Cumartesi 08.03.2014
Son Güncelleme: Cuma 07.03.2014

Unutmayın: Kadınlar da var!

Türkiye'de ve dünyada kadın erkek eşitliği, sosyal ve siyasal haklar, aile ve toplum içindeki konumla ilgili dünden bugüne gelişmelere bakılırsa, erkeklerin haklarından taviz vermeye çok da gönüllü olmadıkları anlaşılıyor

İnsan haklarının ayrılmaz parçası olan kadın hakları konusunda dünyada geçmişe oranla nispi diyebileceğimiz ilerlemeler var. Bütün bu ilerlemelere ve kağıt üzerindeki değişikliklere rağmen kadınlar yeryüzünün değişmez mağduru olarak varlıklarını sürdürmeye çalışıyor. Modern çağ da kadınlara karşı hep iki yüzlü davrandı. Örneğin dünyanın en gelişmiş demokratik ülkelerinden biri olarak kabul edilen İsviçre'de kadınlar, seçme ve seçilme hakkını alabilmek için 2 Şubat 1971'e kadar beklemek zorunda kalmışlardı. Fransa ve Belçika bu hakkı 1944'te tanıdı. Kadınların seçilip parlamenter olma hakkını ilk kez tanıyan ülke Danimarka'dır ve takvimler 1924'ü göstermektedir. Türkiye bu konuda, birçok modern devletten daha insaflı ve vicdanlı davranmıştı. Türkiye'de kadınlar 20 Mart 1930'da belediye seçimlerinde ilk seçme hakkını kazandı. 1933'te muhtar olma hakkını, parlamento seçimlerinde oy kullanma ve seçilme hakkını ise 5 Aralık 1934'te yapılan anayasa değişikliği sonucunda elde ettiler. 8 Şubat 1935'te ilk defa Meclis seçimlerine katılan Türk kadınları Meclis'te tam 18 sandalye elde etti.
TÜRKİYE AYRIMCILIKTA 124. SIRADA
Bugün geldiğimiz duruma bakacak olursak sonuç hiç de yukarıdaki kadar iç açıcı değil. Ekonomik Forumu'nun 2012'de yaptırdığı 'Dünya Cinsiyet Ayrımı' araştırmasının sonuçlarına göre Türkiye, 135 ülke arasında 124. sırada yer aldı. Siyasette kadın-erkek eşitliğinin en yüksek olduğu ülkeler sırayla İzlanda, Finlandiya, Norveç, İsveç ve Nikaragua. Parlamenter oranı açısından kadınların durumu incelendiğinde, Türkiye 135 ülke arasında 98. sırada. Zaten 230 yıl öncesine kadar dünyanın hiçbir ülkesinde kadınlar seçemiyor ve seçilemiyordu. Kadınlara oy verme hakkı ilk olarak 1776'da Amerika'nın New Jersey eyaletinde tanındı. O devrin erkekleri verdiklerinin fazla olduğunu düşünmüş olmalı ki, 1807'de bu hakkı kadınların ellerinden geri aldı.

THATCHER DÖNEMİ UNUTULMADI
Avrupa'da kadınlar seçme ve seçilme hakkına sahip oldular ama devletin ya da hükümetin başına geçmek için uzun yıllar beklemek zorunda kaldı. Dünyada bu şansı yakalayan ilk kadın ise 1960'ta devlet başkanı olan Sri Lankalı Sirimavo Bandaranaike'ydi. Avrupa, ilk kadın başkanı görebilmek için Margaret Thatcher'ın seçildiği 1979'a kadar beklemek zorunda kalmıştı. Beklemişler de ne olmuş? Hiç. Çünkü Thatcher dönemi, kadın hakları açısından Büyük Britanya'nın en kötü dönemi olmuş ve bu kadın başbakan, hak-hukuk alanında erkeklerden bile daha 'delikanlı' çıkmıştı. Maalesef siyasal ve ekonomik haklar açısından karnesi en zayıf kesim İslam ülkeleri oldu. Afgan kadınları bu hakkı almak için 2003'e kadar bekledi, Kuveytliler bu hakkı 2005'te elde etti, Suudi Arabistan Krallığı ise kadınlara oy kullanma hakkını 2011'de lütfetti! Ama kadınların otomobil kullanmasına hâlâ izin yok.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.