Son Güncelleme: Cuma 14.02.2014
Takipçi sayısı her şey değil
Sosyal medyada insanlar ve markalar takipçi sayısına odaklanıyor. Takipçi sayısı çok olan beğenildiğini düşünüyor. Oysa takipçileriniz sadece sizi beğenen ve destekleyen insanlardan oluşmuyor
YENİ MEDYA OKUMA
Artık televizyon, bilgisayar, tablet ve akıllı telefon ekranlarında milyarlarca video, fotoğraf ve yazı ile karşılaşıyoruz. Rakamları okurken taraf olmadan tespitler yapmak mümkün. Telekomdan perakendeye, eğitimden teknolojiye her sektör müşterilerine ulaşmak için sosyal medya kanalını da kullanmak istiyor. Ancak sosyal medyada bile ticari çıkarlarla toplumsal değerleri birbirinden ayırmak mümkün olmuyor. Bu yüzden toplumdaki insanların nitelikli internet okur yazarı olması için iyi bir eğitim alması gerekiyor. Gördüğü, paylaştığı her şey için doğru okuma yapmak lazım. İnsanların aklını, vicdanını ve eleştirel bakış açılarının olduğunu görmek gerekiyor. Yani sosyal medyada takipçi körü körüne destekleyen anlamına gelmiyor. Yorumlar o takipçilerin ne kadar harekete geçtiğinin kanıtı olarak karşımıza çıkıyor.
SOSYAL VİDEOLARIN SAYISI ARTIYOR
Bu yıl her zamankinden daha fazla videoların konuşulduğu ve paylaşıldığı yıl oldu. Pek çok şirket YouTube kanalına özel yatırım yapmaya başladı. Reklam videolarını ilk olarak bu kanalda paylaşanların sayısı da çoğaldı. Sadece reklam filmleri değil, ürün ve servislerle ilgili de bilgi paylaşımları için de yine video paylaşım siteleri kullanılıyor. Şirketlerin dışında Facebook, Twitter ve YouTube kanalındaki takipçilerine özel üretim yapanlar arasında spor kulüpleri ve belediyeler de var.
TÜRKİYE'NİN TAKİP ETTİKLERİ
2014 yılının başında sosyal ağlarda kampanyaların sayısı arttı. Her marka farklı platformlara yatırımlar yapıyor. Bu konuda etkinliklerin rakamsal sonuçları Socialbakers OCAK 2014 raporunda paylaşılıyor. (www. digitalage.com.tr/socialbakers-ocak-2014-turkiyesosyal- medya-raporu/) Rakamlara bakınca profesyonel emek harcayan kurumların karşılığını almaya başladığını görüyoruz. Sadece şirketlerin değil, belediyelerin ve kamu kurumlarının da bu arayışa katılması, internet vatandaşının dilinin anlaşılmasına katkı sağlar.
SORUN ÇOK, ÇÖZÜM YOK
İnternette yaşanan sorunlar kriz haline gelse de sonuç almak için çözüm üreten kurum neredeyse yok. Oysa ailede başlaması gereken çözüme, sürekli dışarıdan müdahalelerle çözüm arıyoruz. Aileler çocuklarına tablet veya akıllı telefon verince kendi üzerine düşeni yapmış sayılıyor. Şimdi eğitimde tablet kullanmaya başlayan okullar aslında yeni sorunlarla uğraşmaya başlıyor. Tıpkı sosyal medyada kampanya yapmaya başlayan şirketlerin başına gelen gibi. Türkiye'de kimse eğitime zaman ayırmayı, içerik üretmeyi değerli bulmuyor ve bunun için yatırım yapmıyor. Oysa kurumların eğitim yatırımlarının önemli bölümünü yeni medya okuma ve paylaşmaya ayırması gerekiyor.
EN SON HABERLER
- 1 Sanal dünya çocuklara okuldan tatlı geliyor
- 2 Öğrendiğinizde şaşıracağınız 4 önemli beslenme bilgisi
- 3 Oysa her şey çok iyi gidiyordu
- 4 Sokaklar tenis kortuna döndü
- 5 Her şey bu ülkenin çocukları için
- 6 Bir rüyanın peşinde
- 7 7/24 şehirde yaşam
- 8 Hiçbir doğruluğu olmayan beslenme önerileri
- 9 İnsana güvenmekten vazgeçmeyin
- 10 Küçük sanatçılar için büyük deneyimler