Vitrinlere onun eli değiyor
48 yıldır Vakko'nun vitrinlerini tasarlayan Hayri Güzel, dokunuşlarıyla kıyafetleri kadınlar için arzu nesnesi haline getiriyor. Bu işi, henüz meslek olarak kabul edilmeden yapmaya başlayan Güzel, "Kıyafet yalnız başına anlamsız, ona ruh katacaksın" diyor
- Türkiye'de hatta dünyada 'vitrin tasarımcılığı' diye bir meslek yokken başladınız bu işe. Vitrinler hayatınıza nasıl girdi?
- Daha 20'li yaşlarımın başındayken Beyoğlu'nda bir mağazada tezgahtarlık, bugünün tabiriyle satış danışmanlığı yapıyordum. O dönemde bir gazete ilk defa 'Anneler Günü Vitrin Yarışması' açtı. Ben de vitrinlere çok meraklıydım, mağazanın sahiplerinden yarışmaya katılmayı rica ettim. Yarışmaya girdim ve kazandım. Sonra bir arkadaşım beni Vitali Hakko ile tanıştırdı. Tanışma, o tanışma oldu, 48 senedir buradayım.
- Bir vitrin yaptınız beğenildi, gerisi nasıl geldi?
- Evet, bir yarışma kazandım ama vitrin tasarımı bilerek yaptığım bir şey değildi. O dönemde Bay Vitali İngiliz bir dekoratörle anlaştı, Avrupalılar daha değerli ya. Buna çok bozuldum. Bay Vitali'ye 'Beni Avrupa'ya gönderin, eğer döndüğümde onları aratıyorsam işime son verin' dedim. Hiçbir şey söylemedi, aradan 15 gün geçince beni çağırdı, 'Zürih'e gidiyorsun' dedi. Sonrasında her yıl değişik Avrupa başkentlerine vitrin görmeye gittim.
- Staj mı yapıyordunuz, çalışıyor muydunuz?
- İkisi de değil. Bay Vitali'nin beni oralara göndermesinin sebebi 'gözümü çalıştırmak', kıyafetlerin nasıl teşhir edileceğini öğrenmemi sağlamaktı. Algılarımı açtım, gördüklerimi burada uygulamaya başladım.
- Bu arada size teklifler de gelmiştir. Hiç değerlendirmeyi düşünmediniz mi?
- Her şey para değil. Bu iş bana bir yaşam şeklini öğretti. İşimi çok seviyorum ama önce Vakko'yu çok seviyorum. hep mesleğimin en tepesinde olduğuma inandım. Bir daha dünyaya gelsem yine bu işi, bu markada yapmak isterdim.
- Unutamadığınız bir vitrininiz var mı?
- Beyoğlu Vakko vitrinini hazırlıyorum. İçinde derinlik versin diye mürekkep olan suların, kayaların olduğu bir vitrin. Vitrinin son haline bakıp, 'Bir de martı olsa ne iyi olurdu' diye geçirdim. Arkamı döndüm ki, elinde doldurulmuş martı tutan bir adam bana bakıyor. İşte bunu hiç unutamam ve her hatırladığımda tüylerim ürperir.
Kadın kıyafete vurulmalı
- Kadınları vitrinlerle ilgili ne cezbediyor?
- Bence kadınlar dekordan ziyade ürünleri görüyor. Ama kıyafeti öylece vitrine koyarsanız hiçbir anlamı kalmaz. Ürünün kadınlarla konuşmasını sağlamak için küçük dokunuşlar yapmak, onları arzu nesnesi haline getirmek gerekir. Kadın vitrinde bir kıyafeti gördüğü zaman ona vurulmalı, 'Ben de giyersem böyle olacak' demeli.
- Bu işin bir matematiği var mıdır? Siz mağazaya girmeyecek müşteriyi vitrinle içeriye çekebilir misiniz?
- Bu işte bir kural var: Vitrinde dekor ürünün önüne geçmemeli. Bir de 'Ne kadar çok ürün koyarsanız o kadar çok satış yaparsınız' gibi bir denklem de yok. Olay vitrine koyduğunuz ürünü en güzel şekilde sunmaktan geçiyor.
- Vitrinle sadece göze mi hitap etmeyi hedefliyorsunuz?
- Görmek en önemlisi ama biz mağazalarımızın dışına taşan sesler ve kokudan da yararlanıyoruz. Mesela şu anda Vakko vitrinlerinde baharı görüyorsunuz. Çiçekler vitrinden taşıp mağazasının dışına kadar uzanıyor, etrafa mis gibi çiçek kokuları yayıyoruz, bir de kuş cıvıltıları koyduk.
EN SON HABERLER
- 1 Sanal dünya çocuklara okuldan tatlı geliyor
- 2 Öğrendiğinizde şaşıracağınız 4 önemli beslenme bilgisi
- 3 Oysa her şey çok iyi gidiyordu
- 4 Sokaklar tenis kortuna döndü
- 5 Her şey bu ülkenin çocukları için
- 6 Bir rüyanın peşinde
- 7 7/24 şehirde yaşam
- 8 Hiçbir doğruluğu olmayan beslenme önerileri
- 9 İnsana güvenmekten vazgeçmeyin
- 10 Küçük sanatçılar için büyük deneyimler