Giriş Tarihi: 16.11.2013

Gözyaşlarımızı bitti mi sandın?

SU VE ATEŞ **

Özcan Deniz Ya Sonra ve Evim Sensin filmlerinde seyircinin ilgi gösterdiği 'aşk filmleri damarı'nı yakalamıştı. Anlaşılan bu damardan ilerleyerek yoluna devam etmek istiyor. Çünkü Su ve Ateş de netice de bir aşk filmi... Bir aşiret reisi ile şehirli bir kadının Londra'da başlayan tutkulu aşk serüvenini konu alan Su ve Ateş'in Deniz'in ilk iki filmine göre farklılığı kara sevda motifi... Çünkü âşıklarımız birbirlerini sevmekten vazgeçemedikleri gibi, birbirine de kavuşamıyor. Öykü yapısı gereği Su ve Ateş'in Asmalı Konak'ı hatırlatan bir yanı var. Deniz'in canlandırdığı Haşmet Ağa karakterini Seymen Ağa'nın farklı versiyonu olarak görmek mümkün. Bunun için şu söylenebilir: Deniz, sinema serüveninde ilk defa kendi personasını öne çıkaran rolle karşımıza çıkıyor.
ÖZCAN DENİZ'İN ÇIKMAZI
Ya Sonra'da romantik komedi, Evim Sensin'de melodram kalıplarını kullanan Deniz, Su ve Ateş'te 'arabeskmelodram' kırması bir anlatımı tercih ediyor. Filmin olay örgüsünde bir titizlik var belki ama hikayenin karakterler üzerinden derinleşerek ilerlemesi konusunda aynı titizliği göremiyoruz. Ayrıca Deniz hikayedeki potansiyel dinamizmi yoğun duygusal anlatıma feda ediyor. Bu feda sahneleri de son derece klipvari. Böyle olunca film hikayenin etkisini azaltacak kadar uzuyor. Bu noktada Yağmur'u canlandıran Yasemin Allen'in iyi bir performans sergilediğini söylemem mümkün. Çünkü oyunculuğu ile karakterinin çaresizliğini, yaşadığı sıkıntıları seyirciye hissettirme çabası güdüyor. Bu çaba da filme bir samimiyet katıyor. Oyuncu Özcan Deniz ise Haşmet'in çıkışsızlığını çok kaba hatlarıyla göstermeyi yeğliyor. Hal böyle olunca 'görsel bir karakter' olarak kalıyor Haşmet... Filmin en iyisi ise usta oyuncu Tamer Levent. Onun göründüğü her sahnede filmin daha da içine giriyorsunuz. Yönetmenlik konusunda Deniz'in önceki filmlerine göre birazcık daha kendini geliştirmiş olduğu düşünülebilir. Kamera hareketleri ve kadrajlarında belli bir titizlik var. 'Görsel stajını', oynadığı TV dizileriyle yaptığından olsa gerek, dizi estetiğine önceki filmlerinde olduğu gibi çok da prim vermiyor. Ama elindeki hikayeyi nasıl anlatması gerektiği konusunda sıkıntılar yaşadığını da hissediyorsunuz. Su ve Ateş'in bize gösterdiği, Deniz'in senaryo ve özellikle de diyalog yazımı konusunda girdiği çıkmaz. Anlattığı hikaye karmaşıklaştıkça Deniz'in de zorlandığını görüyoruz... Aslında Deniz'in auteur'lük gibi bir iddiası yok. Popüler sinemadan yana bir eğilimi var. Bu da iş bölümüne gitmeyi gerektirir. Hem yönetmen hem oyuncu hem de senarist olmak bu anlamda iddialı bir durum. Lakin Deniz'in üç şapkayı giyme çabası ve çıkmazları bir araya gelince Su ve Ateş vasat bir film haline geliyor. Ya Sonra, Evim Sensin filmlerini seven seyirciler muhtemelen Su ve Ateş'i de beğenecek. Ama Deniz'in bundan sonra neyi anlatacağı kadar nasıl anlatacağı konusunda kafasının netleşmesi, yani sinematografiyi daha fazla umursaması, onu hayalindeki sinemacı kimliğine daha çok yaklaştıracaktır...

***
HAYATBOYU ***
Aslı Özge, ödüllü filmi Köprüdekiler'de İstanbul metropolünün arka sokaklarında dolaşıp alt sınıftan insanların yaşadıklarını anlatırken, bizi bir dolmuş şoförü ve karısıyla tanıştırmıştı. Kadın bir üst sınıfın yaşamına özenip daha iyi bir yaşamı arzuluyordu. Kocasıysa sınıfıyla barışık bir portre çiziyordu. Hayatboyu'nda yine İstanbul'dayız ve yine bir çift var karşımızda. Üst orta sınıftan olan bu çift belki de Köprüdekiler filmindeki kadının ziyadesiyle yaşamak istediği hayatı yaşıyor. Ama mutsuzlar, çünkü ilişkileri krize girmiş... Ela (Defne Halman) bir sanatçı Can (Hakan Çimenser) ise iyi kazanan bir mimar... Biz Can'ın kendini aldattığını öğrenen Ela'nın yaşadıklarını izliyoruz filmde. Aslında Ela gibi filmde resmedildiği kadar güçlü olan bir karakterden bu aldatma sürecinde daha cesur hamleler bekler insan. Ama Hayatboyu Ela'nın cesaretsizliğinin filmi bir anlamda... Çünkü üst-orta sınıftaki ahlaki çıkmazı ve görünenin aksine, ekonomik gücün halen erkek elinde olduğunu, bunun da Ela'nın elini kolunu bağladığını görüyoruz.
DEFNE HALMAN ÇOK İYİ
Özge, karakterler üzerine inşa edilmiş incelikli bir senaryoyla filmi kotarırken sinemamız için yeni sayılabilecek görsel bir üslup kullanıyor. Özellikle insan-mekan ilişkisine vurgu yaptığı sahneler gerçekten etkileyici. Filmin sürprizi, sinemada ilk başrolünü oynayan Defne Halman. Halman gönlümüzün Oscar'ını alacak kadar iyi oynuyor ve 2013 Türkiyesi'ndeki şehirli kadın-erkek ilişkilerine dair keskin bir kesit sunan Hayatboyu'nun unutulmazı oluyor.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.