Giriş Tarihi: 26.10.2013

Romantik bir Ren masalı

Dünyada yeni turizm trendi nehir turları. Türkiye'de de rağbet gören bu turların en romantiği ise Ren üzerinde yapılanı

Annem yine "Ne işin var, gitme. Fırtına mırtına çıkar" dedi. Dinlemedim annemi... İsviçre Alpleri'nden doğan Lihtenştayn ve Fransa'yı aşıp Almanya ve Hollanda topraklarını da bereketinden nasiplendirip, Rotterdam'dan Kuzey Denizi'ne dökülen Ren nehri üzerinde gemiyle bir seyahate katıldım. Fırtına çok endişelendirmedi beni, ama açıkçası nehir üzerinde hareket edebilecek kadar küçük bir geminin kamarasında kalmak gerdi, "Ya penceresiz olursa, ya basıksa" gibi klostrofobik sorular epey meşgul etti zihnimi. Gemiye binmek üzere Strasburg'a indiğimizde elim hâlâ yüreğimdeydi. Hiçbir şey korktuğum gibi olmadı. Gemiyi, kalacağım odanın bütün cephesini kaplayan ve üstelik açılabilen pencereyi görünce o an bıraktım klostrofobiyi de İstanbul'u da arkada.
KANALLAR ŞEHRİ STRASBURG
Siz de annem gibi "Kış kapıda, nehirde gemi gezisi nereden çıktı?" diye soruyorsanız, yazı ilerlemeden hemen yanıtlayalım; nehir turları şu ara dünyada çok popüler, isterseniz biraz abartıp turizmin geldiği son nokta diyebiliriz. Cruise turlarından biraz daha pahalı, fakat mantık çok farklı. Nehir turları yeni, ProntoTour Pazarlama Müdürü Sarp Özkar "Türkiye için yeni ama talep yoğunlaştı, baharda başlayacak olan turlar için kıştan rezervasyon yaptırmak gerekiyor" diyor. Korkuları geride bırakınca sıra geminin hareketine kadar olan zamanda güzeller güzeli Strasburg'u görmeye geldi. Ren nehrinin kolları üzerine konuşlanmış olan kent gerçekten görmeye değer. Görmek yetmez elbette, bu küçük kent aynı zamanda bir gastronomi merkezi. Şehrin kalbi sayılabilecek Petite France küçücük sokaklar, küçücük restoranlarla dolu, içlerinde çeşitli zamanlarda Michelin listesine girenler de var elbette, bazıları için bir yıl önceden rezervasyon yaptırmak gerekiyor. Hatırlatmakta fayda var; Fransız garsonlar efsane olan huysuzluklarını bol bol sergiliyorlar, tabii güler yüzlü olanları da mevcut. Şahsi tavsiyem garsonlara bakmayın, yemeğinizi yiyin.
TEKERLEKLİ SANDALYEDE TATİL
Strasburg'u geride bırakıp gemiye yerleştiğimizde biraz da şaşkınlıkla gemi yolcularının orta yaşın epey üzerinde olduğunu fark ediyoruz. Hatta bedensel engeli olanlar var içlerinde. "Nasıl inip çıkacaklar?" diye sorunca geminin buna uygun dizayn edildiğini öğreniyoruz. Ve yol boyunca tekerlekli sandalyede olanlarla geminin terası dahil her yerinde karşılaşıyoruz. Üstelik hepsi çok mutlu başka koşullarda tatil yapmaları çok zor olan bu insanlar istemezlerse hiç karaya çıkmadan Ren kıyısına kurulu birçok yerleşimi görüyor, fotoğraflama fırsatını yakalıyorlar. Nehir yolculuğunun belki de en hoş yanı bu: limanlarda karaya çıkma şansı olduğu gibi, yolculuk esnasında da doğadan, yaşamdan hiç kopmuyorsunuz karaya çok yakınsınız, sıcak kanlı olanlar kıyıdakilere el sallıyor hatta.
GEMİDE DANS DERSİ
Ayrıca gemideki hayat çok eğlenceli, bilgi yarışmaları, dans dersleri, sabah sporları derken zaman hızla geçiyor. Ben kalabalık oyunlara, derslere katılamam diyorsanız, kenardan izlemesi de keyifli hatta daha keyifli... Yaşı elverenler hatırlayacak; insan bu yolculukta kendisini Aşk Gemisi 'nde zannediyor, öyle laciler içindeki kaptanı, kocaman gülümsemesiyle barmeni, kolları dövmeli gemi personelini görünce...
ÜNİVERSİTE ŞEHRİ HEİDELBERG
Gemi ile yapılan bu tura boşuna romantik tur demiyorlar. Zira inanılmaz yeşil bir doğanın içinde boy gösteren dizi dizi şatolar, özenli mimari gelenek bu yolculuğu yeterince özel kılıyor, gerçekten insan kendisini romantik bir ortamda hissediyor. Bu romantik yolculuğun en çarpıcı duraklarından biri de Heidelberg'di. Bu kadim şehir aynı zamanda Almanya'nın en eski üniversitesine de ev sahipliği yapıyor. Şehre iner inmez sokaklardaki hareketten enerjiyi hissediyorsunuz, burası yaşayan bir yer. Heidelberg, 2. Dünya Savaşı'nda Almanya'nın çoğu bölgesinin aksine bombalanmamış. Kentin önemli tarihi mekanlarından hanedan ailesinin yaşadığı Heildelberg Sarayı ve bulunduğu tepeden Heidelberg manzarası müthiş. Sarayın öyküsü de çok ilginç; her yeni gelen kral binaya yeni bir bölüm eklemiş dolayısıyla bina farklı mimari tarzların karışımından oluşuyor. Sarayla ilgili en romantik hikaye ise V. Friedrich ve İngiliz Elizabeth Stuart çiftinin yaşadıkları kuşkusuz. Çift politik nedenlerle evlendiriliyor ama birbirlerini ilk gördükleri anda büyük bir aşk başlıyor. Öyle ki Elizabeth saraya gelmeden önce Friedrich bir gecede eşinin saraya gireceği noktaya, İngiliz tarzında bir kapı inşa ettiriyor. Yetmiyor, karısı sıkılmasın diye hâlâ varlığını sürdüren bir de bahçe yaptırıyor Friedrich. Onların aşkı efsane haline gelmiş, bu nedenle günümüzde özellikle Japon çiftler nikah kıymak için bu saraya geliyor. Bu işleri organize eden bir de şirket var. Elbette organizasyonu bir Türk şirketi yapıyor, Türkler her yerde. Bu arada seyahat boyunca en olmayacak yerlerde Türkler'le karşılaştık, bazen en olmaz sorunlarımızı çözdüler, her zaman memlekete selam söylediler, üzerimizde kalmasın...
FARKLI ROTALAR MEVCUT
Ren'de yapılan romantik tur çoğu kez Amsterdam'dan başlıyor Basel'e ya da tam tersi istikamette yapılıyor. Ama bizim yaptığımız gibi daha kısa (Strasburg-Koblenz- Rüdesheim- Mannheim- Heidelberg) versiyonu da mevcut. Tuna, Mekong, Volga, Main, Mosel, Douro, Sen,Yangtze, Nil, Dinyeper, Po, Chobe nehirlerinde de tur yapılıyor.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.