Rimini'de bisikletli tatil

Bisikletle gezilebilecek şehirlerin farklı bir cazibesi var. Sanki orada yaşam sakin ve huzurlu. Padova, Bologna, Ferrara, Modena gibi kuzey şehirlerinde bu hisse kapılırım. Roma'da ise bisiklete binmek, adrenalini daha da yükseltir; o trafikte iki tekerleğin üstünde değil, hayatta kalmak başarıdır. İtalya'nın en eğlenceli şehirlerinden Rimini'de de sahilde, şehir merkezinde bisikletle dolaşanları görünce "Ne hoş bir şehir," diyorsunuz. Rengi Akdeniz mavisiyle kıyaslanmayacak olsa da Adriyatik sahilindeki bu şehrin kumsalları, İtalyan aileler, Ruslar ve Almanlar'ın akınına uğruyor. Birkaç yıl öncesine kadar macera arayan Alman gençleri, sonra da Rusları çeken bu bölgenin cazibesini bir bakışta anlamak zor.
FELLİNİ'NİN SEVDİĞİ ŞEHİR
Son yıllarda aile turizmi de arttı. Rimini'nin sınırındaki Riccione, ünlü diskolarıyla eğlence aramaya gelenlerin uğrak yeri. Aileler için ise Mirabilandia, Acquafan gibi oyun ve eğlence merkezleri cezbedici. Çocuklu aileler, ıslak mayolarıyla bir oyundan diğerine koşuyor. Mirabilandia'da görülmeye değer bir gösteri varsa, o da dublörlerin sunduğu Polis Okulu (La Scuola di Polizia) şovu... Rimini'nin Fellinivari havasını yaşamak için Grand Hotel'de kalmak gerekir. Sahildeki Marina Centro'daki bu otel, 1908'den beri hizmet veriyor. Dolce Vita restoranı ise özel sahili ve Fellini Parkı ile diğerlerinden ayrılıyor. Modern otelleri tercih edenler için ise I-Suite çok uygun. Bir başka güzel restoran da Chi Burdlaz. Emilia Romagna mutfağının en güzel örneklerinden biri. Eğlenceli sahibinin sizi özel misafiri gibi hissettirmesi bir yana, taze makarnaları, etleri ve balıkları çok lezzetli. Başlangıç olarak la piadina con lo squacquarone'yi denemek lazım. Sıcak pide ve taze, erimiş peynirden oluşan bu giriş tabağı, buraya özgü... Rimini'nin tarihi merkezi ise otellerin verdiği bisikletlerle sahile 10 dakika mesafede. Piazza dei Tre Martiri, Piazza del Duomo ise insanı sahilin keşmekeşinden bir anda zarif, küçük bir İtalyan şehrine çeken meydanlar... Romalılar tarafından İ.Ö 268'de kurulan bu koloninin Augusto Arkı ve Tiberio Köprüsü, şehrin iki önemli girişini oluşturuyor. Via Madonna della Scala yolu üzerinde kentin Ortaçağ surları göz alırken, Corso s'Augusto ve Piazza Cavour Meydanı'nda belli başlı tarihi yapıtlar var. Tarihi merkezin en şık restoranı ise Ristorante dalo Zio.