Sosyete bir fanus ama ben onu şansa dönüştürdüm

Fenerbahçe'nin efsane başkanı Ali Şen'in oğlu Metin Şen'le evli olan, iki çocuk annesi Aslı Şen önümüzdeki hafta Mango'nun defilesine ev sahipliği yapacak.
Bu ne demek? Aslı Şen, kalabalık ve etkili çevresini kullanacak, sosyal yaşamın en ünlü isimlerini o defilede buluşturacak. Bu 'davet sahipliği' sosyetemizde yeni bir işkolu oldu. Pekçok ünlü isim, bu tür işlerle büyük paralar kazanıyor. Aslı Şen de bu işin karşılığında para alacak. Tıpkı geçen yıl olduğu gibi. Ama para Aslı Şen için bir amaç. Çünkü Mango'dan alacağı parayı kültürel varlıkları ve Türk sanatını korumak amacıyla iki yıl önce kurulan EPOS7 adlı derneğe bağışlayacak. Yani işin ucunda hayırlı bir 'iş' var.
Aslı Şen'le Odakule Mango'da buluştuk. Yeni koleksiyondan kıyafetlerle objektif karşısına geçti.
Sohbetimizde de sosyetik olmakla ilgili merak ettiklerimizi sorduk, kendisi gibi çok eğlenceli cevaplar aldık. İşte Aslı Şen'le sosyete sohbeti.
- Sizi fotoğraflarınızdan biliyoruz, kendinizi biraz anlatır mısınız?
- Laz kızıyım. İstanbul'da okudum, büyüdüm.
Ankara'da işletme okudum. Ardından Londra'da pazarlama eğitimi ve Amerika'da yüksek lisans programı aldım. İki oğlum var. Üç sene öncesine kadar aktif olarak çalıştım, şimdi de internette yeni projelerim var.
- Bu kadar sıfatınız varken, 'Ben sadece zengin adam eşi değilim' diye isyan ettiğiniz oluyor mu?
- Çok şükür ki Metin gibi bir eşim var. Onun desteği olmasa bugün yaptığım hiçbir şeyi yapamazdım.
İyi ki zengin adamla evlenmişim.
Annem babam da beni gayet güzel büyüttü. Çok şükür ki Metin de baba evimi aratmadı, daha fazlasını verdi. Çalıştığım zaman kendimi iyi hissediyorum, bu yüzden çalışıyorum.
- Zengin koca bulmak için ne yapmak lazım?
- Sen kendine ne değer biçersen, o kadar değerlisin.
Önce kendine değer vereceksin. Sonra da düşünce gücüyle çağıracaksın. 'Ben zengin koca buldum, oh evleniyorum' diyeceksin. O zaman bulursun.
- Günde kaç davete gidersiniz? Bazen gün içinde dört ayrı davette dört kez kostüm değiştiren insanlar görüyoruz. Bu büyük bir mesai değil mi?
- Kabul ediyorum, ben de davetten davete koştuğum bir dönemden geçtim. Nasıl kendimizi bulana kadar rüküş giyinip, çok makyaj yaptıysak, bu da öyle bir şeydi. Bir dönem her davete gittim.
Ama sonra beni neyin mutlu ettiğini gördükçe bunları azalttım. Ben artık gideceğim daveti seçiyorum. 'Ben ve ailem daha önemliyiz' diyerek 'Hayır' demeyi öğrendim. Tanıdığım arkadaşıma gidiyorum sadece. Günde en çok iki davete gidiyorum.
Sosyete bir fanus
- Sizin aranızda güzel olan veya güzel giyinen kıskanılır diye bir durum var mıdır?
- Kıskançlık insanın doğasında var. Hepimiz birbirimizi kıskanıyoruz. Ama bunların kötü niyetle yapıldığına inanmıyorum. Herkes daha zayıf, daha şık, daha güzel olmak istiyor. Bence daha iyi insan olmak için uğraşmak lazım.
- Kendinizi geliştirmek için ne yapıyorsunuz?
- Pek çok seminere katılıyorum, kurslar alıyorum.
Yemek kurslarına, fotoğrafçılığa, dinler tarihi gibi kurslara gidiyorum.
- Fotoğrafçılara poz veriyor olma durumunu garip buluyor musunuz?
- 14 yıllık evliyim, ilk beş yıl çok garip geliyordu.
Utanıyordum. Artık alıştım. Hatta bilinenin aksine geçtiğimiz üç senedir evime haftalık magazin dergisi bile almamaya, kuaförde bile okumamaya başladım. Çünkü 'O ne yapmış, o bunu kullanmış' diye düşünerek yaşıyorsun, ben bundan neyse ki kendimi kopardım.
- Bu dünya insanı strese mi sokuyor?
- Bence sosyete bir fanus çünkü orası Türkiye değil gibi. Onun içindeyim kabul ediyorum.
Bundan da mutsuz değilim. Ama ben orada yakaladığım şansı başka yerlere aktarıyor, birilerine yardımcı olmaya çalışıyorum. Böylece mutlu ediyorum kendimi.