Monet'nin ilham bahçesi

Empresyonizm akımının öncülerinden Claude Monet, küçücük bir köy olan Giverny'yi bir tren yolculuğu sırasında keşfetmiş ve 1883'te Paris'in kalabalık hayatını bırakarak karısı ve sekiz çocuğuyla bu köye yerleşmiş. Ünlü ressamın 43 yıl yaşadığı evini ve bahçesini gördüğünüz anda, bu köyün nasıl olur da her yıl 700 bin turist çektiğini anlayacaksınız. Paris'in 80 kilometre batısında bulunan Giverny köyüne, Saint Lazare Garı'ndan kalkan trenlerle varacağınız Vernon kasabasından otobüsle yaklaşık bir saatte ulaşabilirsiniz. Claude Monet'nin müze evinin girişindeki uzun kuyrukta en az yarım saat bekledikten sonra içeri girdiğinizde dünyaca ünlü tablolara ilham kaynağı olan rengarenk bahçeyle yemyeşil boyalı panjurlu ev karşınıza çıkıyor. Monet, her gün sabah 05.00'te kalkıp sıcak çikolatasını ve sigarasını içtikten sonra havanın ve ışığın değişme ihtimaline karşı yanına birkaç tuval alıp en büyük eserlerinin ilham kaynağı olan bahçeye çıkar, gün batana dek resim yaparmış. Bahçesiyle birebir ilgilenen Monet, tablolarının önce gerçeğini yaratıp ardından da resmettiği için "Bahçıvanlığım ressamlığımdan iyidir," dermiş.
HER MEVSİM BAŞKA BİR RENK
Bahçe, çiçek ve su bahçesi olarak ikiye ayrılıyor. 10 odalı evin önüne güneşe olan ihtiyaçlarına ve renklerine göre ekilen rengarenk güller ve yüzlerce türden çiçekle bahçe her mevsim başka bir renge bürünüyor. Küçük bir alt geçitten geçerek varacağınız su bahçesi ise Monet'nin resimleriyle zengin olduktan sonra aldığı arsa üzerine yaptırdığı göletten, Japon stili köprülerden, söğüt ağaçlarından ve tüm yaz çiçek açan nilüferlerden oluşuyor. Ünlü ressamın kendi elleriyle tasarladığı ve gözü gibi baktığı bahçesinde ilerlerken bir Monet tablosunda dolaştığınız hissine kapılıyorsunuz. Çünkü aradan yaklaşık 100 yıl geçmesine rağmen bahçede her şey aynı duruyor. Eve girdiğinizde ise tablolar, Monet'nin ailesine, dostlarına ait eski siyah-beyaz fotoğrafların dizildiği çerçeveler ve ünlü ressamın olduğu gibi duran atölyesi, yemek ve yatak odaları, kalaylı bakır tencereleri, sizi geçen yüzyıla götürüyor. İkinci katta da Monet'nin her sabah uyanınca gördüğü muhteşem manzaralı yatak odası var. Zamanında evin ahırı olan ve ünlü ressamın atölye olarak kullandığı 300 metrekarelik salonda bugün Monet eserlerinin süslediği hediyelik eşyalar satılıyor. Çıkışta Monet'den etkilenen ressamların eserlerinin sergilendiği empresyonizm müzesini ve Monet'nin mütevazı mezarını ziyaret edebilir, ardından birçok ressamın gelip kaldığı Baudy Hotel'in bahçesindeki gölgeye konmuş masalarda güzel bir yemek yiyebilirsiniz.