Mucizeler adası!

Yunanistan, bağımsızlığını ilan ettiği 1830'dan bu yana din-devlet ilişkilerini aynı anda yürüten bir yönetime sahip. Yani laik değil. Bu nedenle kiliselere, kilisenin söylediklerine, yortulara saygı gösterildiği gibi azizlerin mucizelerine de inananların sayısı az değil. Helen / Ortodoks dünyasının ezici bir çoğunluğunun, Trabzon'da Meryem Ana adını taşıyan Sümela Manastırı'ndan sonra en büyük gözdesi, Tinos adasındaki Meryem Ana Kilisesi'dir. Mucizeler yarattığına inananlar ve adak adayanlar, Meryem Ana gününün kutlandığı her yılın 15 Ağustos günü Tinos adasına gider ve devasa Meryem Ana Kilisesi'ne çıkan yokuşun kenarına döşenen kırmızı halının üzerinde dizleriyle emekleyerek kiliseye ulaşır. Kimi hastadır iyileşmek ister, kimi ailesi için adaklar adar... Birçok bakanın, hatta arada sırada başbakanların, askeri yetkililerin ziyaret ettiği Tinos Adası'nda düzenlenen ayinler ise TV'lerden canlı olarak yayınlanır. Adada büyük bir panayır havası hakimdir. Tüm dünyada yaşayan ve Meryem Ana mucizelerine inanan Yunanların 15 Ağustos'ta geldiği Tinos, bu ağustos da dolup taştı. Ancak 15 Ağustos'un bir anlamı daha var ada için. O da 2. Dünya Savaşı'nda, 15 Ağustos 1940'ta Meryem Ana gününü kutlamak için Tinos'a gelen ve adanın limanına demirleyen Yunan savaş gemisi Ellis'in, Hitler'in o dönemdeki müttefiki İtalyanlar'ın bir denizaltısı tarafından torpillenerek havaya uçurulmasıdır. Bu nedenle her 15 Ağustos'ta Ellis'in batırılması için mevlütler okunur.