Fatih Terim
Kalede: Kaleciye gerek yok, karşı takımın gol atmayacağı kesin.
* Emre Belözoğlu
* Arda Turan,
* Didier Drogba
* Emmanuel Eboue
* Mehmet Topal
* Ersan Adem Gülüm
* Wesley Sneijder
* Tomas Sivok
* Filip Holosko
* Necati Ateş
Transfer: David Beckham
KAYBEDENLER TAKIMI

Teknik Direktör: Slaven Bilic
Kalede: Volkan Demirel
* Selçuk Şahin
* Sabri Sarıoğlu
* İbrahim Toraman
* Burak Yılmaz
* Caner Erkin
* Aykut Erçetin
* Raul Meireles
* Manuel Fernandes
* Nordin Amrabat
Transfer: Sergio Ramos