Sanat eserini yüreğinizle alın

İnsanlar çeşit çeşit, birbirinden çok farklı çalışan beyinlere sahipler, kiminin IQ'su yüksek, kiminin EQ'su... Herkes her şeyi birbirinden çok farklı algılayabiliyor. O an düşündükleri, yetiştirilme tarzları, yaşadıkları, yaşamadıkları... O kadar çok etken var ki farklı algılamaya yol açan. Sanat eserleri hakkındaki algılar da tüm diğer algılar gibi çeşitli. Herkesin farklı anlamlar yüklediği, bambaşka şeyler gördüğü ve birbirinden bağımsız, çok farklı açılardan yaklaştığı sanat eserleri... Birkaç yıl önce Home Art dergisi için hazırladığımız bir konuda heykeltıraş Cem Sağbil'in söyledikleri beni çok etkilemişti. Eserlerini alan ve evinde uygun bir yerde sergileyen sanatseverler için Sağbil şöyle diyordu: "Bir eser yarattığımda bitirme aşamasında ve onu kelimelere dökmem gerektiğinde iki adım geride durmayı ve hatta tamamlamamayı tercih ediyorum. Benim eserime bakan insanın izleyici olmasını değil, eserin üzerine bir şeyler eklemesini ve kendi hikayesiyle bütünleştirmesini istiyorum. Bu yüzden eserlerime çok fazla detay eklemeyerek, karşı tarafa da eser üzerine bir şeyler ekleme şansı tanıyorum." Cem Sağbil eserlerini alan sanatseverlerin evinde eserini gördüğü zamanki duygularını da aktarıyordu: "Enteresan bir şekilde de alan kişilerin yerleştirdiği yerleri gördüğümde her zaman eserimin asıl yerini bulduğunu ve tamamlandığını hissettim. Hatta bazen insanların benim eserimin üzerine kurguladıkları öyle hikâyeler oldu ki ben bile şaşırıp, kendimle övündüm. Zaten ben bir sanat eserinin eleştirilebilirliğine de inanmıyorum. Ya da sanatçıların rakip olabileceklerine... İyi bir iş çıkarmanın formülü bana göre sevgini, saygını, emeğini, bilgini o esere yüklemekten geçiyor. Sonrası tamamen beğenilere ve etkilenmeye kalmış bir durum. Her biri birbirine benzeyen eserler arasında koca bir sergi salonunda sizi çeken tek bir eser de olabilir. Bu tamamen sanatçının esere yüklediği duygularla sizin o eserde kendinizi bulmanızla alakalı. Ben eserlerimden biriyle bağ kurup, onu satın alan ve kendi serüveninde bir yer veren sanatseverin yüklediği duyguyla eserin yükseldiğini düşünüyorum."
TAMAMLANAMAMIŞ ESERLER
Bazı şeyleri tamamlanmamış bırakıp üzerine anlamlar yüklenebilmesini sağlamak her sanatçının başarabileceği bir şey değil kesinlikle. Aklıma şuursuzca sanat eseri alan insanlar geliyor. Eserle bir bağ kurmadan, kendisinden bir şey bulmadan ve ona bir anlam katmadan... Ne yazık! Bir his beslemeden, yalnızca yatırım amacıyla alınan eserler için de geçerli bu düşündüğüm. Yanlış ellere geçen o eserler, belki başka birinin elinde, evinde bulacaktı mutluluğu ve o zaman tamamlanmış olacaktı. Kimi eserler bu yüzden tamamlanamamış olarak kalıyor. Yukarıda fotoğrafını gördüğünüz konu yine Home Art dergisinden. Gözde Ulusoy'un hazırladığı konuda sanatçı ve sanatseverlerin eserlere yükledikleri anlamları okuyacaksınız. Kendi portrelerini yapan bir sanatçının eserlerinin bir sanatseverin evinde kendine nasıl yer bulduğunu göreceksiniz. Ve bundan sonra bir sergi gezerken, bir eser alırken, duvara bir şey asarken hep bunları hatırlayacaksınız.
DEKO-FİKİR
Siyah-beyaz ve içi boş desenlere sahip duvar kağıdı ve kumaşları dilediğiniz gibi renklendirebilirsiniz. Tekstil ürünlerine özel boyaları kullandığınızda uzun yıllar kullanabileceğiniz size özel desenlerin keyfini çıkarın.
DEKO-TREND
Mermer tablalı sehpalar ve mermer süs eşyaları her zaman gündemdeyken bu sezon mermer görünümlü eşyalar, kumaşlar ve duvar kağıtları dikkat çekiyor.