Son Güncelleme: Cuma 02.05.2014
Şimdi en mutlu olduğum dönem
Demet Akalın, anne olmanın ve yeni albüm çıkarmanın heyecanını birlikte yaşıyor. "Çocuk, anneye ayak bağı olamaz" diyen Akalın'la yeni albümünü ve küçük Hira'nın aileye katılmasıyla değişen hayatını konuştuk
- Öncelikle tebrik ederim. Ağustosta evinizde röportaj yapmıştık. Mideniz bulanıyordu, galeta istemiştiniz. Meğer hamileymişsiniz. Haberi nazar değer diye mi sakladınız?
- Hem nazardan hem de bayağı kötüydüm. Sürekli istifra ediyordum, o yüzden söyleyemedim dört ay kimseye.
- Şimdi şarkınızdaki gibi evli, mutlu, çocuklusunuz. "Artık yüzde 100 mutluyum" diyor musunuz?
- İnsan başka ne ister! Hiçbir zaman yaşantımla ilgili şikayetlerim olmadı ama şimdi en mutlu olduğum dönem.
-Bir tavrınız vardır ya sizin... Her an her şeyi bırakıp gidebilirmişsiniz gibi... Şimdi hayatınızda bırakıp gidemeyeceğiniz bir şey var, bu korkutuyor mu sizi?
- Yoo... Onu da alıp giderim...
- Çocuk doğurunca insan değişir, yumuşar derler. Anne olunca sizde neler değişti?
- Ben de yumuşadım. Arkadaş toplantılarında hep söylüyorlardı; 'Kucağına alınca şöyle oluyor. Anne olunca göreceksin'... 'Gidin, saçmalamayın. Bana öyle şeyler olmaz' diyordum. Ama oluyormuş. İnsan gerçekten değişiyor.
- Hira ismini kim koydu?
- Okan koydu. Kur'an-ı Kerim'in Peygamberimize indirildiği mağaranın adı. Güzel değil mi?
BURNUMUN DİREĞİ SIZLADI
- Sancılı bir hamilelikten sonra Hira'yı kucağınıza aldığınız ilk an ne hissettiniz?
- İlk aldığımda çok bir şey hissetmedim. Ama birkaç gün sonra hastaneye geri dönmek zorunda kaldık. Sarılığı bayağı ilerlemişti. O gece ayrı kaldık. Battaniyesi kaldı odada. Battaniyeye sarılışım çok fenaydı. Orada anladım olayı, 'annelik bu olsa gerek' dedim. İnsanın burnunun direği sızlıyor. Tuhaf bir duygu. Anlatılamaz, hiçbir şeye de benzemiyor. O yüzden şimdi anlıyorum, çocuğu olan insanların bir yere gittiklerinde hemen eve dönmek istemelerini. Ya da bebeklerini yanlarında taşıyorlar. Ben de Okan'a diyorum, 'Yanımda taşıyayım. Röportaj, konser, bir şey olmaz. Zaten yanında dadısı da var.' En azından vakit geçer ama o pek izin vermiyor.
- Neden izin vermiyor?
- Bilmem, öyle bir takıntısı var ben de saygı duyuyorum. Tabii şimdilik... Biraz ele avuca gelsin, biraz serpilsin, götürürüm ben.
- Evde dengeler nasıl? Eşiniz sizi herkesten kıskanıyordu. Şimdi Hira'dan da kıskanıyor mu?
- Kıskanmıyor. Zaten bebek biraz ona düşkün. Ben beş saat kucağımda sallasam da uyumuyor. Babanın göğsüne yatınca üç saat uyuyor. Böyle bir şey olamaz. Herhalde Okan hamilelikte onunla çok konuştu, o yüzden diyorum. Ona bir tık daha düşkün.
- Nasıl bir anne oldunuz?
- Biraz pimpirikli oldum. Teyzen geliyor, kuzenin, kayınvaliden geliyor. 'Aman öpülmesin lütfen' diye söyleniyorum. Kadına 'Kafasından şöyle tutun' diyorum. Sanki kadın daha önce hiç çocuk doğurmamış. Üç tane evlat yetiştirmiş. Ama pimpirikli oluyorum haliyle.
EN SON HABERLER
- 1 Hiçbir doğruluğu olmayan beslenme önerileri
- 2 İnsana güvenmekten vazgeçmeyin
- 3 Küçük sanatçılar için büyük deneyimler
- 4 Yelkovan kuşlarının peşi sıra
- 5 Üstümüz başımız leopar
- 6 Bu oyunun seyircileri, cesaretli insanlar
- 7 Zamanın ötesinde bir albüm
- 8 7/24 şehirde yaşam
- 9 Sınırları koruyalım
- 10 Dümdüz bir karın, incecik beden için bahar diyeti kılavuzu