Kusursuz değilim 'Lorde'um!

Yeni Zelanda'nın Auckland şehrinde ailesiyle yaşayan 17 yaşındaki Ella Yelich O'Connor, lise son sınıf öğrencisi ve şu sıralar hayali üniversiteyi kazanmak. Bir diğer hayali albüm yapmaktı, ama zaten bu isteğini 16'sındayken gerçekleştirdi! Ella, bir okul organizasyonunda çekilen video sayesinde keşfedildi. Videoyu izleyen plak şirketi Universal Music, Ella'yla iletişim kurdu ve 12 yaşındaki genç yeteneği bünyesine kattı. Kraliyet yaşam tarzını büyüleyici bulan Ella'nın sahne adı da 'Lord' sözcüğünün 'e' harfi eklenmiş hali olan Lorde oldu. Kalemi ruhuyla işbirliği yapan Lorde, kendi şarkılarını seslendirdiği ilk EP'si The Love Club'ı 2012 yılında SoundCloud üzerinden ücretsiz yayınladı. Şarkılar, internette çok ses getirince düzenlemeleri yeniden yapıldı ve geçen Mart ayında da albüm olarak piyasaya sunuldu. New York şehrini izlediği filmlerden görüp gitme hayalleri kuran küçük kız Ella, genç kız Lorde olarak bu hayalini gerçekleştirdi.
ZEKİ MÜZİĞİN PEŞİNDE
Lorde'un Ekim ayında yayınladığı single Royals ise müzik piyasasına hızlı girdi. Single, genç müzisyeni de ABD müzik listesinde zirveye yükselen ilk Yeni Zelandalı yaptı. Lorde'un şarkılarını milyonlar dinledi, konserleri tıklım tıklım geçti. Sektörün önemli isimleri bu genç kızı yakın takibe aldı. Her şey bu kadar hızlı gelişirken Lorde, geçen hafta da Yılın En İyi Şarkısı ve En İyi Pop Solo Performans kategorilerinde Royals ile Grammy ödülünü kucakladı. Lorde'un Grammy performansı sosyal medyada en çok konuşulan konu oldu. Süperstar olma yolunda adımlarını büyük büyük atan Lorde, röportajlarında sahnedeki Lorde ile gerçek hayattaki Ella'nın aynı olmadığının üzerinde duruyor. Tüm başarısına ve gençliğine rağmen, mütevazı bir hayatı tercih ediyor. Medyada az görünmenin bir dezavantaj olmadığını savunan Lorde'a göre sosyal paylaşım ağları hayranlarıyla iletişim için yeterli.

ÖNCE ÖDEV SONRA İNTERNET
Grammy sahibi olması Ella'nın evindeki dengeleri ise değiştirmemiş. Bütün geceyi Instagram, Tumblr ve Twitter başında geçirdiği için annesi hâlâ cep telefonuna el koyuyor ve ödevlerini yapması için üzerinde baskı kurmayı sürdürüyor. Lorde, boş vakitlerinde fotoğraf çekmeyi, müze gezmeyi ve kitap okumayı tercih ediyor. Kendisini feminist olarak görüyor. Taylor Swift'i örnek vererek birbirlerine benzeyen kadın yıldızları sevmediğini belirtiyor. Lorde, Animal Collective, Yeasayer gruplarının yaptığı gibi zeki müziğin peşinde. Kısacası karşımızda gelecek vaat eden, yetenekli ve bunun farkında bir genç kız var.