Evde detoks zamanı

Yeni yılın bu ilk hafta sonunu, sizi yılın geri kalanında motive edecek, anlamlı bir faaliyetle geçirmek istiyorsanız, hemen kolları sıvayın ve evdeki fazlalıklardan, uzun zamandır, "Bir gün lazım olur" diye kıyıp atamadığınız ıvır zıvırlardan kurtulun.
Salon: Salonda bir çekmecenin içinde duran hangi alete ait olduğunu bilmediğiniz şarj aletleri, hangi iki şeyi birbirine bağlayacağını unuttuğunuz ara kablolar ve artık birbirine girmiş bir sürü kablo... Hepsini bir kutuya doldurup en kuytu yere kaldırın. İddia ediyorum, bir daha onları hiç aramayacaksınız. Kitaplarınızın fazlalığından yakınıyorsanız, hemen bir eleme yapın. Bir şekilde elinize geçmiş, okumadığınız ve okumayacağınız kitapları hemen eleyin. Kütüphaneye ya da mahallenizin muhtarlığına teslim edebilirsiniz. Hediye gelen vazolar ve evinize hiç uymayan aksesuvarların hepsini eleyin.
Kırtasiye kalabalığı en zoru: Aralarında önemli bir belge vardır diye atamadığınız ve devamlı yenileri eklendiği için büyük bir kağıt yığınına dönüşen o kalabalık, sizin en büyük düşmanınız! Hemen onları ele alın. Önemli belge sandığınız kağıdın apartman toplantısını haber veren kağıt olduğunu görünce rahatlayacaksınız. Önemsiz olanları atın, kategorize edip kaldırın. Ben renkli karton magazinlikler aldım. Elime geçen kağıt kalabalığından daha geldiği anda kurtuluyorum. Hemen uygun renkteki magazinliğin içine atıyorum. Üzerine etiket yapıştırmam bile gerekmedi. Sağlıkla ilgili olanı yeşile, seyahatle ilgili olanı sarıya koyuyorum. Her bankanın kendine özü bir rengi olduğunu da düşünürsek kredi kartı ekstrelerinizi anında bir düzene koyabilirsiniz.
Mutfak: Zeytinyağı şişesi yapmak için sakladığınız o koyu renkli ince cam şişeyi, boy boy kavanozları atarak işe başlayın. Evde bardak vs kırıldığında çöpe güvenle atmak için büyükçe bir kavanoz bırakın. Yemek sipariş etmek için sakladığınız o broşür kalabalığına göz atın. İçinde mutlaka birkaç tane birbirinin aynısı olan broşür bulacaksınız. Evde yediğiniz hazır yemeklerle gelen plastik çatak bıçak ambalajlarını bir poşete koyup iş yerinize götürün. İşyerinde bir şeyler yemek için ihtiyaç duyacaksınız.
Banyo: Saçınıza çok iyi geldiği için yenisini almak istediğiniz ve markasını hatırlamak için ambalajını muhafaza ettiğiniz şampuanın fotoğrafını çekin ve kutuyu hemen atın. Son kullanma tarihi geçmiş ilaçları atın. Dibinde biraz kalmış duş jellerini sıraya koyun ve ertesi gün banyoda bitirip boş kutularından kurtulun. Rengi artık yıkanınca beyazlamayan el havlularınızı temizlik için ayırın.
Gardırop: Artık giyemediğiniz ne varsa ayırın. O bir gün hiç gelmiyor, inanın bana. Üstelik vermek istediğiniz kilo az ise işiniz daha da zor, hatta imkansız. Giyemediklerinizi verin, çünkü zaten kilo verirseniz eski kıyafetler sizi mutlu etmeyecek; yeni kıyafetler için alışverişe çıkmak isteyeceksiniz. Evde giyerim diye düşünüp muhafaza ettiğiniz tüylenmiş kazaklarınızı da eleyin. Çat kapı bir arkadaşınız geldiğinde sizi içinde görmesini istemeyeceğiniz kadar tüylenmiş olanları ayırın. Eleme yapmakta zorlanıyorsanız bir arkadaşınızdan destek alın.
Kendinize sorun: ihtiyacınız var mı?
Yeni bir şey almadan önce mutlaka kendinize sorun. Acaba gerçekten ona ihtiyacınız var mı? Geçtiğimiz yıllarda ahşap kesme tahtası almaktan kendimi ancak bu sorularla alıkoyabildim, gerçekten işe yarıyor. Bir diğer yöntem de eve yeni bir şey geldiğinde eski bir şey gitmesi prensibi. Bu da çok işe yarayan bir yöntem. Alışveriş sırasında evden neyi atmak zorunda kalacağınızı düşünerek akıllıca davranmanız işten bile değil.

DEKO-FİKİR
Birbirine çok yakışan çerçeveler bulduysanız bunları içine resim ya da fotoğraf yerleştirmeden boş olarak duvara asmak mekana daha dramatik bir hava kazandıracaktır.
YAPRAK FIRTINASI
Bu kış evinizi yapraklar saracak. Yalnızca yeşil ve sarı değil farklı renklerdeki yapraklar da evlerimize doğayı ve mutluluğu getirecek.