Bazıları sonbaharda tatil sever

Sahiller boşaldı, çocuklu aileler okul hazırlığı için evlerine döndü, otel fiyatları düştü, lokantalarda yemek, kafelerde çay-kahve beklemeleri bitti. Yazın temmuz ve ağustos aylarındaki aşırı sıcak, nemli hava yerini ılık bir havaya, hatta akşamları esintiye bıraktı. Ege ve Akdeniz sahillerinde deniz suyunun sıcaklığı, şimdi tam şeker kıvamında... Yıllık izinleri bitenler üzülmesin, ama pek çokları için asıl tatil mevsimi eylül, ekim aylarında başlıyor. Atın sırt çantanıza mayonuzu, şortunuzu, kitabınızı, yola çıkın! Issız koylar, masmavi deniz, tekne turları ve yürüyüş yolları sizleri bekliyor.

AYVALIK'TA HUZUR KAÇAMAĞI
Zeytinin, her çeşit balığın, deniz ürünlerinin ve taze otların cenneti Ayvalık'taki kafe, restoran ve butik otellerdeki canlanma, tatilcileri kendine çekiyor. Zeytin ve zeytinyağının cenneti Ayvalık, yıllardır hep Ege kıyılarında sakince tatil yapmak isteyenleri çekiyordu. Gece hayatı, Bodrum, Alaçatı gibi yerlerle yarışamayacağı için de yaz aylarını Sarımsaklı'daki evinde geçiren Hülya Avşar'dan başka popüler isme pek rastlanmıyordu. Ama son birkaç yıldır bir şeyler oldu ve Kapadokya için söylenen "Bir gelen, tekrar geliyor," iddiası, Ayvalık için de geçerli oldu. Ayvalık'ın otantik mekanlarında diziler çekilmeye, 100 yıllık taş evleri yeni sahipler bulmaya, Edremit Havaalanı'na başlatılan uçak seferleriyle de hafta sonu tatilcilerine cazip gelmeye başladı. Tabii Ayvalık'ın Cunda'ya sadece 6 kilometre uzaklıkta olması da bu gelişmelerde rol oynuyor. Birbirinden iddialı restoran, kafe ve butik otellerinin sayısı artıyor. Denize Ayvalık yakınlarındaki Badavut sahilinde, belediye plajında ya da birkaç kilometre uzaktaki Sarımsaklı'da ya da Cunda'da giriliyor. Sahilden kalkan teknelerle adacıklar arasında, sakin koylarda denize girmek de mümkün. Tabii bu teknelerin gürültülü eğlence anlayışı size göre değilse, bir grupla özel tekne de kiralayabilirsiniz. Çamlık mevkiindeki Yelken kafe restoran, son üç yıldır genç işletmeci Burhan Bacaksız'ın sihirli dokunuşlarıyla yeniden doğdu. Deniz fasulyesi, patlıcan böreği, Girit ezmesi, tadılmalı. Ayvalık'ın merkezindeki, deniz kıyısındaki Deniz Kestanesi de adından da anlaşılacağı gibi deniz mahsulleriyle ünlü. Giritli bir ailenin torunu olan Kamil Şiray'ın sahibi olduğu restoran, bir gemiyi anımsatıyor. Girit usulü favasından ahtapot salatasına kadar bütün yemekler Şiray'ın gözetiminde hazırlanıyor
Çıralı sahilinde carettalar ve siz
Seyahat sitelerinde Avrupa'nın en güzel, en temiz koyları arasında gösterilen Çıralı'da her yer, eylül ve ekim aylarında melisa kokuyor. Sahilde yumurtlayan deniz kaplumbağaları caretta carettaların denize ulaşmak için attıkları ilk adımlara tanık olmak isteyenler, özellikle bu mevsimi bekliyor. Bahçelerdeki nar ve limon ağaçları da bu aylarda dalından koparılmaya hazır. İsteyen bungalovda, isteyen de butik otellerde kalabilir, zaten hepsi bahçelerin içinde... Antalya'ya otomobille bir saat uzaklıkta, tarihi Likya antik kenti yolu üzerindeki Çıralı, anayoldan sonra da 7 kilometre içeride... Sabahları horoz sesleriyle uyanıp, dev fıstık çamlarıyla çevrili 3 kilometre uzunluğundaki sahilinde yürüyüş yaptıktan sonra yüzmenin keyfi başka... Yürüyerek Yanartaş'a bir saat, Olympos antik kentine de 20 dakika uzaklıkta. Akşamları sahildeki balıkçılarda yıldızları seyrederek yemek yiyebilirsiniz. Tabii iç taraflarda ev yemekleri ya da gözleme yapan lokantalar da var.
Göcek'te yaz, kasım ayının sonuna kadar sürüyor
Dalaman Havalimanı'na 20 dakika uzaklıktaki Göcek, yelkenle sessiz sakin tatil yapmayı sevenlerin ilk tercihleri arasında yer alıyor. Gece hayatı yok, ama turkuvaz mavisi denizini ve birbirinden güzel koylarını gördükten sonra zaten başka bir eğlence aramıyorsunuz. Son yıllarda Shakira'dan Rus milyarder Abramoviç'e kadar birçok ünlü isim de Göcek'i tercih edenler arasında... Mavi yolculuğu alışkanlık haline getirenler, eylül-ekim aylarında bu koylarda buluşuyor. Bunlar arasında da Bedri Rahmi, Göbün, Hamam, Taşyaka koyları ilk sıralarda... Tekneyle dolaşırken başınızı kaldırıp yukarılara bakmayı ve kaya mezarlarını izlemeyi ihmal etmeyin.
Peri bacalarına ışık vuruyor
Eylül ayı, yazın çok sıcak olan Kapadokya turu için en ideal zamanlardan biri. Gizemli bir tarihin izlerini yansıtan, benzersiz bir açık hava müzesi gibi olan Kapadokya ve civarındaki müzeler, alışveriş mekanları ve milli parklar kalabalığın rahatsızlığı olmadan ve daha serin bir ortamda gezilebilir. Eylül özellikle fotoğrafçıların tercih ettikleri bir zaman dilimi. Mevsim gereği özellikle akşamüstü saatlerinde peri bacalarına düşen ışık çok etkileyici oluyor. Günün ilk saatlerinde gökyüzünde dolaşan balonları, çömlek yapım atölyelerini, peri bacalarını görmek için tam zamanı...
Fethiye'de Likya yolunu keşfedin
Eylül ayında başlayan yağmurlarla ikinci baharını yaşayan Fethiye, sonbahar tatilcilerinin de ilk tercihlerinden biri... İsteyen pırıl pırıl denizinde yüzüyor, isteyen 1700 metre yükseklikteki Babadağ'dan yamaç paraşütüyle atlayarak Ölüdeniz manzarasını uçarak izliyor. Yürüyüş yapmayı sevenler de Fethiye'ye yarım saat uzaklıktaki Kabak Koyu'ndan Likya Yolu'nun 6 kilometrelik Alınca rotasını keşfe çıkıyor. Shengen vizeniz varsa, sahildeki teknelerle bir buçuk saatte karşı kıyıdaki Rodos'a geçip şovalyeler adasında renkli bir gün geçirebilirsiniz.
Bozcaada'da üzüm mevsimi
Feribot ve otelleriyle, hakkında çıkan yazılar da artınca, Bozcaada'nın meraklıları birden bire çoğaldı. Temmuz-ağustos aylarında sabahları fırınların önünde ekmek kuyruğu yaşanıyor, Ayazma Koyu'na doğru otomobiller de aynı şekilde kuyruk halinde ilerliyor. Ama eylül ayı gelince sular duruluyor. Özellikle çocuklu tatilciler evlerine dönüyor, Bozcaada çocuksuz çiftlere, gençlere ve ada sakinlerine kalıyor. Üstelik ada, bağ bozumunun en güzel yaşandığı yerlerden biri de olunca, dalından üzüm yemenin keyfine varılıyor. Bozcaada'nın sonbahar ayları, kafa dinlemek isteyen tatilciler için gerçekten en güzel dönem. Oteller boşalıyor, restoranlar da... Adanın arka tarafındaki ıssız koylar size kalıyor. Merkezde sahildeki balık lokantaları kadar iç taraftakiler de son yıllarda menülerini zenginleştirdiler. Tabii mevsimin olmazsa olmazı kabak çiçeği dolması... Eylülde en olgun halini alan çavuş üzümleri de kasalar içinde yollara diziliyor.
Kaş eylülde melisa kokar
Kartpostalların simgesi haline gelen begonvillerle kaplı kapıları, taş sokakları, el işlerinin sergilendiği dükkanları ve balık lokantalarıyla Kaş, sohbahar aylarında hâlâ yazı yaşayabileceğiniz tatil beldelerimizden biri... Her yıl mutlaka bir kez Kaş'a gitmek için eylül, ekim aylarını bekleyenler bilir, bu aylarda her yer mis gibi melisa kokar. Akdeniz sahillerinin en düzenli tatil yerlerinden Kaş'ta gündüzleri Küçük Çakıl ya da Kaputaj gibi plajlarında denize girebilir, akşamları da tarihi meydanında oturup sokağın canlılığını izleyebilirsiniz. Eğer Shengen vizeniz varsa ve pasaportunuz yanınızdaysa, Kaş'ın karşısındaki Yunan adası Meis'e geçebilirsiniz. Sabah kalkan tekneyle yarım saat sonra Meis'tesiniz. 2. Dünya Savaşı'nda bir Yunan adasına sığınan İtalyan askerlerinin macerasını anlatan Akdeniz (Mediterraneo) filminin de çekildiği Meis'in sahilindeki kafelerde Yunan usulü buzlu kahve frape içip, sokaklarını dolaşabilirsiniz.
Datça'da 3 B mevsimi: Bal, badem, balık
Sessiz, sakin tatil yapmayı tercih edenler, trekking ya da dalış meraklıları, sonbaharda soluğu Ege ve Akdeniz kıyılarının kesiştiği Datça'da alıyor. Yalnız sohbahar aylarında değil, kışın da güneş bu bölgede yüzünü gösterdiği için Datça'nın tatil süresi hayli uzun. Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir'in ünlü yorumuyla "Sıcağı da soğuğu da insan tahammülünü geçmez." Denizi çok temiz, havası bol oksijenlidir. Antik dönemin önemli liman kentlerinden Knidos'a, merkezden kalkan dolmuşlarla ulaşım sağlanıyor. Ayrıca denize girmek için çevredeki diğer koylara gitmek isteyenler de yine bu dolmuşlarla istediği koya gidebilir. Ama mutlaka bir gün tekne turuna çıkıp, denizinin maviliği daha yakından görülmeli... Datça'nın lezzetine düşkün olanlar iyi bilir, sonbaharının '3 B'si de ünlüdür: Bal, badem ve balık.